Anlatımın temel birimi cümledir. Düşündüklerimizi, duyduklarımızı, tasarladıklarımızı ya da yaşadıklarımızı karşımızdakilere tam olarak iletebilme, cümle kurabilme gücümüze bağlıdır. Doğrusu cümlelerimizin açık, duru, yalın dilin işleyiş kurallarına uygun ve dilbilgisi yönünden doğru olmasıyla ilgilidir. Cümlelerimiz bu niteliklerden yoksunsa, duru, yalın, açık değilse, iletmek istediklerimiz tam iletemeyiz. İster istemez karşımızdakiler, anlatmak istediklerimizi tam olarak anlayamazlar ya da eksik, yanlış anlarlar.
Cümle bir yargı birimi olduğuna göre, cümledeki her sözcüğün bu yargıyı oluşturmada bir işlevi olmalıdır. Böyle değilse aynı anlama gelen ya da aynı işlevi yerine getiren sözcükler birlikte kullanılmışsa, o cümle duru değildir. Duruluktan yoksun cümlelerle oluşturulan yazılar da uzatılmış, doldurulmuş yazılardır.
1. Yapıları yanlış olan sözcükler Örnek: Arthur, mutluluğu ve erdemliği yaşamın her kesiminde değil tümü içerisinde değerlendiriliyordu. erdemliği - erdemliliği olmalı, değerlendiriliyordu - değerlendiriyordu olmalı. 2. Yanlış anlamda kullanılan sözcükler Örnek: Bu olay onun hasta olmasını sağladı. "sağladı" yerine "hasta olmasına neden oldu" olmalıydı. 3. Yinelemelerden kaynaklanan anlatım bozuklukları Örnek: Güç ve müşkül zamanlarımızda bir dost ararız. Güç ve müşkül aynı anlamdadır. 3. Gereksiz yardımcı eylem kullanımı Örnek: Sizin de bizimle geleceğinizi umut ediyorum. "umuyorum" olmalı. 4. Özne yanlışları Örnek: Banka nöbetçisinin elinden silahı alındı ve soyuldu. Soyulanın kim olduğu belli değil, nöbetçi mi banka mı? 5. Tümleç yanlışları Örnek: Buna ancak ben... (Devam)