Anlatımın temel birimi cümledir. Düşündüklerimizi, duyduklarımızı, tasarladıklarımızı ya da yaşadıklarımızı karşımızdakilere tam olarak iletebilme, cümle kurabilme gücümüze bağlıdır. Doğrusu cümlelerimizin açık, duru, yalın dilin işleyiş kurallarına uygun ve dilbilgisi yönünden doğru olmasıyla ilgilidir. Cümlelerimiz bu niteliklerden yoksunsa, duru, yalın, açık değilse, iletmek istediklerimiz tam iletemeyiz. İster istemez karşımızdakiler, anlatmak istediklerimizi tam olarak anlayamazlar ya da eksik, yanlış anlarlar.
Cümle bir yargı birimi olduğuna göre, cümledeki her sözcüğün bu yargıyı oluşturmada bir işlevi olmalıdır. Böyle değilse aynı anlama gelen ya da aynı işlevi yerine getiren sözcükler birlikte kullanılmışsa, o cümle duru değildir. Duruluktan yoksun cümlelerle oluşturulan yazılar da uzatılmış, doldurulmuş yazılardır.
Yargıyı ya da düşünceyi en az sözcükle biçimlendirmeye de yalınlık diyoruz. İyi bir cümle duru olduğu halde yalın da olmalıdır. Genellikle bir sözü düpedüz, doğrudan doğruya söylemek yerine, daha şatafatlı gözüksün diye, özentili bir biçimde söylenme, yalınlığı bozar. Bundan da öte açıklılığı engeller.
1.DURULUK
İyi ve sağlam bir cümlenin niteliklerinden biri duruluktur. Duruluk, cümlede gereksiz sözcüklerin bulunmamasıdır. Bir başka değişle duruluk; duygu ve düşüncelerin, gereksiz sözcük kullanılmadan olabildiğince az sözcük kullanılarak anlatılması özeliğidir.
Bu niteliği sağlamak için, düşüncenin belirtilmesinde belli bir görevi olmayan sözcükleri cümleden atmalıyız. Yalınlık ve doğallık kazandırmaya yarar.
Gereksiz sözcüklerden kurtulmanın en kestirme yolu, düşünceleri zihnimize doğduğu gibi yazmadır.
CÜMLEDE DURULUĞU BOZAN ETKENLER ŞUNLARDIR
Gereksiz sözcük kullanımı-yinelemeler
Anlamdaş sözcükleri bir arada kullanılması ya da görevi olmayan bir sözcüğe yazıda yer verilmesi anlatım gücünü azaltır;sözü gereksiz yere uzatır. Edat, bağlaç ve zamirlerin de gereksiz kullanılması da anlatımı bulandırır. Ayrıca bir ekin karşıladığı anlamı ekle birlikte sözcüğünde kullanmak suretiyle ifade etmeye kalkışırsak gereksiz sözcük kulanmış oluruz. İçinde gereksiz sözcük bulunmayan yazı, daha etkili ve inandırıcı olur. Görevi bulunmayan gereksiz sözlere " haşiv " denirdi.
Anlatımı gücünü azaltan ya da anlatım bozukluğuna yol açan etkenlerden biri de eş anlamlı sözcükleri aynı cümle içerisinde birlikte kullanılmaktadır. Sözü gereksiz yere uzattığı için bu tür kullanımlar anlatımın güzünü azaltır, söylenenin kolayca kavranmasını önler. Öteki yanlışlar gibi bunlarda sözcükleri seçerek anlamına göre onları tartarak, değerlendirerek kullanmamaktan kaynaklanır. Bu tür bir yanlışlığı gidermenin ya da düzeltmenin somut ölçüsü şudur; sözcük atıldığında anlamda bir bozulma ya da daralma olmuyorsa gereksizdir, atılmalı; oluyorsa o sözcük ya da sözcük öbeği gereklidir.
a) Gereksiz sıfat kullanılmalından kaçınılmalı
- Hür ve özgür düşünceden yana olanlar şimdi nerede?
- Hepinize neşeli, sağlıklı, şen günler dilerim.
- Depodaki mevcut stokların dökümünü bilgisayardan aldım.
- Zengin ve varlıklı insanların eğitime katkıda bulunması gerekir.
- O, faydalı ve yararlı bir araçtır.
b) Gereksiz zarf kullanımından kaçınılmalı
- Evden dershaneye yaya yürüyerek gidiyorum.
- İnsan zaman zaman ara sıra yanlış yapabilir.
- İnsan; şuurlu, bilinçli davranmalıdır.
- O günleri daha henüz dün gibi hatırlıyorum.
- Toplantı zamanı yaklaştıkça konuşmacının heyecanı gittikçe artıyor.
- Konuyu uzun uzun karşılıklı tartıştılar.
- İşini zamanında günü gününe yapar.
c) Gereksiz isim kullanımından kaçınılmalı
- Yoksul ve fakirlerden vergi alınmamalı.
- Herkesin şartları ve koşulları eşit değil.
- Her insan, sorumluluğunu ve mesuliyetini bilmelidir.
- Babanıza saygı ve hürmetimi sunarım.
- Arzu ve istekleriniz bizim için emirdir.
- Başarılı olmak için sağlıklı bir plan ve program uygulanmalı.
d) Gereksiz edat kullanımından kaçınılmalı
- Galiba onun akıllanacağı yok gibi görünüyor.
- Elektrikler kesildiğinden dolayı asansör çalışmıyor.
e) Gereksiz bağlaç kullanımından kaçınılmalı
- Ancak ne var ki annemle böyle konuşmalısın.
- Geleceğini belki de düşünmüş olabilir.
- İşimi bitirip ve hemen döneceğim.
- Düğüne katılmayacaksan hiç olmazsa bari bir kutlama telgrafı çek.
f) Gereksiz yardımcı eylem kullanımından kaçınılmalı
- Seçimlere onun etki etiğini ileri sürdü. (seçimleri onun etkilediğini ileri sürdü.)
- Önce arkadaşımdan kuşku etim. (önce arkadaşımdan kuşkulandım. )
- Yağmur yağınca sular bulanık hale geldi. ( yağmur yağınca sular bulandı. )
- Çocuk, hasta oldu. (çocuk hastalandı. )
- İyi, kötü günlerimiz oldu; ama kanımca bizden memnun olarak ayrıldı. (.. bizden memnun ayrıldı. )
- Bu evrakları müdürün imza etmesi gerekirdi. (bu evrakları müdürün imzalaması gerekirdi. )
- Son günlerde hava erken karanlık oluyor. ( bugünlerde kararıyor. )
II. AÇIKLIK
Doğru ve iyi bir cümlenin en belirli özeliklerinden biri de açıklıktır. Nedir açıklık? Hangi niteliği taşıyan cümleye açık diyoruz? Açıklığı bozan ya da bir cümlenin değişik biçimlerde anlaşılmasına yol açan etkenler nelerdir? Bunların üzerinde duralım.
Açıklık, cümledeki anlamını kuşkuya yol açmayacak biçimde biçim de anlaşılır olma özeliğidir. Bir cümlede birden çok anlamda anlaşılıyorsa ya da ondan değişik anlamlar çıkarılıyorsa o cümlenin açık olmadığını söyleye biliriz. Bir cümlenin açıklığı ve anlaşıldığını etkileyen hataların başlıcaları, kelimelerin ve öğelerin yerinde kullanılması, noktalama yanlışlıkları ve eksiklikleri, zamirleri belli olmayışıdır.
1, Yanlış Yerde Kullanılan Sözcükler:
Sözcüklerin, tümce içinde bulunmaları gereken yerde başka bir yerde bulunması, okuyanı, tedirgin etmekle kalmaz, anlatımı kimi zaman bulanık, karanlık olmasına, kimi zaman iki türlü belirlemesine yol açar. Kimi zaman amaçlarının dışında bir anlam ortaya çıkması ya da sözün anlaşılmaması sonucu doğrudur. Özelikle sıfatlar ve zarflar hangi ada ve fiile ait ise onlardan önce kullanılmaları gerekir. Bunların kullanılmalarına dikkat edilmemesi farklı anlamlar çıkarılmasına yol açar.
Sözcükler cümleyle öyle yerleşmelidir ki, her sözcüğün yeri, bulunabileceği yerlerin en uygunu olsun. Hindistan'ın genç başkanı on beş gün içinde petrol üreten dört Ortadoğu ülkesini gezip görecek.
Cümle açık değil. Birden çok anlam çıkarılabiliyor. İlk anlam " Genç başbakanın on beş gün içinde petrol üreten dört Ortadoğu ülkesini ziyaret edecektir. " bu örnekte olduğu gibi bir cümle hem öyle, hem böyle anlaşılıyorsa o cümlede açıklık yoktur. Nerden geliyor bu durum? Öncede belirttiğimiz gibi sözcükler, cümle içinde bulunmaları gereken yerden başka bir yerde bulunursa anlamı bulanıklaştırır.
- Ağrısız kulan delinir.
- ( kulak ağrsız delinir. )
- İzinsiz inşaata girilmez.
- ( inşaata izinsiz girilmez. )
- Tutuklu, ikiye karşı bir oyla serbest bırakıldı.
- ( tutuklu, bire karşı oyla serbest bırakıldı. )
- Cesetler, çok denizde kaldığı için şişmişti.
- ( cesetler, denizde çok kaldığı için şişmişti. )
- Burası tarihi güzellikler ve doğal eserler bakımında eşsiz bir şehir olan İstanbul' dur.
- ( burası doğal güzellikler ve tarihi eserler bakımından.. )
- Çok okumaktan olacak, birkaç yıl içinde iyice çocuğun gözleri bozulmuş.
- ( çok okumaktan.. içinde çocuğun gözleri iyice bozulmuş. )
- Herkes, izinsiz kursa giren öğrenciye şaşkınlıkla bakıyordu.
- ( herkes, kursa izinsiz giren öğrenciye.. )
- Salona girer girmez ilk gözüme çarpan şey bir birinde güzel çiçeklerdi.
- ( salona girer girmez gözüme ilk çarpan şey bir birinden güzel çiçeklerdi. )
- Bugüne dek ilk kez yediğim yemekten şişmanladığımı itiraf ettim.
- ( bugüne dek yediğim yemekten şişmanladığımı ilk kez itiraf etim. )
- Ali, ikinci hayatının yanlışını yaptı.
- ( Ali, hayatının ikinci yanlışını yaptı. )
- Pencereyi açınca keskin bir soğuk bıçak gibi yüzümüzü yaladı.
- ( pencereyi açınca bıçak gibi keskin bir soğuk.. )
2. Karşılaştırma Yanlışlıkları:
Cümlede açıklığı engelleyen bir başka nedende yanlış yapılan karşılaştırmalardır. Karşılaştırılan öğeler arasında ki ilişkiyi açıklığa kavuşturmamada cümlenin anlaşırlığını önler, anlamın bulanıklaşmasına ya da iki türlü anlaşmasına yol açar. Şu cümledeki yanlışlıklar bu türdedir.
- Ben, açık havayı, kırlarda gezip dolaşmayı kardeşimden daha çok severim.
Cümle bu biçimle yeterince açık değildir. Şöyle ki; bu durumla cümleden çıkaracağımız anlam şudur: " Açık havayı, kırlarda gezip dolaşmayı kardeşimin sevdiğinden daha çok seviyorum. " oysa asıl söylenmek ve belirtmek istenen bu değildir. Çıkardığımızın tam tersidir. " Açık havayı, kırlarda gezip dolaşmayı bende, kardeşimde severiz. Ama ben, açık havayı, kırlarda gezip dolaşmayı kardeşimin sevdiğinden daha çok severim. " bu türden yanlış bir anlamayı önlemek için cümleyi şöyle kurabilirdik.
Noktalama işaretlerinin yerli yerinde ya da hiç kullanılmayışı da cümlelerin açıklığını engeller. Özelikle adlaşmış sıfatların ve zamirlerin kendilerinden sonra gelen adlara ait sıfat olmadıkları belirtmek amacıyla sonlarına virgül ( , ) getirilmelidir.
Bu örnekteki yanlışlık bu türdendir: " Dana ahırına doğru koştu. "
Bu cümleden anlayacağımız, filan kimsenin dana ahırına koşmuş olmasıdır. Oysa söylenmek istenen bu değildir. Virgül işaretinin kullanılmayışı böyle bir yanlışlığı ve belirsizliğe yol açmıştır. Söylenmek istenen: " Dana, ahırına doğru koştu. " cümlesidir.
- İhtiyar muhtara köydeki akrabalarını sordu.
- ( ihtiyar, muhtara .. ) Diğer örnekler: kapıcı adama evi gösterdi. Toprak yolun iki yanına dökülmüştü.
Yaşlı adama yerini verdi. Küçük çam ağacın arkasına saklandı.
Kapıcı kadın yazarımızla görüştü. İnsan geleceğini iyi düşünmelidir.
III. SÖZCÜKLERİN YANLIŞ ANLAMDA KULLANILMASI
Anlatım bozuklarına yol açan bir başka durum da sözcükleri yanlış anlamda kullanmaktadır. Öncede belirttiğimiz gibi bir sözcüğün bir ya da birkaç anlamı bulunabilir. Bunun için seçeceğimiz bir sözcüğün anla inceliklerin, anlam boyutlarını iyi tartmalı, iyi düşünmeliyiz. Anlatımda başarının temel koşularından biride budur. Anlatmak istediğimizi karşılayabilecek en uygun sözcüğü bulmamız gerekir. Anlamları bir birine yakın olan, dahası bir biri yerine kullanılan sözcükler vardır. Önemli olan bunlardan en uygunu, anlatacağımızı tam karşılayanı bulup seçmektir. Bu yönden dilimizin ya da kalemimizin ucuna gelen bir sözcüğü kullanmadan önce onları bir tartıdan, bir ölçüden geçirmek zorundayız. Kullanmak istediğimiz bir sözcüğün anlatmak istediğimizi tam karşılayıp karşılayamadığını düşüneceğiz. Aşağıdaki cümlelerde belirtilen sözcükler, gelişi güzel bir biçimde, herhangi bir tartımdan geçirilmeden seçilip kullanılmıştır. Bunun için de anlatım bozuklarına düşülmüştür.
- Dostlukların bozulmasına sizin sözleriniz katkıda bulundu. ( neden oldu. )
- Bu gençlerin suç işlemesini işsizlik sağladı. ( neden oldu. )
- Bana yardım yapılmasını sağladı. ( neden oldu. )
- Çürümüş yiyecekler yaradan çok zarar sağlar. ( verir )
- Tırnakların büyümüş, kimse göremeden kes ( uzamış )
- Ev sahibinin eleri bağlanarak cebinden paraları çalındı. ( alındığı-gasp edildi )
- Zamanında ekilmeyen fidanların tutması zordur. ( dikilmeyen )
BİRBİRİYLE KARIŞTIRILAN SÖZCÜKLERİN KULLANILMASI
Yazılışı birbirini andıran ancak anlamları birbirinden farklı olan bir takım sözcükler vardır ki, bazen biri ötekinin yerine kullanılıyor. Bunlar
Ya aynı kökten çıkmışlardır ya da kökleri ayrıdır, ama birbirlerini andırırlar. Sayılan nitelikleri taşımamakla birlikte aynı anlama gelir sanılırlar. Bu gibi sözcükler arasındaki anlam farklarına dikkat etmek, birbirlerinin yerlerine kullanmak gerekir.
- Sınıfa yeni gelen öğrenci dersinde çok çekimserdir. (çekingendir)
10.bugüne kadar önüne çıkan olasılıkları değerlendiremedi.
f)anlamca çelişen sözleri kullanmak
1.Gönderdiğim paketi eminim bugüne kadar almış olmalısınız.
2.Elbette onunla gitmiş olabilirler
3.Bu bina bundan aşağı yukarı 70 yıl önce yapılmıştır.
4.Bu istek hiç şüphesiz ilgili birimlere iletilmiş olmalı.
5.Bu olaya kesinlikle onun tepki göstereceğini sanmıyorum.
g)Yapısı bozuk sözcükleri kullanmak
1.Köylünün buğdayını pahalılatmak mümkün değildir.
2.Cumhurbaşkanının elini sıkmak alıkoyulmuş topluluk için öfkeliydi.
3.Sözlerimi çarpıklatmanıza çok üzüldüm.
4.Beni en çok sevindiren senin geldiğindir.
h)Deyimleri yanlış kullanmak
1.Onu adam edinceye kadar ağzımda tüy bitti.
2.Şimdi yan oturup doğru konuşmak gerekir.
3.Çocuk, etrafında konuşulanlara kulak asarak sözcüklerin telaffuzunu öğrenir.
4.Tuttuğum takım göz göre göre yarı finale yükseldi.
5.Elde edilen mağlubiyetler herkesin moralini bozmuştu.
KARIŞTIRILAN SÖZCÜKLER
Anlatım bozukluklarına yol açan bir başka durumda sözcükleri yanlış kullanmaktır.Bir sözcüğün bir ya da birkaç anlamı bulunabilir.Bunun için seçeceğimiz sözcükleri anlam inceliklerini düşünüp öyle kullanmalıyız.Cümlemize uygun düşmeyen bir sözcüğü kullanmaktan kaçınmalıyız.
Anlamları birbirine yakın olan yazılışlardan ötürü birbirlerinin aynı olan sözcükleri kullanmaktan kaçınmalıyız.Cümlemize iyi yakışan sözcüğü kullanmaya çalışmalıyız.Bu yüzden dilimizin ve kalemimizin ucuna gelen bir sözcüğü kullanmadan önce onları bir tartıdan,bir ölçüden geçirmek zorundayız.
Aşağıda verilen cümlelerde geçen koyu yazılmış sözcükler anlam özellikleri dikkat edilmeden gelişi güzel kullanılmıştır. Parantez içinde verilen sözcükler kullanılması gereken sözcüklerdir
()Çevremde çok sevdiğim birkaç dostlarımdan biridir o.
"Çevremde çok sevdiğim birkaç dostumdan biridir o."
()Yanlış davranışların nedeniyle ne kadar arkadaşları varsa hepsini darılttı.
"Yanlış davranışları nedeniyle ne kadar arkadaşı varsa ................."
()Bu mevsimler her çeşit kuş avlanmayacaktır.
"Bu mevsimde hiç bir çeşit kuş avlanmayacaktır."
()Bu tarihlerde her grup sınavlarını aksatmayacak.
"Bu tarihlerde hiçbir grup sınavlarını aksatmayacak."
4.Kimi zaman bir sıfat birden çok adı nitelendirebilir.
Ancak bu niteleme sıfatının adların tümüne uygun düşmesi gerekir aksi halde anlatım bozukluğu doğar.
()Toplantıya yaşlı anneler babalar ve çocuklar katılmıştı.
"Toplantıya çocuklar ve yaşlı anneler babalar katılmıştı."
()Kıyıya demir atmış tekneleri ve kumuyla eşsiz bir tatil yeriydi burası.
"Kıyıya demir atmış tekneleri ve altın sarısı kumuyla eşsiz bir tatil yeriydi burası."
5)Bir adı birden çok niteleme sıfatı niteleyebilir.
()Karlı,Yüksek ve ürkütücü dağlar.
Ancak bu sıfatların anlamdaş olmaması gerekir.Bu durumda gereksiz sözcükler kullanımına neden olur.
()Sağlıklı ve sıhhatli bir bebekleri olmuş.
()Neşeli ve şen bir görünümü vardı.
()Dedem görmüş geçirmiş oldukça deneyimli bir insandı.
()Egoist ve bencil bir insan olduğumu yeni anladım.
()Onun çok alçakgönüllü ve mütevazi biri olduğunu herkes bilir.
()Hasan Bey sözünün eri,gözü pek korkusuz bir insandır.
6)Bir adı birden çok sıfat nitelendirince sıfatların birbiriyle çelişmemesi gerekir.
()Kapıcımız duyarlı ve vurdumduymaz bir adamdı.
()Müdürlüğümüze sık sık gelen yazılı dilekçelere cevap verilmeye başlandı.
()Onun adam öldürmüş bir katil olduğu söyleniyor.
()Dışarıdan ithal ettiğimiz lüks tüketim malları büyük mağazalarda müşteri bekliyor.
()Karşılıksız sohbetimiz çok güzel geçti.
()Karnındaki o koca göbeğiyle dolanıp duruyordu.
()Geçmişteki anılarını yazmayı düşünüyordu.
()Beş katlı bir binanın en üst katında bir ev tutmuştu.
CÜMLE DÜZEYİNDE ANLATIM BOZUKLUKLARI
ÖZNE YANLIŞLIKLARI:
Cümlede özne bulunmamasıya da özne olmayacak bir sözcüğün özne gibi kullanılması durumlarında özne yanlışlığı doğar.
Bu tür yanlışlıkları özellikle sıralı cümlelerde görülür.
Çözüm yöntemi:
Yanlışlığı belirlemek için bileşik cümle yapısından yararlanılır.Bileşik cümle bölündükten sonra özne nesne ve dolaylı tümleç her iki yüklemle birlikte kullanılır.Yükleme yanıt vermeyen bu kullanım dil kullanım yanlışlığına neden olur.
Örnek Cümleler:Hasan'a disiplin cezası verildi ve okuldan atıldı.
Özne yüklem
-Verilen ne? ' Atılan kim?
-Disiplin cezası -Disiplin cezası
"....disiplin cezası okludan atıldı."Kullanımı yanlıştır.Bu durum ,sıralı cümlelerde öznenin ortak kullanımından kaynaklanmaktadır.Birinci cümlenin öznesi ikinci cümlenin cümleyle kullanıldığında anlatım bozukluğu ortaya çıkmaktadır.Bunun için , ikinci cümle başka bir özneyle başlamalıdır.
Cümlelerin düzeltilmiş biçimi şöyle olmalıdır. "Hasan'a disiplin cezası verildi ve Hasan okuldan atıldı."
Dershanede dersler sona erecek ve tatile girecekler.
Özne yüklem yüklem
-sona eren ne? -tatile girecekler
-Dersler -Dersler
"....dersler tatile girecekler." Kullanımı yanlıştır.Tatile girenler "dersler" değil "öğrenciler"dir.Bunun için "tatile girecekler" yükleminin başına "öğrenciler" sözcüğü getirilmelidir.
Cümlelerin düzeltilmiş şekli şöyledir. "Dershanede dersler sona erecek ,öğrenciler tatile girecekler."
Diğer örnekler: Hiçbiri bana inanmamış , beni yalancılıkla suçlamıştı.
Özne yüklem yüklem
-İnanmayan kim? Suçlanan kim?
Hiçbiri Hiçbiri
"....hiçbiri beni yalancılıkla suçlamıştı."kullanımı yanlıştır.Bu tür cümlelerde karşıtlık anlamı bulunduğu için ikinci cümle bir özneyle başlamalıdır.
"Herkes , Hiçbiri" belgisiz zamirleri birinci cümlenin öznesiyle,ikinci cümlenin özneside "hepsi,kimse" olmalıdır.
Cümlenin düzeltilmiş biçimi şöyledir. "Hiçbiri bana inanmamış , hepsi beni yalancılıkla suçlamıştı."
"Kimse bir yere kıpırdamasın yere yatsın." Kullanımı yanlıştır.
Kıpırdamayan kim? Yatan kim?
Kimse Kimse
Cümlenin düzeltilmiş şekli şöyledir. "Kimse bir yere kıpırdamasın herkes yere yatsın."
()Olayda içişleri bakanının ihmali anlaşılmış ve hapse atılmıştı.
(Olayda içişleri bakanının ihmali olduğu anlaşılmış ve içişleri bakanı hapse atılmıştı.
()Gözlerinin altında hem kırışıklık var hem de morarmış.
(Gözlerinin altında hem kırışıklık var hem de gözlerinin altı morarmış.)
YÜKLEM EKSİKLİĞİ
Birleşik cümleler tek yüklem varsa bu yüklem öznelerden biriyle uyuşmazlık gösterebilir.Ayrıca yüklemin bütünlüğü sağlanmadan cümleler bağlanmışsa cümlede anlatım bozukluğu vardır.
Yüklem eksikliği genellikle karşılaştırma anlamlı yargı bildiren birleşik cümlelerde görülür birinci yargının bittiği yerde cümleyi bölerek her iki özneyi yüklemle karşılaştırmalıyız.
()Dershanede test dağıtımıyla ben ilgileniyor. kullanımı yanlıştır "ben" öznesinden sonra "ilgileniyorum" yüklemi getirilmelidir.
()İçkiyi az sigarayı içmem.
"İçkiyi az içerim sigarayı hiç içmem"
()Dışarı işleriyle ben,ev işleriyle karım meşgul olur.
Bu cümlede "meşgul olur" yüklemi 3.tekil kişiye göre çekimlenmiş olduğundan "karım" öznesi yükleme yakışır ancak "ben" öznesi 1.tekil kişi olduğundan kararım "karım"
Dışarı işleriyle ben meşgul olurum kullanımı yanlıştır.Cümlenin düzeltilmiş şekli şöyle olmalıdır.
Dışarı işleriyle ben ilgilenirim, ev işleriyle karım meşgul olur.
Diğer Örnekler:
Günlerdir ne bir haber nede bir mektup yazdı.
(Günlerdir ne bir haber verdi ne de ne bir mektup yazdı.)
Ana babamızı kader,arkadaşımızı biz seçeriz.
(Ana babamızı kader seçer Arkadaşımızı biz seçeriz.)
(Bu iş insanı ya çukura sokar ya da göğe yükseltir.)
==)Ekeylem eksikliği
Yüklemi ad soylu olan cümlelerde yüklemler arasındaki bütünlüğü sağlanmasından kaynaklanan bir anlatım bozukluğudur.
Bozukluğu görebilmemiz için , bileşik cümleyi birinci yargının bittiği yerde bölerek her iki yüklemle karşılaştırmalıyız.
Fikirlerinde ısrarlı;ama inatçı değildir.
"Fikirlerinde ısrarlı değildir" kullanımı yanlıştır.Çünkü birinci cümlenin sonundaki ısrarlı sözcüğü yargı bildirmemektedir.Bu nedenle , doğrudan ikinci cümlenin yargılı yüklemi olan "değildi" sözcüğüyle kullanılır.Adlar ve soylu sözcükler yargı bildirmedikleri sürece yüklem sayılmazlar.
Cümlenin düzeltilmiş biçimi şöyle olmalıdır.
"Fikirlerinde ısrarlıydı; ama inatçı değildi."
Diğer örnekler:
Sınav sonucunda Ali başarılı,Ayşe başarılı değildi.
(Sınav sonucunda Ali başarılıydı Ayşe başarılı değildi.
Şiirlerin dili sade ,fakat içeriği özgü değildi.
(Şiirlerin dili sadeydi,fakat içeriği özgün değildi.)
Kitaplar oldukça pahalı ,alınabilecek gibi değildi.
(Kitaplar oldukça pahalıydı,alınabilecek durumda değildi.)
KİP UYUMSUZLUĞU
Bileşik cümlelerde yüklemin farklı kip eklerini almaları anlatım bozukluğuna neden olur.
Birinci cümlenin yüklemindeki zaman ekiyle ,ikinci cümlenin yüklemindeki zaman eki aynı olmalıdır.eğer yüklemdeki zaman ekiyle,ikinci yüklemdeki zaman eki birinci yüklem içinde kullanılabilir.
Eski öğrencileri yanına sık sık gider onunla saatlerce konuşur.
Yüklemler ya "gider/konuşur" biçiminde kullanılmalıdır.
Sabahları erken kalkar serin havada koşuyordu.
Yüklemlerdeki zaman eklerinde uyumsuzluk vardır.Birinci cümlenin yükleminde geniş zaman eki,ikinci cümlenin yükleminde şimdiki zaman eki vardır.
Yüklemler ,ya "kalkar/koşar" ya da "kalkıyor/koşuyor" biçiminde kullanılmalıdır.
TÜMLEÇ YANLIŞLARI
Bu tür yanlışlıklar başka tümleçler alması gereken cümlelerde bileşik cümle oluşturulduğunda , genellikle ikinci cümlenin tümlecini yazmamakla oluşur.Mesela,birinci cümlede b.li nesne olan bir öğenin ikinci cümlede dolaylı tümleç olarak kullanılması gerektiği halde kullanılmaması tümleç yanlışlıklarını doğurur.Bir başka deyişle, başka başka tümleçler alması gereken birden çok yüklem birbirine bağlanıyor.Bunlardan yalnız birinin tümleci yazılır.bu tümleç öteki yüklemlere de hizmet eder sanılıyor.Oysa bu tümleç öteki yüklemlere uyguın düşmüyor,onlar ayrı ayrı tümleç istiyor.
"Tümleç eksikliği" diyebileceğimiz bu kusurdan başka "tümleç artıklığı" adı verebileceğimiz bir tümleç pürüzü daha vardır.bu da aynı tümleci alan birbirine bağlı yüklemler için bu tümlecin gereksiz yere yinelenmesidir.
Niye en çok Şairlere kızarlar,korkarlar?
"Şairlere" tümleci, "kızarlar" yüklemi için uygun değildir.Doğrusu şöyle olmalıdır:
"Niye en çok şairlere kızarlar,şairlerden korkarlar."
CÜMLE DÜZEYİNDE ANLATIM BOZUKLUKLARI
Cümlede özne bulunması ya da özne olmayacak bir sözcüğün özne gibi kullanılması durumlarında özne yanlışlığı doğar.
Bu tür yanlışlıkları özellikle sıralı cümlelerde görülür.
Çözüm yöntemi
Örnek Cümleler:
Hasan'a disiplin cezası verildi.
Özne yüklem
Verilen ne? Atılan kim?
-disiplin cezası ' disiplin cezası
"..disiplin cezası okludan atıldı." Kullanımı yanlıştır.Bu durum sıralı cümlelerde öznenin ortak kullanımından kaynaklanmaktadır.Birinci cümlenin öznesi ikinci cümleyle kullanıldığında anlatım bozukluğu ortaya çıkmaktadır.Bunun için cümle başka bir özneyle başlanmalıdır.
Cümlelerin düzeltilmiş biçimi şöyle olmalıdır.
Hasan'a disipilin cezası verildi ve Hasan okuldan atıldı.
()Dershanede dersler sona erecek ,tatile girecekler.
Sona eren ne? Tatile girecekler?
-Dersler -Dersler
"..dersler tatile girecekler."kullanımı yanlıştır.tatile girenler dersler değil "öğrencilerdir" bunun için "tatile girecekler" yükleminin başına "öğrenciler" sözcüğü getirilmelidir.
Cümlenin düzeltilmiş şekli şöyle olmalıdır.
"Dershanede dersler sona erecek,öğrenciler tatile girecekler."
Diğer örnekler:
Hiçbiri bana inanmamış ,beni yalancılıkla suçlamıştı.
özne yüklem
İnanmayan kim ? suçlanan kim?
-hiçbiri -hiçbiri
"..hiçbiri beni yalancılıkla suçlamıştı." Kullanımı yanlıştır.Bu tür cümlelerde karşıtlı anlamı bulunduğu için ikinci cümle farklı bir özneyle başlamalıdır.
"Herkes,Hiçbiri" belgisiz zamirleri birinci cümlenin öznesiyle ikinci cümlenin özneside "hepsi , kimse" olmalıdır.
Cümlenin düzeltilmiş şekli şöyle olmalıdır.
Hiçbiri bana inanamamış ,hepsi beni yalancılıkla suçlamıştı.
Kimse bir yere kıpırdamasın, yere yatsın. Kullanımı yanlıştır.
Cümlenin düzeltilmiş şekli şöyle olmalıdır.
Kimse kıpırdamasın,herkes yere yatsın.
Diğer Örnekler
()Cephanelik nöbetçisinin silahı elinden alındı ve soyuldu.
(Cephanelik nöbetçisinin silahı elinden alındı ve cephanelik soyuldu.)
()Ali'nin şiiri beğenildi ve alkışlandı.
(Ali'nin şiiri beğenildi ve Ali alkışlandı.)
()Bu tür insanların sayısı giderek artıyor fakat pek fazla sevilmiyor.
(Bu tür insanların sayısı giderek artıyor fakat böyle insanlar pek fazla sevilmiyor.)
() Tarlaya fidan ekmek en iyi bildiği işlerdendi. (dikmek)
() Dostluklarının bozulmasını sözleriniz katkıda bulundu. (neden oldu)
() Senin yüzünden iyi bir tatil yaptım. (sayende)
() İşe yeni başlayan her memuru azımsamayı alışkanlık haline getirmişti. (küçümsemeyi)
() Kimi semtlerin dolmuş fiyatlarına zam yapıldı. (ücretlerine)
() Ressamımızın sergideki fotoğrafları çok beğenildi. (Resimleri)
() Konuyu en ince farkına kadar çalışmıştır.
Kimi zaman yazılışları birbirini andıran ancak anlamları birbirinden farklı sözcükler vardır ki bazen biri ötekinin yerine kullanılabilmektedir.Bunlar aynı kökten türetilmiştir.Ya da apayrı sözcüklerdir ama birbirinin yerine kullanmak gerekir.
Aşağıdaki cümlelerde geçen koyu yazılmış sözcükler, yukarıda sayılan türde sözcüklerdir.Yerlerine kullanılması gereken sözcükler parantez içinde belirtilenlerdir.
() Sınıfa yeni gelen öğrenci çok çekimser davranıyordu. (çekingen)
() Son başvurduğu yerden öğretim belgesini istediler. (öğrenim)
() Amerika'ya bir gezinti yapmayı düşünüyorum. (gezi)
() Girişik bir insan olduğundan yalnızlık çekmez,yeni dostluklar kurardı.(girişken)
() Onunla aramızda ikilem çıktı. (ikilik)
() Defterimi daha yeni kapsamıştım. (kaplamıştım)
() Vatandaşlarımızın arasında dil,din ırk ayrıntısı yapılmayacak. (ayrım)
() Kendimi dinleyicilere tanıştırdıktan sonra konuşmama başladım.(tanıttıktan)
() Uzun ve yorucu çalışmamız başarıyla sonlanmıştı.(sonuçlanmıştı)
23.İşe başlayan yeni aşçı her şeyi deyim ama acı ama ekşi tuzlu gibi kavramları tanıması gerekir.(....................)
24.Dünkü manzara karşısında konuşmacıların tümü başarılıydı.(........)
25.Bugünkü dersimizde olumlu olumsuz ve soru cümlelerine değindiö.(............)
26.Uyarılarıma çoğu öğrenciler kulak asmadı.(...................)
27.Öğrencinin zamanına ne kadar az olursa olsun derslerine çalışmalı eski yeni konuları tekrarlamalıdır.(................)
28.O adamın gizli ajans olmasından şüphelendik.(..............)
29.1984'lü yıllarda dershaneciliğe başladım.
30.Elindeki mevcut bütün olanakları bizim için kullandı.(:.................)
31Çetin ve zor problemler böyle çözülür.(.............)
32.Kendisini düşünen egoist adamları hiç sevmem.(................)
AŞAĞIDAKİ CÜMLELERDE YANLIŞ ANLAMDA KULLANILAN SÖZCÜKLERE İLİŞKİN ANLATIM BOZUKLUĞU SÖZ KONUSUDUR HATALI SÖZCÜĞÜ BULUP KULLANILMASI GEREKEN SÖZCÜĞÜ CÜMLENİN BİTİMİNDE PARANTEZ İÇLERİNE ALIN.
1.Can güvenliğinin korunması için savcılığa başvurdular.(..............)
2.Tartışacak konuların başında anayasal sorunlar ve buna bağımlı olarak başbakanın görevleri gelmektedir.(..............)
3.Her futbolcu maçı kazanmak için üzerine düşen görevi yerine getirmelidir.(..........)
4.Hata kardeşimin nefes alıp verişlere gece yarısına doğru güçlendi.(........)
5.Birbirlerine o kadar çok benziyorlardı ki dikkatli bakmayınca bu ikizleri fark edemezdiniz.(.......)
6.Yol ayrılığında bir süre ayak üstü söyleştik.(..........)
7.Ne diye uğraşacaksın memleketi sen mi düzenliciksin.(.........)
8.Bazı dostlarınızın özel yaşantınız hakkında çeşitli dedikodular çıkarmış.(........)
34.İçkili sürücülerin hata yapma şansı artar.(..........)
35.Öğretim hayatı boyunca hep bütünlemeye kaldı.(..............)
36.Uygarlık bilgisayarın keşfiyle daha da ilerlemiştir.(.........)
37.Nüfusun hızla büyümesi ülkenin geri kalmasına neden olur.(.........)
38.Cinayetin nedeni soruşturma sonucunda çıkacak.(...........)
39.Ülkemizde yanardağ yoktur.(.......)
40.Çevresinde her zaman saygılı önemli yeri olmuştur.(..............)
TAMLAMA YANLIŞLARI
1.İSİM TAMLAMALARINA İLİŞKİN YANLIŞLIKLAR
Belirtili ve zincirleme isim tamlamalarında tamlayanla tamlananın Sıfatı/sıfatları yada cümlenin öğelerine girebilir.Tamlayanla tamlanan birbirine uzak düşebilir.Tamlama öğeleri arasındaki bağı kurmak güçleşebilir bu durumda tamlama eklerinden biri unutulabilir.
2.TAMLAYAN EKİNİN EKSİKLİĞİ
() Kitap insanların gelişimin de önemli yeri vardır.
Cümlesinde "kitap'a ait olduğu anlaşılıyor fakat "kitap"ta eki tamlayan (tamlanan eki) eksikliği vardır kitabın. şeklinde kullanılması gerekir.
() Bu sözlerin söylenmesi kimseye zarar olmaz..Cümlesinde "söylenmesi" isim fiilindeki "in" verilmemiştir.Dolayısıyla tamlayanla tamlanan arsında ki bağ koparılmıştı.Cümlenin "Bu sözlerin söylenmesinin kimseye zararı olmaz" biçiminde düzenlenmesi gerekirdi. ,
Her insanın bu konuda gereken önlemi alması gerekir.
() Türk kuvvetleri İngiliz kuvvetleri ile silahlı bir çatışmaya girişeceği sanıldıysa da M. Kemal paşa ölçülü davranarak buna meydan vermedi. Cümlesi "Türk kuvvetleri'nin İngiliz kuvvetleri ile silahlı bir çatışmaya girişeceği sanıldıysa da, M. Kemal Paşa ölçülü davranarak buna meydan vermedi."şeklinde düzenlenmeli ,"Türk kuvvetleri" tamlayanına ilgi (tamlayan) eki -in eklenerek yanlışlık giderilmiştir.
()Öğretmenlere yöneltilen eleştiri ölçülü olması gerekir.
()Her insanın vatanın kalkınması için çalışması gerekir.
"Her insan vatanın ......................gerekir."
()İnsanlar yaşamdan beklentileri vardır.
"İnsanların yaşamdan beklentileri vardır."
()Herkes bu yazıdan bir şeyler öğrenmesi gerekir.
"Herkesin ......................gerekir."
()Devlet bu olayın üstüne gitmesi gerekirdi.
"Devletin ....................gerekirdi."
1)TAMLANAN EKİNİN EKSİKLİĞİ
()Ahmet bey derneğimizin üye ve ikinci başkanıdır.
Cümlesinde "üye" tamlananına tamlanan eki "-si" verilmediği için derneğimizin tamlayanıyla olan bağı kopmuştur ve şöyle bir cümle oluşmuştur.Ahmet bey, derneğimizin üye başkanıdır ve ikinci başkanıdır."üye" tamlananına "-si" tamlanan eki verilerek cümlenin
"Ahmet Bey, derneğimizin üyesi ve ikinci başkanıdır." Şeklinde düzeltilmesi gerekir.
()Bu şiir gençliğimin en coşkulu en güzel duyguları dile getirir.
İsim tamlamalarında ortak kullanım tamlananın tamlayanlardan biriyle uyumsuzluğu tamlama yanlışlığı doğurur.
()Bütün hayvanların ve horozların ötüşleri köyü inletiyordu.
"Bütün hayvanların ve horozların sesleri........"
()Kendim ve ekibim adına sizden özür diliyorum.
"Kendi adıma ve ekibim adına ........"
()Kardeşimin ve benim hakkımı göz göre göre yiyordu.
"Kardeşimin hakkını ve benim hakkımı ..................."
()Benim ve annemin söyledikleri birbirini tutmuyordu.
"Benim söylediklerim ve annemin söyledikleri birbirini tumuyordu."
()Sizin ve benim çıkarım zedelenmesin diye susmak zorunda kaldım.
"Sizin çıkarınız ve benim çıkarım zedelenmesim......................."
()Dengesiz beslenmenin sonuçlarından biridir şişmanlık ve kalp hastalıkları.
"Dengesiz beslenmenin sonuçlarından bir kaçıdır kalp hastalığı ve şişmanlık.
5)İYELİK (TAMLANAN) EKİNİN AÇIK OLMAYIŞI
Kimi zaman iyelik ekinin 2. tekil kişiye mi yoksa 3. tekil kişiye mi ait olduğu anlamı kestirilebilir.Bu durumda tamlananın kime ait olduğu konusunda karışıklık doğar.
Anlam karışıklığını gidermek tamlananın kime ait olduğunu belirginleştirmek için tamlananın önüne "senin" ya da "onun" tamlayanlarından birini getirmek gerekir.
()Kitabını yarın getireceğim.
Yukarıda ki cümlede kitabın kime ait olduğu açık değildir. "Senin kitabını yarın getireceğim" ya da "Onun kitabını yarın getireceğim."anlamları çıkmaktadır.Cümlenin başına "senin" ya da "onun" tamlayanlarından birini getirmek gerekir.
()Sınıfı geçtiğini duyunca çok sevindik.
"Senin sınıfı geçtiğini duyunca çok sevindik."
"Onun sınıfı geçtiğini duyunca çok sevindik."
()Yarışmada birinci olduğuna sevindik.
"Senin ........olduğuna sevindik."
"Onun ........olduğuna sevindik."
6)TAMLAYANIN UNUTULMASI
İsim tamlamalarında tamlayanın unutulması anlam karışıklığına nede olur tamlananın kime ait olduğu belli olmaz.Bu tür durumlarda cümleye tamlanana uygun bir tamlayan vermek gerekir.
()Onunla çalışmak insanı tedirgin ediyor uykularını kaçırıyor.
"Onunla çalışmak insanı tedirgin ediyor, insanın uykularını kaçırıyor."
()Araba duvara çarpınca burnu ezildi.
Ezilen burun kime aittir.Şoför' ün mü burnu yoksa arabanın burnu mu ezildi belli değildir.
"Araba duvara çarpınca burnu ezildi."
()İstanbul'u gezmemek ,güzelliklerini görmemek hayatı eksik yaşamaktır.
"İstanbul'u gezmemek , İstanbul'un güzelliklerini görmemek ............"
() İnsana değer veren dertleri dile getiren bir anlayış istiyoruz.
"İnsana değer veren , insanın dertlerini dile getiren................."
Farklı türden tamlamalarda (isim tamlamasıyla sıfat tamlaması) tamlananı ortak kullanmak yanlışlığı doğurur.Ortak tamlanan tamlayanlardan biriyle uyum sağlarken diğeriyle uyumsuz olur.Yanlışlığı gidermek iç.in ortak tamlanan kullanımından sakınmalı her tamlayana ayrı tamlanan vermek gerekir.
()Bu konuda ne hukuksal ne de sağlık engeli var.
"Bu konuda ne hukuksal engel nede sağlık engeli var."
()Kahvaltı için yeşil zeytin ve,gül ve çilek reçeli ile beyaz ve tulum peyniri aldım.
"Kahvaltı için yeşil zeytin,gül ve çilek reçeli ile beyaz peynir ve tulum peyniri aldım."
()Özel ve devlet tiyatroları, yerli yazarların oyunlarına ağırlık verecek.
"Özel ve devlet tiyatroları, yerli yazarların oyunlarına ağırlık verecek."
()Toplantıda ekonomik ve sağlık sorunları dile getirildi.
"Toplantıda ekonomi ve sağlık sorunları dile getirildi."
()Ticari ve meslek faaliyetler yıldan yıla artıyor.
"Ticari faaliyetler ve mesleki faaliyetler yıldan yıla artıyor."
()Akdeniz ve karasal iklimde yaşayan insanlar sıcakkanlı oluyor.
"Akdeniz ikliminde ve karasal iklimde................"
()Bugün ki derste işaret ve belgisiz sıfatları işleyeceğiz.
"Bugün ki derste işaret sıfatlarını ve belgisiz sıfatları işleyeceğiz.
()Kepekli ve çavdar ekmeği aldım.
"Kepekli ekmek ve çavdar ekmeği aldım."
()Edebiyatımızda serbest ve hece ölçüsünün kullanılması şiirde duygu düşmanlığı olarak algılanmıştır.
"Edebiyatımızda serbest ölçünü kullanılması ve hece ölçüsünün kullanılması..."
()Dram acıklı ve sevinç duygularının birlikte işlendiği bir tiyatro türüdür.
"Dram acıklı duygularla sevinç duygularının birlikte işlendiği.............."
()Savaşın önlenmesi amacıyla bazı batılı ve Arap ülkeleri çalışmalarını .. sürdürüyor.
"Savaşın önlenmesi amacıyla bazı batılı ülkeler ve Arap ülkeleri çalışmalarını sürdürüyor."
()Son zamanlarda radyo ve tv seyircileri çıldıracak duruma geldi.
"Son zamanlarda radyo dinleyicileri ve tv seyircileri.........."
()Sivil ve trafik polislerinin uzun namlulu silah taşımaları dikkat çekiyordu.
"Sivil polislerin ve trafik polislerinin uzun namlulu....."
TAMLANAN (İYELİK) EKİNİN GEREKSİZ KULLANILMASI
Belirtili ve zincirleme isim tamlamalarında kimi zaman "-in" yerine "-den" durum eki getirilebilir.Bu durum ancak tamlanan belgisiz sıfat ya da sayı sıfatı olduğu durumlarda sözkonusudur.Bir başka açıklamayla tamlayanla tamlanan arasında "Bütün-Parça bilgisi" olduğundan "-in" eki yerine "-den" eki getirilmesi anlatım bozukluğu doğurur.
()Çocuklar-ın birkaç-ı bahçede oynuyor."
"Çocuklar-dan birkaç-ı bahçede oynuyor."
()Öğrenciler-in üç-ü sınava girmedi.
"Öğrenciler-den üç-ü sınava girmedi"
()Kitaplarım-ın bir çoğ-unu arkadaşıma verdim.
"Kitaplarım-dan bir çoğ-unu arkadaşıma verdim."
Tamlayanla tamlanan arasında yukarıda açıklanan durum sözkonusu değilse "-in" tamlayan eki yerine "-den" eki getirilmesi anlatım bozukluğu doğurur.
()Söylediklerim-in ters-i yapıldı.
"Söylediklerim-den ters-i yapıldı."
8)TAMLANAN (İYELİK)EKİNİN GEREKSİZ KULLANILMASI
İyelik (tamlanan) eki ad tamlaması olduğu yerlerde yeni tanımlayan tamlanan ilişkisinin bulunduğu yerlerde kullanılması anlatım bozukluğu doğurur.
()Bu çocuk ders çalışması sevmiyor.
"Bu çocuk ders çalışmayı sevmiyor."
()Soru çözmesini çok sever.
"Soru çözmeyi çok sever."
11.SIFAT TAMLAMALARINA İLİŞKİN YANLIŞLIKLAR
Biraz,birkaç,birçok,her,hiçbir,fazla,herhangi bir ... Gibi belgisiz ve sayı sıfatlarıyla kurulmuş sıfat tamlamalarında isim tekil olmalıdır.
()Bugün övgüyle andığımız bir çok sanatçıların yarın adını bile unutacağız.
"Bugün övgüyle andığımız bir çok sanatçının adını.........."
()Limitet şirket iki yılda daha çok arasında çıkar bilgilere dayanır.,
"Limitet şirket iki ya da daha çok kişi arasında çıkan.................."
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.