Öğretmenlik, öğretim üyeliÄŸi ve milletvekilliÄŸi göÂrevlerinde bulunan Ahmet Hamdi Tanpınar; ÅŸiir, roman, öykü, deÂneme, makale, edebiyat tarihi gibi alanlarda eserler vermiÅŸtir. Ãœzerinde Fransız sembolistlerinin yanında, Yahya Kemal Beyatlı ve Ahmet HaÅŸim'in etkileri vardır. Bu etkilenmelere karşın kendine özgü bir ÅŸiir dünyası kurabilmiÅŸtir. Hece ölçüsüyle ÅŸiir yazmasına karşın "Memleket edebiyatı" hareketinden etkilenmemiÅŸtir. Ahmet Hamdi, kendine özgü sözcüklerle estetik yanı güçlü ÅŸiirler yazmış, ÅŸiirlerinde hayale ve müziÄŸe önem vermiÅŸtir. Sonraki ÅŸiirlerinde insan, doÄŸa, evren iliÅŸkilerini bir düşünür kimliÄŸiyle iÅŸlenmiÅŸ; zaman, sonsuzluk, aÅŸk ve ölüm temafarını iÅŸlemiÅŸtir. Osmanlı tarihine geçmiÅŸine özlem; kültür ve uygarlık deÄŸerler; caÂmileri, çarşıları, sokakları ile Ä°stanbul, ÅŸiirinin baÅŸlıca konularıdır.
öykü ve romalannda insanın dünyasını bilinç altını İşlemiş, rüy... (Devam)
1908 ile 1980 yılları arasında yaÅŸamıştır. Cumhuriyetten sonraki edebiyatımızda çok önemli bir yeri vardır. Bu döneme hem fikir hem de bir sanat adamı olarak damgasını vurmuÅŸÂtur. Az sayıda ÅŸiir yazmış olan Ahmet Muhip Dıranas, ÅŸiirde sese ve ÅŸekil mükemmelliÄŸine önem vermiÅŸtir ve biçim kusursuzluÄŸu ile dikkati çeker. Åžiirlerinde Sembolizm akımının etkileri hissedilmektedir. Fransız sembolistlerinden etkilenmekle birlikte, bunu geleneksel biçimlerle kaynaÅŸtırdığından, kenÂdine özgü bir ÅŸiir dünyası oluÅŸturabilmiÅŸtir. Åžiirlerinde zaman, kaçış duygusu, ölüm, yalnızlık hissi, tabiat, aÅŸk, hüzün, vatan ve kahramanlık duygularını iÅŸlemiÅŸtir. Bütün ÅŸiirlerini tek bir kitapta toplayan ÅŸairin tiyatro eserleri de bulunmaktadır.
Şiirlerindeki sözcüklerin uyumu, müzikselliği ile şiirimize yeni bir ahenk getirmiştir. Hece veznini değişik biçimlerde kullanmıştır. İnsanın doğa karşısındaki duygularını iş... (Devam)
Anlatımın temel birimi cümledir. Düşündüklerimizi, duyduklarımızı, tasarladıklarımızı ya da yaşadıklarımızı karşımızdakilere tam olarak iletebilme, cümle kurabilme gücümüze bağlıdır. Doğrusu cümlelerimizin açık, duru, yalın dilin işleyiş kurallarına uygun ve dilbilgisi yönünden doğru olmasıyla ilgilidir. Cümlelerimiz bu niteliklerden yoksunsa, duru, yalın, açık değilse, iletmek istediklerimiz tam iletemeyiz. İster istemez karşımızdakiler, anlatmak istediklerimizi tam olarak anlayamazlar ya da eksik, yanlış anlarlar.
Cümle bir yargı birimi olduğuna göre, cümledeki her sözcüğün bu yargıyı oluşturmada bir işlevi olmalıdır. Böyle değilse aynı anlama gelen ya da aynı işlevi yerine getiren sözcükler birlikte kullanılmışsa, o cümle duru değildir. Duruluktan yoksun cümlelerle oluşturulan yazılar da uzatılmış, doldurulmuş yazılardır.
AÇIKLIK:Bir anlatımdan herkes aynı anlamı çıkarabiliyorsa ve aynı anlamda kolayca birleşebiliyorsa o anlatım "açık"tır.Bir anlatımın ikili anlamlar iletmemesi ve kolayca anlaşılabilmesidir.
*ünlü sporcumuzun arka ayak adalelerinde ezilme saptandı.(sıfat yerinde kullanılmam)
*izinsiz inşaata girilmez.(zarf yerinde kullanılmıştır)
*ağzını sıkı tutmama ilişkimizin bozulmasına yaradı(neden oldu - yol açtı)
KONUSU: Cemal Süreya'ya göre, çocuklara her ÅŸeyi anlataÂbilirsiniz. Bu anlayışla, Çocukça Dergisi'nde, çocuklara yönelik, hemen her konuda yazılar kaleme almıştır. Kitap, bu yazılardan oluÅŸmaktadır.
Lacivert Ä°pek Helikopter:
Pırasaya gözlük takın, aynı ona benzer. Yanlış anlamayın, çok sevimli ve çok bilgili bir adamdır. Yolda karşılaÅŸtık. Dergideki yazılarımı sordu. "Yeni baÅŸlayacağım, neler yazayım?" diye sorduÂÄŸumda,
"Çocuklar her şeyi anlar, onlara enflasyondan bile söz edebilirsin. Savaşlardan söz et, her ay çıkan kitaplardan, şairler, ressamlar, uzay bilginleri, çevre kirlenmesi,.."
" Bilgi de vermekle birlikte, asıl amacın onlara okuma keyfini tatÂtırmak olsun. Bilgiçlik taslayan ÅŸeyler yazma. Serüvenlerden, düşlerden söz et. Sözgelimi lacivert Ä°pek helikopterler uçsun yazılarında.."
Böylece, ilk yazının konusu ve başlığı çıkmış oldu.
Yapım eklerinden hiçbirini almamış olan, kök halindeki sözcükÂlere (kelimelere) verilen addır. Bu tür sözcükler çekim eklerini alabilir. Basit sözcüklere örnekler:
Varlıkların duyu organlarıyla algılanabilecek şekilde tanıtılması için başvurulan anlatım yoludur. Genellikle olay yazılarında varlıklar, nitelikleriyle tanıtılırken kullanılır.
Betimlemede kişilerin duygu ve düşüncelerinin irdelenmesi, davranışlarının neden ve sonuçlarının incelenmesi de yer alabilir; buna çözümleme (tahlil) denir. Kısaca betimleme; kelimelerle resim yapmaktır.
UYARI: Betimleme paragraflarında genelde verilmek istenen mesaj bulunmaz; ancak mesaj taşıyan paragrafta ana düşünce sonuç bölümündedir.
Örnek:
Yeşil dağlar arasında Manisa, akşamları morararak susar; İnce rüzgârla dağılan ezan seslerinden sonra belde, derin bir sessizliğe dalar, karanlık basınca yamaçtaki evlerde cılız gaz lambalarının titrek ışıkları görülür.
Bu parçada, aşağıdaki anlatım biçimlerinden hangisi kullanılmıştır? (1998 LGS)
Öncelikli olarak Birleşik Sözcük nedir bunun üzerinde durmamız gerekmektedir. Zira bu sözcüklerin kuruluş mantığını anlamadan nasıl yazıldığını bilmemiz çok zor olacaktır.
İki ya da daha fazla sözcüğün, yeni anlamda bir sözcük oluşturması için birlikte kullanılmasına "birleşme" denir. Birleşme sırasında sözcüklerde anlam, tür ve ses değişiklikleri olabilir:
* Birleşme sırasında sözcüklerde ses aşınması ya da ses türemesi olabilir.
a. Asıl olarak dilimizde, her cümle büyük harfle başlar. Cümle sonu işaretlerinden sonra (nokta, soru işareti, ünlem işareti) büyük harfle devam edilir;ancak bazı şiirlerde bu kurala uyulmayabilir.
- Niye canını sıkıyorsun? Ben senin başaracağına eminim.
b. Özel adların (isimlerin) her sözcüğü büyük harfle başlar:
- Mustafa Kemal Atatürk, Ali Bey, Türkiye Cumhuriyeti, Tekir, Vatan Caddesi, Marmara Denizi, Kızılay, Türk Dili Dergisi, Türkçe, Mars..
c. Mektuplarda ve resmi yazışmalarda hitap sözcükleri büyük harfle başlar:
- Sevgili KardeÅŸim,
d. Belirii bir günü bildiren tarihlerde ay ve gün adlan büyük harfle başlar.
- 17 Haziran Pazar günü
e. Yazı başlıklarını her sözcüğü büyük harfle başlar:
Büyük Ünlü Uyumu: Türkçe sözcüklerde bulunan ünlü harflerin "kalınlık- incelik" uyumudur. Buna göre bir sözcüğün ünlüleri ya hep ince ünlü, ya da hep kalın ünlü olur.
Büyük ünlü uyumu Türkçe'nin temel kuralıdır. Bu yüzden genellikle her Türkçe sözcükte bu kural bulunur. Türkçe sözcüklerin büyük ünlü uyumuna aykırılık göstermesini üç başlık altında toplayabiliriz:
a. Türkçe olmalarına rağmen zaman içinde değişen bazı sözcükler kurala uymaz:
- Anne (ana), kardeş (karındaş-kardaş)
- şişman (şişmen), hani (kanı), hangi (kangı), elma (alma)
b. Birden fazla sözcüğün birleşmesinden oluşmuş sözcükler (birleşik sözcükler) bu kurala uymayabilir:
Sözcüklerde anlam deÄŸiÅŸikliÄŸi yapmayan, cümledeki görevlerine göre onları ÅŸekillendiren eklere çekim ekleri denir. Sözcüğe yapım eklerinÂden sonra getirilir. Çekim ekleri iki ana grupta ele alınabilir:
Çekimli diller (Bükümlü dil de denilmektedir) : Bu yapıdaki dillerde, çekim esnasında ve yeni kelimeler yapılırken sözcük kökleri çoğunlukla değişir ve bambaşka biçime gelir. Ekler sözüğün önüne, ortasına ya da sonuna getirilebilir. Bazı dillerde de sözcük kökü ile yeni sözcük veya sözcük çekimi arasında her zaman açık bir bağ, ilgiyi gösteren bir belirti vardır. Sözcük kökündeki asli sesler yeni türetilen sözcükte hep aynı biçimde kalırlar. Hint-Avrupa dilleri ve Sami dilleri dilleri Çekimli diller kategorisinde ele alınırlar.