HarfŞu anda A harfi ile başlayan içerikler görüntüleniyor.
Bu harfle başlayan toplam 78 içerik bulunuyor.
A Sözlüğü Sayfa 1 (Deyim)
Acemi çaylak : Toy, tecrübesiz, beceriksiz kimse.

Acemilik çekmek : -1. Bir işte bilgisiz ve deneyimsiz olduğu içjn sıkıntı çekmek. -2. Bir yerin yabancısı olduğu için bocalamak.

Acem kılıcı gibi İki tarafı (taraflı) kesmek: Yandaşlarına da, karşıtları­na da zarar vermek, her iki yanı da kırmak.

Acentadan çıkma : Yeni, gıcır gıcır (araba).

Acı çekmek (duymak) : -1. Vücutta herhangi, bir yara, ezik vb. nede­niyle aa duymak. -2. Yaptığı bir işin kötü sonuçlanmasından ötürü üzülmek.

Acı gelmek (bir şey, birine) : Bir söz, durum, davranış ona dokun­mak, onu üzmek.

Acından ölmek : -1. Çok acıkmış olmak. -2. Açlıktan ötmek.

Acı kuvvet: Zorlayıcı, ezici güç.

Acısı çıkmak : Bir güçlüğün daha sonra olumsuz, kötü sonuçlarını gör­mek, yaşamak.

Acısı içine (yüreğine) çökmek (işlemek) : Üzüntü yaratan bir olay belleğinde, gönlünde derin iz bırakmak.

Acısını almak ... (Devam)
Diğer Konular 26 Nisan 2013 Yorum yok
A Sözlüğü Sayfa 2 (Deyim)
Ağzını sıkı (pek) tutmak : Sır vermemek, boşboğazlık etmemek.

Ağzını sulandırmak: İmrendirmek.

Ağzını topla : "Konuşmana dikkat et, terbiyeli konuş!" anlamında.

Ağzını (çenesini) tutmak : İleri geri konuşmamak, sır saklamak.

Ağzını yoklamak : Ağzını aramak.

Ağzı pek (sıkı): Sır saklamayı bilen (kimse).

Ağzı pis : Sövmeyi, açık saçık konuşmayı huy edinmiş .(kimse).

Ağzı sulanmak : Bir şeyi yeme, ya da elde etmek isteği duymak, ona imrenmek. (Kars. Canı çekmek.)

Ağzı süt kokmak : Çok genç, toy, tecrübesiz olmak.

Ağzı teneke kaplı: bk. Ağzı çelikli.

Ağzı var dili yok: Sessiz sedasız, uysal, yumuşak huylu (kimse).

Ağzı yanmak (bir şeyden): O şeyden (ötürü) zarar görmek, olumsuz yönde etkilenmek.

Ağzıyla kuş tutsa : "Ne yaparsa yapsın, en güç işleri bile yapsa da.." anlamında.

Aha gelmek (ah almak, antm almak): Kötülük ettiği bir kimsenin bed­duasına uğramak.... (Devam)
Diğer Konular 27 Nisan 2013 Yorum yok
A Sözlüğü Sayfa 3 (Deyim)
Allah yarattı dememek: Acımasızca dövmek, hırpalamak, cezalandır­mak.

Allah "Yürü ya kulum" demiş : "Kısa sürede her giriştiği işten para ka­zandı." anlamında.

Allak bullak etmek (bir şeyi) (birini) : -1. Onu karıştırmak, bozmak, darmadağınık etmek. -2. Onu sağlıklı düşünemeyecek duruma getir­mek. (Kars. Altüst etmek, karmakarışık etmek.)

Allak bullak olmak : -1. Düzeni bozulmak. -2. Sağlıklı düşünemez du­ruma gelmek. (Kars. Altüst olmak, karmakarışık olmak.)

Allayıp pullamak (bir şeyi, kimseyi) : Onu süslemek, İlgi çeksin diye kötü yönlerini çarpıcı şeylerle donatmak.

Allem (etmek) kallem etmek : Amacına ulaşmak için her yola başvur­mak.

Allı pullu : Süslü, gösterişli.

Alnı açık, yüzü ak : Dürüst, namuslu (insan).

Alnından öpmek (bir kimseyi) : Onu çok beğenmek, kutlamak, takdir etmek.

Alnını karışlamak: Zor bir İşi yapacak olanın gücünü küçümsemek. (Kars. Meydan ok... (Devam)
Diğer Konular 31 Mart 2013 Yorum yok
Abbas Sayar
1923 yılında doğmuştur. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'ndeki öğrenimini yanda bırakmıştır. Abbas Sayar, gazete satıcılığı, kitapçılık, matbaacılık ve çiftçilik yapmıştır. Üniversite yıllarında çıkarmış olduğu 'Boz­lak' adlı gazetesini ilerleyen yıllarda 'Bozok' adıyla yayınla­mayı sürdürmüştür. Yılkı Atı adlı romanıyla TRT 1970 Sanat Ödülleri yarışmasında başarı ödülü almıştır.

Başlıca eserleri şunlardır: Gönül Sandalı, Sereserpe, Neco'ya Mektuplar, Çelo, Yorganımı Sıkı Sar, Noktalar, Anılarda Yumak Yumak, Can Şenliği'dir. (Devam)
Diğer Konular 26 Mart 2013 Yorum yok
Abdülhak Hamit Tarhan
Döneminin en büyük şairi sayılmış, "Şairi Azam" olarak anılmıştır. Türk şiirinin biçim ve içerik yönün­den yenileşmesinde önemli katkılarda bulunmuştur. Ölen karısı Fatma Hanım için yazdığı "Makber" şiiri ünlüdür. Abdülhak Hamit Tarhan, şiirinin ana konuları; sevgi, doğa, ölüm, metafi­zik ve günlük yaşamdır. Sanat için sanat anlayışıyla bireysel konuları iş­ledi; ümidi, acıyı, isyanı dile getirdi. Duygu ve hayal zenginliği onu şiirimizin en lirik şairlerinden biri yapmıştır. Pastoral şiirin Türk edebiyatındaki ilk örneğini "Sahra" adlı eseriyle vermiştir. Serbest şiirleri de olan sanatçın, üslup kaygısı gütmediğinden şiirle­rinde dil kusurları vardır. Tiyatrolarını oynanmak için değil, okunmak için yazan sanatçının dili genelde Arapça ' Farsça söz­cüklerle doludur. Shakaspeare ve Corneille etkisin­de kalan sanatçının oyunundaki kişi ve olaylara oldukça abartılıdır.

YAPITLARI:

M... (Devam)
Diğer Konular 19 Mayıs 2013 Yorum yok
Abdülhak Şinasi Hisar
1888- 1963 yılları arasında yaşamıştır. Galatasaray Lisesi'ni bitirdikten sonra Paris'te Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde okumuştur. Özel şirketlerde ve banka yönetim kurullarında görev yapmıştır. Abdülhak Şinasi Hisar,  Şiirler, anı (hatıra), eleştiri, roman gibi türlerde eser ver­miştir. Fahim Bey ve Biz adlı romanı CHP Hikaye ve Roman Mükafatı'nda üçüncülük almıştır.

Başlıca eserleri: Çamlıcadaki Eniştemiz, Boğaziçi Mehtapları, Geçmiş Zaman Köşkleri, Boğaziçi Yalıları, İstanbul ve Pierre Loti'dir. (Devam)
Diğer Konular 03 Nisan 2013 Yorum yok
Acıbadem'deki Köşk
Acıbadem'deki Köşk (Ahmet Hamdi Tanpınar)

Acıbadem'deki annemin dayısı Sani Bey'e ait olan köşkün hayatımda çok büyük etkisi, karakterimin oluşmasına katkısı vardır. Karı koca, birbirleriyle gayet uyumlu bir halde yaşıyorlar­dı.

Gerçi çocukluğumun ilk yıllarında, bu eve her gelişimde içimde bir ürperti taşırdım. Evdeki süsler, aynalar, beni tedirgin ederdi. Yalnız, bahçede bulunan atın yanına indiğimde bütün bu ürpertileri üzerimden atardım. At, herkesin sevgilisi idi. Yalnız kaldığında mahzunlaştığı için bütün işler onun yanında yapılırdı.

Yaşım biraz ilerleyince bu evin hayatımdaki rolü de beraber­ce değişti. Evin şekli ve yapılışı hakkında gezdikçe daha fazla bilgi sahibi oluyordum. Ev değil, bir labirentti. Bir odadan bir odaya, bir kapıdan diğer kapıya doğrudan geçmek mümkün de­ğildi. Mutlaka değişik bir odadan ve değişik bir kapıdan geçmek gerekiyordu. Hele dayımın atölyesi tam... (Devam)
Diğer Konular 24 Mart 2013 Yorum yok
Açıklama
AÇIKLAMA

Okuyucuya bilgi vermek, bir şeyler öğretmek amacıyla yazılan metinlerde kullanılır. Düşünce yazılarında örnekleme, tanımlama, tanık gösterme yollarıyla düşünce açıklanır.

UYARI: Açıklama paragrafında ana düşünce sonuç bölümündedir,

Örnek:

Sorumluluk, bir kişinin üstüne aldığı ya da yapmak zorunda olduğu işlerden kendisini sorumlu tutmasıdır. Okumak isteyen öğrenci derslerine çalışmaktan, işi yapmak isteyen işçi işinden, bir doktor hastalarına bakmaktan kendini sorumlu sayarsa başarılı olabilir.

Yukarıdaki parçada "sorumluluk" kavramı hakkında bilgi verilmiştir, yazıda kullanılan anlatım biçimi "açıklama" dır.

Başka Bir Kaynaktan:

1)      Açıklama:  Herhangi bir konuda okuyucuya ''bilgi verme'' amacıyla yazılan yazılarda anlatım biçimi ''açıklama'' dır. Açıklayıcı anlatımda amaç ''öğretme''dir.

''Şiir, tiyatro,roman gibi çeşitli türlerde verdiği eserlere A... (Devam)
Diğer Konular 09 Nisan 2013 Yorum yok
Açıklama İlişkisi
AÇIKLAMA İLGİSİ

Çoğu zaman ikinci cümle, birinci cümledeki yargının, durumun açıklamasıdır.

Her şeyi bildiğine göre iyi çalışmışsın.

Her şeyi bildin, demek ki iyi çalışmışsın. Her şeyi bildin, anlaşılan iyi çalışmışsın. Neden ' sonuç (Devam)
Diğer Konular 20 Haziran 2013 Yorum yok
Açıkoturum
Toplumu yakından ilgilendiren bir konuda ya da olayda değişik fikirlere sahip yetkili insanların yaptığı tartışmalara verilen addır. Açık oturumlarda bir başkan ve konuşmacılar bulunur. Açık oturumlar dinleyiciler karşısında yapılabileceği gibi radyo ve tv gibi yayın organlarında da yapılabilir.

Bu tür tartışmalarda başkan başlangıçta konuyu açıklar, sonra konuşmacı kişileri izleyicilere tanıtır. Sırasıyla konuşmacılara söz hakkı tanır. Konuşmacı sayısı 3 ya da 5 kişi olabilir. Bazı zamanlarda bu sayının üstünde konuşmacı olabilir. Tartışmayı sunan başkan işlenen konuya daha önce hazırlık yapar. Bunun nedeni ise başkan sorular yönelterek konuşmacıların belirli noktaları anlatmalarına imkan sağlar. Başkan soruları konuşmacılara sırayla ve dönüşümlü olarak sorar. Konuşmacılar kendilerine sorulan sorulara süreyi iyi kullanarak mantıklı cevaplar verir. Bu arada başkan hem açıkoturumu yönlendirm... (Devam)
Diğer Konular 03 Temmuz 2013 Yorum yok
Açlık
Eser Hakkında:

Eserde, yazarın gençlik yıllarında yazar olmak içiri verdi­ği mücadele etkileyici bir üslupla anlatılmaktadır. Roman, aç­lığı en korkunç derecede yaşayan bir yazarın öyküsüdür. Aç­lık kahramanın fiziksel ve ruhsal durumunu derinden etkiler. Knut Hamsun, bu hâli Açlık adlı eserinde ustalıkla anlatmaktadır.

Açlık Kahramanları (Kişileri) 

Andreas Tangen: Gerçekte romanın başkahramanının ismi hiç zikredilmemektedir. Bu lakabı, kahramanın kendisi-uydurur. Tek ideali yazar olmaktır. Âdeta yazar olmak için ya­şar. Park ve mezarlıklarda sabahlayan, çoğu zaman aç oİan, gururlu bir gençtir. Hayal gücü çok geniştir.

Ylajali: Başkahramanın âşık olduğu kadındır. Bu ismi de başkahraman uydurmuştur.

Açlık Özeti: 

Andreas, kiralık bir odada yarı aç, sefil bir hayat sürmek­tedir. Çok yoksuldur. Birkaç gazetede yayınlanan yazısından aldığı paralarla karnını doyurmaya çalışm... (Devam)
Diğer Konular 20 Nisan 2013 Yorum yok
Ad (İsim) Cümlesi
AD CÜMLESİ

Yüklemi ek fiil almış bir isim olan cümleler­e verilen addır. Bir isim ek-eylem almadan yüklem olamaz.

- İstanbul en büyük kentimizdir.

- Artık bu iş oldu demektir.

- İyi bir öğrenciyiz. (Devam)
Diğer Konular 31 Mart 2013 Yorum yok
Ad (İsim) Tamlamaları
Bir adın, başka bir adın anlamını belirginleştirmesi için oluşturulan tamlamalara "ad tamlamaları" denir.
Örnek: Hasan'ın Defteri
Ad tamlamalarını ek alıp almama durumuna göre dört ana gruba ayırırız.
1. Belirtili İsim Tamlaması
Tamlayanın da tamlananın da ek alarak oluşturduğu ad tamlamasıdır.
Örnek: Okulun duvarları
Tamlayan: Okulun, tamlanan: duvarları, tamlayan eki: -un, tamlanan eki: -ları
2. Belirtisiz İsim Tamlaması
Tamlayanı ek almayan, tamlananı tamlanan eki alan ad tamlamasıdır.
Örnek: Kazanma hırsı
Tamlayan: Kazanma, tamlanan: hırsı, tamlayan eki: yok, tamlanan eki: -ı
3. Takısız İsim Tamlaması
Bir şeyin neyden yapıldığını bildiren, tamlanan ve tamlayan eki almayan tamlamadır.
Örnek: Toprak ev (Bir evin neyden yapıldığını belirtmektedir)
Örnek: Taş kalp (Bir şeyin-kalbin neye benzediğini belirtmektedir)
4. Zincirleme İsim Tamlaması
Tamlayanı, tamlananı ya da ... (Devam)
Sözcük Türleri 03 Kasım 2012 Yorum yok
Ad Tamlamaları ( İsim Tamlamaları)
Bir adın, değişik anlam ilgileri sağlamak için baş­ka adlar tarafından tamamlanmasına ad tamlaması denir,

Ad tamlamalarında asıl anlatılmak istenen öğeye tamlanan, onu anlamca tamamlayan öğeye de tam­layan denir. Tamlama kurulurken önce tamlayan, sonra tamlanan kullanılır.

Örtüyü makinede yıkamış. (ad ad)

Masanın örtüsünü, çamaşır makinesinde yıkamış. (Tamlayan Tamlanan, Tamlayan Tamlanan)

Ad tamlamaları yapılışları ve kurdukları anlam ilgi­leri bakımından dörde ayrılır.

1- Belirtili İsim Tamlaması

2- Belirtisiz İsim Tamlaması

3- Takısız İsim Tamlaması

4- Zincirleme İsim Tamlaması (Devam)
Diğer Konular 11 Haziran 2013 Yorum yok
Aganta Burina Burinata
Eser Hakkında 

Bu roman Halikarnas Balıkçısı (Cevat Şakir Kabaağaçlı)'nın eserlerinin genel özelliklerini yansıtır. 1945 yılında yayınlanmıştır. Eserde, deniz sevgi­si, denizin insana çekici gelmesi, denizcilerin yaşadığı sıkıntılar, güzellikler genel olarak denizdeki hayat bir kişi aracılığıyla anlatılmaktadır. Romanda, deniz bir ana kahraman gibi düşünülmüş, bu sebeple ilk çıktığı dönemlerde zaman çok büyük ilgi görmüştür. Anı tarzında yazılmıştır.

Aganta Burina Burinata Özeti

Mahmut, babası Süleyman Kaptan ile Milas'a gitmekte­dir. Milas'a vardıklarında ahbapları Bakkal Fehmi'nin yanına giderler. Bakkal Fehmi, Süleyman Kaptan'ı çok değişmiş bu­lur. Süleyman Kaptan'm gözlerindeki neşe ve canlılık kaybol­muştur. Süleyman Kaptan, başından geçen üzücü bir hadise­yi anlatır. Kardeşi Davut'un ölümüne sebep olmuştur. Bir süre önce Davut, Süleyman Kaptan'ın kayığına tayfa olar... (Devam)
Diğer Konular 09 Mayıs 2013 Yorum yok
Ağıtlar
Başta ölüm olmak üzere, yaşanılan acı olaylar sonrasında (hastalık, hasretlik, esaret, deprem, sel, yangın vb. felaketler) duygu ve düşünceleri dile getiren ürünlerdir. Ağıt­lar, insanların bir arada yaşamaya başladığı ilk dönemlerden İtibaren var olan sözlü ürünlerdir ve insanlığın ortak özellikle-rindendir. Ağıtlar halk şiiri türünde olup kafiye ve mısra düze­ni koşma ve destanlara benzer. Düzenli ve düzensiz söz ve ezgilerle ifade edilir. Ağıta İslamiyet öncesi Türk Edebiyatın­da "sagu", Divan Edebiyatında "mersiye" denilmektedir. (Devam)
Diğer Konular 10 Nisan 2013 Yorum yok
Ahmedi
(13. 14.yüzyıl), din dışı konuları işle­miştir. Divanı ile İskendername ve Cemşid ü Hurşit adlı iki mesnevisi vardır. Kendi dönemindeki şairleri büyük oranda etkilemiştir. Şiirleri dini konular veya temalar içermez.  Ahmedi, Fars şiir biçimini Türkçe'ye uyarlamaya çalışmıştır, ancak Farsça mecazlar Türkçe'ye tam olarak uydurulamadığı için şiirlerinde düzenli ve güçlü mısra yapıları yoktur. Çoğunlukla yüksek zümreye (padişahlara) hitap eden eserleri vardır. (Devam)
Diğer Konular 21 Mayıs 2013 Yorum yok
Ahmet Cevdet Paşa
Önemli devlet görevlerinde bulunmuş; kadılık, müderrislik yapmıştır. Tarih, hukuk, dil ve edebiyat konularında çalış­malar yapmıştır.

Eserleri:

Kavaid-ı Osmaniye { dilbilgisi); Betagat-i Osma­niye ( kuramsal edebiyat); Mecelle-i Ahkam-ı Adliye ( hukuk ) ; Kısas-ı Enbiya, Tarih-i Cevdet (tarih ) (Devam)
Diğer Konular 04 Mayıs 2013 Yorum yok
Ahmet Hamdi Tanpınar
Öğretmenlik, öğretim üyeliği ve milletvekilliği gö­revlerinde bulunan Ahmet Hamdi Tanpınar; şiir, roman, öykü, de­neme, makale, edebiyat tarihi gibi alanlarda eserler vermiştir. Üzerinde Fransız sembolistlerinin yanında, Yahya Kemal Beyatlı ve Ahmet Haşim'in etkileri vardır. Bu etkilenmelere karşın kendine özgü bir şiir dünyası kurabilmiştir. Hece ölçüsüyle şiir yazmasına karşın "Memleket edebiyatı" hareketinden etkilenmemiştir. Ahmet Hamdi, kendine özgü sözcüklerle estetik yanı güçlü şiirler yazmış, şiirlerinde hayale ve müziğe önem vermiştir. Sonraki şiirlerinde insan, doğa, evren ilişkilerini bir düşünür kimliğiyle işlenmiş; zaman, sonsuzluk, aşk ve ölüm temafarını işlemiştir. Osmanlı tarihine geçmişine özlem; kültür ve uygarlık değerler; ca­mileri, çarşıları, sokakları ile İstanbul, şiirinin başlıca konularıdır.

öykü ve romalannda insanın dünyasını bilinç altını İşlemiş, rüy... (Devam)
Diğer Konular 13 Haziran 2013 Yorum yok
Ahmet Haşim
1885- 1933 yılları arasında yaşamıştır. Galatasaray Lisesi'ni bitirmiştir. Güzel Sanatlar ve Harp Akademileri'nde edebiyat öğretmeni olarak görev yapmıştır. İlk şiirini 1901'de yazan Ahmet Ha­şim, edebiyat ve şiire öğretmeni, Ahmet Hikmet Müftüoğlu'nun etkisiyle başlamıştır. Ahmet Haşim, önce Fecr-i Ati Edebiyatı topluluğuna katıl­mış, daha sonra müstakil bir şahsiyet olarak yazılarına, şiirle­rine devam etmiştir. Kendine has sembollerle, sembolizm akımının etkisiyle aruz vezniyle şiirler yazmıştır. Kendinden sonraki şairleri etkilemiştir. Ahmet Haşimin Eserleri, Bize Göre, Gurabahane-i Laklakan, Franfurt Seyehatnamesi, Piyale, Göl Saatleri'dir. (Devam)
Diğer Konular 29 Mayıs 2013 Yorum yok
Toplam 4 sayfa, 1. sayfadasın: 1, 2, 3, 4, Sonraki
Popüler Sayfalar:
Son Ziyaretler:
Coğrafya Sitesi Tarih Sitesi Matematik Sorusu