Yaz boz tahtasına çevirmek (bir şeyi) : Onunla ilgili birbirini tutmayan kararlar almak
Yazık etmek (bir şeye, birine): Ona zarar vermek onun hiç bir işe yaramaz duruma gelmesine yol açmak
Yazık olmak (bir şeye, birine) : Ona zarar verilmek; boşa gitmek.
Yazıklar olsun : "Yaptığın bu şeyden ötürü seni şiddetle kınıyorum.' anlamında.
Yazıya dökmek (bir şeyi): Onu yazı ile anlatmak
Yedi düvelle barışık : Hemen herkesle çabuk dost dan, iyi geçinen (kimse).
Yediği naneye bak!: "Yaptığı şu ters, uygunsuz işe bak!" anlamında şaşma, öfke belirtir.
Yedi iklim dört bucak : Dünyanın her yanı.
Yedi kat yabancı: Akraba, hısım, tanıdık gibi yakınlığı bulunmayan (kimse).
Yedi kubbeli hamam kurmak: Gerçekleşmesi güç hayaller kurmak
Yedirip içirmek ; Beslemek; banndırmak.
Yedisinden yetmişine (yediden yetmişe) kadar: Büyük küçük herkes.
Yeğ tutmak (bir şeyi, bir şeye): Onu dizelerinden üstün görmek, tercih etmek.
Ye kürküm ye!: "Bana gösterilen saygı kişiliğime değil de giyimime ve kuşamımadır.' anlamında.
Yelkenleri suya indirmek : Direnmekten vazgeçip anlayışlı davranmaya başlamak.
Yel yepelek (yeperek) yelken kürek : Büyük bir telaş ve çabuklukla.
Yemeden içmeden kesilmek: Üzüntü, korku, hastalık, heyecan vb. nedeniyle hiçbir şey yiyip içemez duruma gelmek.
Yemin etmek: -1. Kutsal bir şeyi tanık göstererek söz vermek (Kars. Ant içmek.) -2. Doğru olduğunu ileri sürmek. -3. Bir şeyi yapmaya kesin söz vermek.
Yemin etsem başım ağirmaz : "Sözünü ettiğim şeyin doğru, gerçek olduğuna hiç korkmadan yemin edebilirim." anlamında.
Yemin içmek : bk. Ant İçmek.
Yemin vermek : bk. Ant vermek.
Yeni baştan : Yeniden, bir daha, baştan başlayarak.
Yenilir, yutulur gibi değil: -1. Yenilecek nitelikte olmayan (yiyecek). -2. Çok pahalı olan. -3. Onur kına, can sıkıcı (söz). -4. Kendisiyle başa ctkılabilecek gibi olmayan (kimse).
Yeni yeni: Son zamanlarda.
Yer almak : -1 Bir topluluğun içinde bulunmak. -2. Aynlan yerde durmak. -3. Adı bir yerde geçmek.
Yer bulmak (biri) (birine) : -1. Bir kimse belirli bir işe girmek. -2. Bir' kimseyi belirli bir işe sokmak.
Yer cücesi: Ufak tefek, sinsi, kurnaz kimse.
Yer demir, gök bakır: -1. "Başvurduğum yerlerin hiçbirinden gerekli yardımı göremedim.' anlamında çaresizlik bildirir. -2. Çorak ve sıcak bir- yeri niteler.
Yerden bftme (yerden yapma): (Alay yollu) Çok kısa boylu (kimse).
Yerden göğe kadar : Pekçok, tamamıyle.
Yerden yere çalmak (vurmak) (birini, bir şeyi): -1. Onu hoş olmayan sözlerle kötülemek, yermek. -2. Güreşte rakibini çok hırpalamak.
Yere bakan yürek yakan : (Alay yollu) Sessiz ve.yumuşak görünüp sinsice işler çeviren (kimse).
Yere bakmak : (Yaşlılar için) Ölümü yatan olmak.
Yere göğe koy(a)mamak (birini) : Onu nasıl memnun edeceğini bilememek; ona çok önem vermek.
Yere sermek (birini): -1. Onu yenmek. -2. Onu vurup Öldürmek.
Yer etmek: -1. Bir şey bir yerde yerleşip kalmak, -2. Bir şey bir yerde iz bırakmak.
Yeri gelmek : Sırası gelmek, zamanı uygun olmak.
Yeri göğü birbirine katmak: Büyük bir heyecan, korku, telaş yaratmak.
Yerinde duramamak: Sessiz ve hareketsiz duramamak, her an bir şeyler yapmak isteği içinde olmak.
Yerinden etmek (birini): Onun işini, sahip olduğu yeri yitirmesine neden olmak.
Yerinden olmak : İşini, sahip olduğu yeri yitirmek.
Yerinde olmak (birinin): Onun durumunda, konumunda bulunmak.
Yerinde saymak: Bulunduğu konumda herhangi bir gelişme, aşama gösterememek.
Yerinde yeller esmek: Yok olmak, ortadan kalkmak, kaybolmak.
Yerin dibine geçmek: Herhangi bir olumsuz durumdan ötürü çok utanmak, kimseye görünmek istememek
Yerine geçmek (biri) (bir şey): -1. Görevinden ayrılan bir kimsenin yerini doldurmak -2. Bir şey o anda bulunmayan jaşka bir şeyin yerine kullanılabilmek, onun görevini yapabilmek.
Yerine gelmek: -1. Daha önceki durumuna kavuşmak. -2. Gerçekleştirilmek, yapılmak.
Yerine getirmek (bir şeyi) : Onu yapmak, gerçekleştirmek.
Yerine koymak (onu, bir şey, bir kimse): Ona, söz konusu şey, kimse gözüyle bakmak, onu herhangi bir şey, kimse saymak.
Yerini doldurmak : -1. Görevini gereği gibi ysprhakl -2. Birimle, o'isj daha önce yapan kimse kadar başarılı olmak
Yerini tutmak : -1. Bit görevi, İşi Öteki kimse kadar başarılı biçimde yapabilmek -2. Bir $ay başka bir şeyin yaptığı görevi yapabilecek durumda olmak
Yeri olmak: -1. Uygun olmak -2. Sırası, zamanruygun olmak.
Yeri öpmek : (Alay yollu) Yere düşmek.
Devamı
Diğer Harfler
A, B, Ç-C, D, E, F, G, H, I-İ, J, K, L, M, N, O-Ö, P, R, S-Ş, T, U-Ü, V, Y, Z
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.