EtiketŞu anda eylem konusu ile ilgili sayfalara bakmaktasınız.
Bu konuyla ilgili toplam 60 içerik bulunuyor.
İsmin Bulunma Hali
Adın "-de" ekini almış durumudur. Bu eki alan ad, eylemin kendi içinde ya da üstünde olduğunu belirtir.

Kitaplar maşada duruyor. (Masanın üstünde) Evde ders çalışıyor. (Evin içinde)

Bulunma durumundaki adlar cümlede dolaylı tümleç veya zarf tümleci görevinde olurlar:

Kendisiyle toplantıda karşılaştım. D.T

Bazı kuşlar sonbaharda göç ediyor. Z.T

Bulunma durumu, adlara yer anlamının dışında farklı anlamlar da verir.

Çocukluğunda yaramazmış. (Zaman)

Okulu beş yılda bitirmiş. (Süre) (Devam)
Diğer Konular 06 Nisan 2013 1 yorum
İsmin Yönelme Durumu
Adın "-e" ekini almış durumudur. Bu ek, adı eyleme bağlar ve eylemi ada doğru yöneltir.

Eve baktım.

Sınıfa girdik.

Anneme gittim.

Yönelme durumundaki adlar yer-yön anlamı taşı­yınca dolaylı tümleç, zaman anlamı taşıyınca zarf tümleci olur.

Eve erken gitti. (Nereye?)

Akşama size geliriz. (Ne zaman?)

Yönelme eki, adlara yer-yön anlamı dışında farklı anlamlar verebilir.

Bahara taşınacaklar. (Zaman)

Kitabı arkadaşıma aldım. (Özgülük)

Balığın tanesi bir milyonaymış. (Karşılık-bedel)

Olayı anlamaya çalışıyor. (Amaç) (Devam)
Diğer Konular 25 Haziran 2013 Yorum yok
Kök Nedir
KÖK:

Bir sözcüğün anlam taşıyan en küçük parçası­na denir. Daha küçültülüp kısaltıldığı zaman an­lamı bozulur.

Türkçede kökler bir veya iki hecelidir. Eklemeli dillerden olan dilimizde kök, sözcüğün baş kısmın­da bulunur, ihtiyaca göre gerekli ekler sona ekle­nir:

* "kömürlüklerde" sözcüğünün anlamlı en kü­çük parçası "kömür" sözcüğüdür.

-lük" yeni anlamda sözcük yapan bir ek­tir, "-ler" ve "-de" ise sözcüğe cümledeki görevine göre şekil veren eklerdir.

Kökler dilin ana malzemesi olup bilemediğimiz zamanlardan beri vardır. Sonradan yapılmazlar. Gereksinim duyduğumuz sözcükler bu köklerden yararlanılarak yapılır. Kökler ikiye ayrılır:

İsim (Ad) Kökleri

Fiil (Eylem) Kökleri (Devam)
Diğer Konular 04 Mayıs 2013 Yorum yok
Koşul Sonuç Cümlesi
KOŞUL- SONUÇ İLİŞKİSİ

Eylemin hangi koşullarda gerçekleşebileceğini belirtir.

Dinlese anlar. Dinlemeden anlamazsın. Dinleyince anlarsın. Dinleyerek anlarsın.

Erken dönmek üzere izin aldım. (Devam)
Diğer Konular 27 Haziran 2013 Yorum yok
Milli Edebiyatın Doğuşu
II.Meşrutiyet, İttihat ve Terakki Cemiyeti İçinde örgütlenen subay ve aydınların baskısı sonucu 1908' de ilan edilir. Abdülhamit, Kanun-i Esasi'ye tekrar yürürlüğe koymak zorunda kalır. Meclis'i Mebusan'unda İttihat ve Terakki üyelerinin çoğunlu­ğuyla yine aynı yıl açılır. Her türlü siyasal düşüncenin yasak olduğu bu dönem sona erince basın, aydınlar, sanatçı ve düşünürler, çeşitli alanlardaki düşünce ve eylemle­rini büyük bir coşkuyla gerçekleştirmeye koyuldular. Bu dönem, Osmanlının dağılma ve yıkılma ev­resinin son aşamasıdır. Osmanlı artık taim anla­mıyla Batı'nın sömürgesidir. 1789 Franız ihtilali'nin yaydığı 'milliyetçilik düşüncesi, Osmanlı İmparator­luğu İçindeki ulusal azınlıkların birer birer bağımsız­lık eylemine girmesine neden olmuştur. Bunda Avrupalıların kışkırtmalarının da önemli bir payı vardır. Gelinen süreçte, imparatorluğu ayakta tutma konusunda ortaya atılan... (Devam)
Diğer Konular 07 Mayıs 2013 Yorum yok
N Sözlüğü (Deyim)
Nabzı durmak: Ölmek.

Nabzına göre şerbet vermek : Birinin hoşuna gidecek, gururunu ok­şayacak davranışlarda bulunmak.

Nabzını yoklamak : Bir kimsenin eğilimini ve ereğini anlamaya çalış­mak.

Nafile yere: Boş yere, boşu boşuna; yok yere.

Nağme yapmak : -1, Bildiği bir şeyi bilmez gibi görünmek. -2. Birini güzel sözlerle aldatmaya çalışmak.

Nah kafa : "Akılsız, kafa kafa değil ki." anlamında birinin aklını hafifse­me yollu kullanılır.

Nal deyip mıh dememek: Düşüncesinde direnmek.

Nalıncı keseri gibi kendine yontmak: Yalnız kendi çıkarını gözet­mek; kendine yontmak.

Nalları dikmek : (Hayvan ya da değer verilmeyen kişiler için) ölmek.

Namazında niyazında (namazı niyazı yerinde) : Dini görevlerini tam olarak yerine getiren kimse.

Namus belası: Namusunu ya da toplum İçindeki değerini korumak için kişinin kabullendiği zarar, katlandığı sıkıntı.

Namus sözü : Bir şeyi yapacağına dai... (Devam)
Diğer Konular 26 Mart 2013 Yorum yok
Namık Kemal
"Vatan Şairi"olarak anılır. Sanat yaşamına Divan edebiyatı tarzında yazdı­ğı şiirlerle başlayan sanatçı; Şinasi'yle tanıştıktan, Avrupa kültür ve uygarlığını tanıdıktan sonra yeni edebiyat ve kültür için savaşım vermiştir. Sanatçı yanından çok, "Siyasal eylem adamı" kimliğiyle dikkati çeker. Namık Kemal, edebiyatın her alanında; şiir, roman, tiyatro, eleştiri, mektup..eserler vermiş; sanatını, düşüncele­rin halka yaymada bir araç olarak kullanmıştır. Divan edebiyatına karşı olmakla birlikte, biçim ve dilce eskiye bağlı kalmış, kaside ve gazellerinde gür sesiyle "vatan, millet hürriyet" konularını işle­miştir.

Tiyatroları daha sade olan Namık Kemal, konuşma di­linden yanadır. Tiyatroyu "yararlı bir eğlence" olarak görmüştür. Aruzu kullanmış ancak, heceyi de denemiştir. "Vatan Yahut Silistre" adlı oyunu seyirciyi çok etkilemesi üzerine. Kıbrıs' a sürüldü, Magosa zin­danlarında 38 ay kaldı. ... (Devam)
Diğer Konular 12 Mayıs 2013 1 yorum
Nasreddin Hoca Fıkraları
Sağlam bir İslam inancına, köklü bir di­ni bilgiye, ciddi bir ahlaki yapıya sahip bir kişiliktir. Tasavvuf kültürüne de vâkıf olan Hoca, birçok tarihî yazma eserde evliyalar arasında zikredilir. Nasreddin Hoca, Evliya Çelebi Seyahatnamesi'nde "hakîm ulu bir can" olarak tanıtılır.

Nasrettin Hoca Fıkraları ile İlgili en eski kaynak olan Ebu'l-Hayr Rûmî'nin Saltuknamesi'nde (M. 1495) Sarı Saltuk, Nasreddin Hoca'ya bir hediye göndererek dua talebinde bulunur. Hoca evde olmadığı için Hoca'nın hanımı, onun yerine dua eder. Bu duanın bazı cümleleri şu şekildedir:

"..dünyada fasık facir ile alaka eyleme ve dahi kötü kişi­ye karşı kendini ve hem malını güvenip emanet etme ve di­linden tövbe ve istiğfarı koma, kendin için isteyeceğini baş­kası için de iste, Allah'tan korkup Resul'den utanasın ve ahi-ret için burada güzel amel işleyesin yaramaz işlerden kaçınasın, günahlarını çoğaltmayasın ki gönlün kararm... (Devam)
Diğer Konular 24 Mart 2013 Yorum yok
Nesne
NESNE (DÜZ TÜMLEÇ)

Cümlede öznenin yaptığı eylemden etkilenen varlıkları belirten sözcüklere nesne denir.

Aşağıdaki cümlelerde nesne olan sözcükleri bulalım.

- Marketten ekmek aldım.

- Nasrettin Hoca'yı herkes tanır.

- Yaşlı adam önce pencereyi açtı.

- Ablam örtüyü kaldırdı, masaya tabak koydu.

Cümledeki nesnelerin yalın halde ya da "-i" halinde olduğunu gördük. Buna göre nesneler ikiye ayrılır:

a. Belirtili Nesne: "-i" halinde otan "neyi, kimi" sorularına yanıt veren nesnedir.

- Televizyonlar, bu olayı günlerce gündeme getirdi.

- İzleyiciler, sanatçıyı uzun uzun alkışladılar.

b. Belirtisiz Nesne: Yalın halde olan, "ne" sorusuna yanıt veren nesnedir.

- Yazar, bu eserinden ödü! bekliyor.

- Kendime güzel bir kahvaltı hazırladım. (Devam)
Diğer Konular 05 Mayıs 2013 Yorum yok
Nesne (Düz Tümleç)
Nesnelerine göre geçişli çatılı eylemlerde öznenin yaptığı eylemden etkilenen sözcük ya da sözcük öbeğine nesne denir.
Azrail ala canımı / Unuttura her sanını
Nesne Türleri
1. Belirtisiz Nesne
Durum eki "-i" yi almamış, yalın durumdaki nesnedir.
2. Belirtili Nesne
Durum eki "-i" yi almış, belirtme durumundaki nesneye denir. (Devam)
Cümlede Öğe 30 Kasım 2012 Yorum yok
Olumlu Cümle
OLUMLU CÜMLE

Yüklemin bildirdiği yargının geçerli olduğunu ya da eylemin yapıldığını belirten cümlelere denir.

Okullar eylül ayında açılıyor.

Sınıfımızın en çalışkanıydı o.

Bugün çok işim var.

Ayşe oldukça başarılıydı.

Söylediklerini anlamadım değil, (anladım)

Bu yemek de yenmez mi? (yenir) (Devam)
Diğer Konular 20 Mayıs 2013 Yorum yok
Olumsuz Cümle
OLUMSUZ CÜMLE

Yüklemin bildirdiği yargının geçersiz olduğunu ya da eylemin yapılmadığını belirten cümlelerdir.

Bugün yağmur yağmaz.

Bazıları olaya hazırlıklı değildi.

İstediğin kitap bende yok.

Bu İşte de başarısız oîdu.

Ne kendi rahat etti, ne de başkası.

Korkulur mu küçücük bir kediden?

Bu sıcakta uyu uyuyabtlirsen. (Devam)
Diğer Konular 30 Mart 2013 Yorum yok
Özne
Cümlede eylemi yapan ya da eyleme konu olana özne denir.
Örnek: Sevim'in arkadaşları her tarafı düzenledi.
Özne Türleri
1. Gerçek Özne
Yüklemi ad soylu sözcük ya da etken bir eylem olan cümlelerin öznesi gerçek öznedir.
Örnek: Arkadaşım, ateşli bir Rumeli delikanlısıydı.
Gerçek özne, kimi zaman yüklemde kişi eki olarak bulunur. Buna gizli özne denir.
Örnek: Okula gidiyorum (Özne: Ben)
2. Sözde Özne
Edilgen çatılı eylemlerin öznesine sözde özne denir. Etken çatılı cümlelerdeki nesne, edilgen çatılı cümlelerde özne olduğu için böyle bir isim verilmiştir.
Örnek: Bu hikaye uzun zamandan bu yana anlatılagelir.
3. Mantıkça Özne
Geçişsiz - edilgen yüklemlerde sözde özne olmadığı gibi gerçek özne de yoktur. Bu cü... (Devam)
Cümlede Öğe 03 Kasım 2012 Yorum yok
P Sözlüğü (Deyim)
Pandomim kopmak ; Kavga «^kmak, tartışma olmak Paniğe kapılmak: Meydana gelen dairden ötürü ansızın telaşlan­mak, aşırı biçimde etkilenmek, korkmak Paniğe vermek (ortalığı): Çok korkutmak, dehşete düşürmek.

Papara yemek: Azar işitmek, paylanmak.

papaza kızıp perhiz (oruç) bozmak (yemek) : Başkalarına kızıp ken­disine yarar getirmeyecek davranışta bulunmak. Para babası: Çok zengin kimse.

Para bozmak: Bütün parayı ufak paralar haline getirmek, ufak paralar­la değiştirmek.

Para canlısı: Parayı çok seven kimse.

Para çekmek: -1. Belli bir yere, kimseye yatırılan paranın bir bölümü­nü ya da hepsini gerektiğinde geri almak. -2. Başkasından sürekli olarak birtakım bahanelerle para almak.

Para (parası) çıkışmamak : Para yetişmemek, parası yetecek miktar­da olmamak.

Paradan çıkmak: Bir iş ya da kişi uğruna çok para harcamak, masraf

etmek.

Para dökmek : Bir iş ya da kimse uğruna çok para har... (Devam)
Diğer Konular 20 Nisan 2013 Yorum yok
Türemiş Sözcükler
Türemiş Sözcükler:

İsimlerin (adların) ve fiillerin (eylemlerin) kök ya da gövdelerinden yapım ekle­riyle yapılmış yeni anlamlı sözcüklerdir. Türemiş sözcükler, üzerine yapım eki alabildiği gibi çekim ekleri de alabilir. (düş-ün-ül-mek-ten)

Türemiş sözcüklere birkaç örnek verecek olursak:

deyimler, karşılık, tiyatrocular, yazarlar, Türkçe, sağlık, türemiş, seçkin, söyleşi, danışma, iletişim, dövüş, kalıtım, halıcılık, açılar, ulama, buluşlar .. gibi birçok örnek sıralayabiliriz. (Devam)
Diğer Konular 11 Nisan 2013 Yorum yok
Yapılarına Göre Cümleler
1. Basit Cümle
İçinde tek bağımsız yargı anlatan cümlelerdir.
Örnek: Biz, sizi başkanlığa seçtik.
2. Bileşik Cümle
Birbiriyle ilgili birden çok yargıyı içinde barındıran cümlelerdir.
Örnek: Okulda çalışmak istiyordu.
Cümlede çalışmak ve istemek eylemleri vardır.
Yan cümle: okulda çalışmak, temel cümle: istiyordu.
a) Girişik Cümle
Yan cümleciği esas cümlenin herhangi bir öğesi olan cümlelerdir.
Örnek: Bu konuyla kimin ilgilendiğini merak ediyormuş.
b) Kaynaşık Cümle
Bir cümlenin, başka bir cümlenin öğesi olması halinde kaynaşık cümle meydana gelir.
Örnek: Aynur: "Ben iyiyim" dedi.
c) Şartlı Cümle
Örnek: Islandıysan üstünü değiştir.
d) Soru Edatıyla Kurulan Cümle
Örnek: Gökyüzü bulutlandı mı içim kararır.
3. Sıralı C&uum... (Devam)
Cümle Çeşitleri 03 Kasım 2012 Yorum yok
Yüklemi Bakımından Cümle Çeşitleri
Türkçede cümleler anlam, yapı ve yüklem yönünden üç ana grupta incelenir.
A- Yüklemine Göre Cümleler
1. Eylem (Fiil) Cümlesi
Yüklemi çekimli bir eylem olan cümlelere eylem cümlesi denir.
Örnek: Kaçanın arkasından kabadayılık yapılmaz.
2. İsim (Ad) Cümlesi
İsim ya da isim soylu sözcükler de yüklem görevini üstlenebilir. Bir cümlenin yüklemi, isim ya da isim soylu sözcüklere ek-eylem getirilerek yapılıyorsa cümleye isim cümlesi denir.
Örnek: İnsan erdemiyle insandır.
Örnek: Bir milletin geçmişi, o milletin geleceği için yol gösteren bir kandildir.
B- Yükleminin Yerine Göre Cümleler
1. Kurallı Cümle: Yüklemi sonda olan cümledir.
Örnek: Olaylar karşısında sessiz kalamıyordu.
2. Devrik Cümle: Yüklemi sonda olmayan cümledir.
&O... (Devam)
Cümle Çeşitleri 03 Kasım 2012 Yorum yok
Yusuf Atılgan
1921'de Manisa'da dünyaya gelmiştir. Manisa ve Balıke­sir'deki öğrenim hayatından sonra İstanbul Üniversitesi'nde Türk Dili ve Edebiyatı'nı okumuştur. Maltepe Askeri Lisesi'n-de edebiyat öğretmenliği yaptıktan sonra Manisa'da çiftçilik­le uğraşmıştır. 1976'da İstanbul'a dönmüş, Milliyet yayınla­rında çevirmenlik, Can yayınlarında redaktörlük yapmıştır. 1989'da geçirdiği kalp krizi sonucu Moda'daki evinde haya­ta gözlerini yummuştur. Yusuf Atılgan, Modern Türk Edebiyatının usta romancılarındandır.

Baş­lıca eserleri: Aylak Adam, Anayurt Oteli, Canistan, Bodur Mi­nareden Öte, Eylemci, Toplumda Sanat'tır. (Devam)
Diğer Konular 27 Mart 2013 Yorum yok
Zarflar (Belirteçler)
Eylemin, eylemsinin, sıfatın ve zarfın anlamlarını etkileyen sözcüklerdir.
Örnek: "Tabiat yemyeşil görünüyordu" cümlesinde görünme eyleminin nasıl yapıldığını belirten yemyeşil sözcüğü bir zarftır.
Örnekler:
"Onları sık sık görmeniz gerekiyor." zarf + eylemsi
"Çok güzel bir ev". zarf + sıfat + isim
"Çok iyi konuşuyor" zarf + zarf + eylem
 
Anlam Yönünden Zarflar
1. Durum Zarfları
Eylem ve eylemsilerin anlamlarını durum yönünden etkileyen sözcüklerdir.
- Güzel görünüyor.
- Ne de tatlı konuşuyor.
 
2. Zaman Zarfları
Yüklemin ve eylemsinin ne zaman yapıldığını bildiren sözcüklerdir.
Gece gündüz çalışarak bitirdi.
Sabahları kahvaltımı yaparım.
 
3. Nicelik Zarfları
a) Eşitlik Zarfları: Eyleme, eylemsiye eşitlik anlamı katan sözcüklerdir.... (Devam)
Sözcük Türleri 21 Aralık 2012 Yorum yok
Zıt Anlamlı Sözcükler
KARŞIT ANLAMLI SÖZCÜKLER

Anlamca birbirinin tersi olan sözcüklerdir. Genellikle nitelik ve eylem bildiren sözcüklerdir.

- Gelmek- gitmek (eylem)

- Güzel- çirkin (sıfat)

- İleri- geri (zarf)

Sözcüklerin karşıt anlamlısı kullanıldığı cümleye göre değişebilir.

- Doğru cevap ' yanlış cevap

- Doğru haber ' yalan haber

- Doğru çizgi ' eğri çizgi

Sözcükler ekle (-siz ve -me) karşıt anlamlı yapılmaz. Görmek-görmemek, başarılı-başarısız, sözcükleri karşıt anlamlı değil; olumlu-olumsuz sözcüklerdir. (Devam)
Diğer Konular 25 Mayıs 2013 Yorum yok
Toplam 3 sayfa, 3. sayfadasın: Önceki, 1, 2, 3
Popüler Sayfalar:
Son Ziyaretler:
Coğrafya Sitesi Tarih Sitesi Matematik Sorusu