EtiketŞu anda sözcük konusu ile ilgili sayfalara bakmaktasınız.
Bu konuyla ilgili toplam 104 içerik bulunuyor.
Fecr-İ Ati Edebiyatı
1901'de Servet-i Fünun dergisinin kapatılmasıyla, Edebiyat-ı Cedide topluluğu dağılmış; edebiyat dünyasında II. Meşrutiyet'in ilanına (1908) kadar sürecek bir boşluk doğmuştur. II. Meşrutiyet'in ilanıyla meydana gelen özgürlük ortamı, Fecr-i Ati (Geleceğin Işığı) topluluğunun ortaya çıkışını kolaylaştırmış, Servet-i Fünun dergisinin kapatılmasıyla dağılan kimi sanatçılarla genç yazar ve şairler bu topluluğu oluşturmuşlardır.

Fecr-İ Ati Edebiyatının Temsilcileri:

Ahmet Haşim

Refik Halit (Karay)

Emin Bülent (Serdaroğlu)

Yakup Kadri (Karaosmanoğlu)

Tahsin Nahit

Faik Ali (Ozansoy)

Celâl Sahir (Erozan)

Fuat Köprülü

Hamdullah Suphi (Tanrıöver)

Sahabettin Süleyman

Ali Canip (Yöntem)

Cemil Süleyman İzzet Melih

• Faik Ali Ozansoy'un önerisiyle "Fecr-i Ati" adını benimseyen topluluk, uzun ömürlü olamamış ve Milli edebiyat hareketinin doğusuyla dağılıp gitmiştir (1912... (Devam)
Diğer Konular 19 Haziran 2013 Yorum yok
Fiil (Eylem) Kökleri
FİİL KÖKLERİ:

İş, oluş, hareket, durum bildiren köklerdir. Mastar ekiyle (-mek) okunabilirler.

- gel-, koş-, al-, git-, bak ..

Bir dilde bulunan isim ve fiil kökleri varlıklarını, kavramların, hareketlerin teker teker karşılığını verecek kadar çok değildir. Gerekli olan sözcükler bu köklere yapım ekleri getirilerek sağlanır. Bu yolla yapılmış sözcüklere "gövde" denir.

Dilimizde hem fiil, hem isim kökü olarak kul­landığımız sözcüklerimiz vardır. Bunlara "ortak kök" denir. Bu sözcükler tek anlam taşıma­larına rağmen diğer köklerin tersine hem isim hem fiil eklerini alabilirler. Bu kökleri sesteş sözcükle karıştırmamak gerekir. Sesteş söz­cükler iki ayrı sözcüktür; ortak kök ise tek bir anlamı olan, kullanıldığı yere göre fiil ya da isim olan sözcüktür. (Devam)
Diğer Konular 21 Nisan 2013 Yorum yok
Gereksiz Sözcük Kullanma
GEREKSİZ SÖZCÜK KULLANMA

Bir cümlede bir sözcük ya da sözcüğün yerini başka sözcük ya da sözcük grupları sağlıyorsa o sözcük grubu gereksiz kullanılmış demektir.

- Ebru, oylama sonucu, sınıf başkanı olarak seçildi.

- Seninle birlikte çarşıya çıkabilirim.

- Bu konu karşılıklı görüşmelerle çözümlene­bilir.

- Yüksek sesle bağtrmaya başladı.

Bir cümlede eş anlamlı sözcüklerin kullanılması da gereksiz sözcüklerden kaynaklanan anlatım bozukluğu meydana getirir.

- Biz farklı kuşaklardan ve nesillerdeniz.

- Onlara göre daha hür ve Özgürsünüz.

- Aralarında menfaat çıkarına dayalı ilişki vardı.

- İşte bu yüzden dolayı onu istemiyorum. (Devam)
Diğer Konular 10 Haziran 2013 Yorum yok
Halit Ziya Uşaklıgil
Batılı anlamda çağdaş Türk roman ve öykücülü­ğü Halit Ziya ile başlatılır. Modern romanın kurucu­su, öncüsü olan sanatçı ile Türk romanı, Tanzimat dönemindeki teknik zayıflıklarından kurtulur. Realizmin ve naturalizmin etkisinde kalan ro­mancı, yapıtlarında ruh çözümlemelerine, kahra­manlarının iç dünyalarının betimlenmesine önem vermiştir.

Romanlarında İstanbul'un aydın çevrelerini an­latan Halit Ziya Uşaklıgil, öykülerinin büyük bir bölümünde halkın yaşayış, gelenek ve göreneklerini anlatmaya çalışmıştır. Çevresinde gördüğü olaylardan, kişiler­den yararlanmış, bunları güçlü bir gözlemle değer­lendirerek yapıtlarına aktarmıştır. Yapıtları yabancı sözcük ve kurallarla yüklü, üslubu süslü ve özentilidir. Dilin sadeleştirilmesine karşı çıkmış, yabancı sözcük ve dil kurallarından kurtulmayı, "ağızdan dişler sökmek ölçüsünde tehikeli bir iş olarak) gör­müştür. ... (Devam)
Diğer Konular 12 Haziran 2013 Yorum yok
Hece Nedir
Ağzın bîr hareketiyle bir defada söylenebilen sözcük parçalarına hece denir.

- Ro-man ve öy-kü

Heceler bir ya da birkaç sesten oluşur. Seslen yazıya geçirirken harfleri kullanırız. Harflerin durumuna göre altı çeşit hecemiz vardır:

** 1 ünlüden oluşan: o-kul

*" 1 ünlü 1 ünsüzden oluşan: öy-kü

*" 1 ünsüz 1 ünlüden oluşan: ro-man

** 1 ünsüz 1 ünlü 1 ünsüzden : o-jay

"*" 1 ünlü 2 ünsüzden oluşan: üst-te

** 1 ünsüz 1 ünlü 2 ünsüzden : Türk-çe

Heceyi oluşturan sesler, bazı durumlarda kendinden Önceki ya da sonraki heceye geçebilir. Sözcük içinde ünlüyle başlayan heceler kendinden önceki hecenin ünsüzünü çeker:

- hanım- eli -> ha-nı-me-lî

- sırt- ın-> sır-tın

- gönül-üm -> gön-(ü)lüm

Satır sonuna sığmayan sözcüklerin yazımında da bu kurala dikkat edilir:

oku-

lum

asla-

nağzı

Satır sonunda ayrıca şu iki kurala d... (Devam)
Diğer Konular 06 Mayıs 2013 Yorum yok
İkilemelerin Yazımı
İKİLEMELERİN YAZIMI

Dilimizde ikilemeyi oluşturan sözcükler -yeni bir anlam yaratmadığı sürece- ayrı yazılır, araya hiçbir bir noktalama işareti konmaz:

- Er geç başaracaksın.

- Art arda dizilmişlerdi.

* Beni birdenbire karşısında görünce çok şaşırdı. (Bu cümlede "birdenbire" ikilemesi kalıplaşarak "aniden" anlamı kazanmıştır. Dolayısıyla burada birleşik yazılmaz zorundadır.) (Devam)
Diğer Konular 17 Nisan 2013 Yorum yok
İsim (ad)
İsim, duygu ve düşüncelerimizi karşılayan, varlıklara ad olan sözcüklerdir. Ateş, su, insan..

Not: Bir sözcüğün isim olup olmadığını o sözcüğe ekleyeceğimiz -mek, -mak ekiyle anlarız. Anlam bozulmuyorsa sözcük fiildir. Anlam bozuluyorsa sözcük isimdir.

Örnek: gel-mek (fiil) kalem-mek (isim)

git-mek (fiil) çocuk-mak (isim)

Not: Kökteş söcüklerde bu kurala uyulmaz. Sözcüğün cümle içerisindeki anlamına bakılır. Sözcük eylem bildiriyorsa fiil, eylem bildirmiyorsa isim olarak nitelendirilir.

Örnek: Boya yine yetmeyecek. Sıva için kum gerekiyor.

Karşı duvarı son boya baba. Kollarını özenle sıva.

İSİM ÇEŞİTLERİ

A. SAYILARINA GÖRE İSİMLER:

1.Tekil İsim: Sayıca tek bir varlığı karşılayan isimlerdir. İnsan, ağaç, asker..

Not: Kimi tekil isimler herhangi çokluk eki almadığı halde aynı cinsten birden çok varlığı karşılayabilirler.

Kitap en iyi dosttur.

Çocuk daima ilgi bekler.
... (Devam)
Diğer Konular 05 Mayıs 2013 Yorum yok
İsimden İsim Yapan Ekler
İsim soylu sözcüklerin üzerine gelerek onlardan tekrar isim soylu sözcük türeten ek türlerine verilen addır.

En çok kullanılan İsimden İsim Yapan Ekler şunlardır:

+lik: zeytinlik (yer adı), gözlük (araç adı), iyilik (kavram adı), çocukluk (zaman adı), işçilik (meslek adı), yolculuk (durum adı), kışlık giysi (sıfat)..

+li: tuzlu, yağlı (sıfat); liseli, İzmirli (bir yere aitlik)..

+siz (-li ekinin olumsuzu): tuzsuz, yağsız, dil­siz..

+ci: çiftçi, işçi (meslek adı) ; uykucu, şakacı (sıfat)..

+ce: Türkçe (dil adı), insanca (yaraşırlık), irice (küçültme), sınıfça (birliktelik), sıkıca (tarz)..

+daş: yurttaş (ortaklık), özdeş (bağlılık)..

+ti: fısıltı, uğultu, pırıltı ..

+ki: önceki (aitlik), akşamki..

+er: üçer (üleştirme), yedişer..

+nci: birinci (sıralama), ikinci..

+sı: çocuksu (benzeme), ipeksi..

+msı: acımsı (özelliğe yaklaşma), ekşimsi..

+mtırak: sarı... (Devam)
Diğer Konular 26 Haziran 2013 Yorum yok
İsimler
İsim, duygu ve düşüncelerimizi karşılayan, varlıklara ad olan sözcüklerdir. Ateş, su, insan..

NOT: Bir sözcüğün isim olup olmadığını o sözcüğe ekleyeceğimiz -mek, -mak ekiyle anlarız. Anlam bozulmuyorsa sözcük fiildir. Anlam bozuluyorsa sözcük isimdir.

Örnek: gel-mek (fiil) kalem-mek (isim)

git-mek (fiil) çocuk-mak (isim)

Not: Kökteş söcüklerde bu kurala uyulmaz. Sözcüğün cümle içerisindeki anlamına bakılır. Sözcük eylem bildiriyorsa fiil, eylem bildirmiyorsa isim olarak nitelendirilir.

Örnek: Boya yine yetmeyecek. Sıva için kum gerekiyor.

Karşı duvarı son boya baba. Kollarını özenle sıva.

İSİM ÇEŞİTLERİ

A. SAYILARINA GÖRE İSİMLER:

1.Tekil İsim: Sayıca tek bir varlığı karşılayan isimlerdir. İnsan, ağaç, asker..

Not: Kimi tekil isimler herhangi çokluk eki almadığı halde aynı cinsten birden çok varlığı karşılayabilirler.

Kitap en iyi dosttur. Çocuk daima ilgi bekler... (Devam)
Diğer Konular 01 Mayıs 2013 Yorum yok
İslami Dönemde İlk Dil Ve Edebiyat Ürünleri (11-12. Yy)
ESERLERİN GENEL ÖZELLİKLER

1. İslamiyet öncesi kültür ve İslami kültür iç içedir.

2. Eserlerde toplum hayatını şekillendirme ve yönlendirme amacı güdülmüştür.

3. Eserlerde dini öğretme amacı esas alınmıştır.

4. Hece ölçüsüyle beraber aruz ölçüsü de kullanılmaya başlanmıştır.

5. Dile Arapça ve Farsçadan sözcükler girmiştir.

6. Nazım birimi dörtlük ve beyittir.

7. Arap ve Fars edebiyatında kullanılan nazım şekilleri ile eserler verilmeye başlanmıştır.

KUTADGU BİLİG (Saadet Veren Bilgi, Mutluluk Bilgisi)

1. 1069-1070 yılları arasında Karahanlılar döneminde Yusuf Has Hacip tarafından Tabgaç Buğra Han'a (Satuk Buğra Han)sunulmuştur. İslami dönemin ilk eseridir

2. Manzum bir eserdir. Nazım birimi beyittir 6645 beyitten oluşmuştur.

3. Mesnevi türünde ve aruz ölçüsüyle yazılmış ilk eserdir. Ayrıca 173 tane mani şeklinde dörtlük vardır.

4. Arap harfleriyle yazılmıştır... (Devam)
Diğer Konular 02 Nisan 2013 Yorum yok
Kaynaştırma Harfleri (Kaynaştırma Sesleri)
Ünlü harfle sonlanan bir sözcüğe, ünlü harfle başlayan ek getirilirken araya "y.s,ş,n" harflerinden biri girer. Bu harflere "kaynaştırma harfi", ses olayına da "kaynaşma" denir.

Kaynaştırma harfleri ekin çeşidine göre değişir

iki-y-i (durum eki)

iki-n-in (tamlayan eki)

iki-s-i (iyelik- tamlanan eki) iki-ş-er (üleştirme eki) gelme-y-ecek (kip ekleri) söyle-yen (yapım eki)

T sesiyle başlayan bazı sözcükler, sonu ünlüyle biten bir sözcükle birleştiklerinde, ilk sesleri "y" ye döner. Bu harf kaynaştırma harfi değil, "dönüşüm sessizi" dir.

Araba ile -> arabayla

Hasta idi -> hastaydı (Devam)
Diğer Konular 24 Haziran 2013 Yorum yok
Ki'nin Yazımı
"Kİ" NIN YAZIMI

a. Bağlaç oian "ki" genellikle iki yargıyı, değişik ilişkiler kurarak bağlayan bir sözcüktür. Diğer sözcüklerden ayrı yazılır.

- Gel ki görüşebilelim.

- Burada tanıdığım yok ki..

- Öyle yaramaz ki herkesi usandırdı.

"ki" bağlacının birleşip kalıplaşmış olduğu için bitişik yazıldığı birkaç sözcük vardır: belki, halbuki, mademki, sanki...

b. Sıfat yapım eki "-ki", isimden sıfat türetir. Yalın haldeki veya u-de" halindeki isimlere gelir.

- Akşamki yemek, evdeki hesap...

c. ligi zamiri "ki", tamlayan eki almış sözcüklere eklenir, tamlanan görevindeki sözcüğün yerini tutar:

- defterinki (defterin fiyatı),

- hepimizinki (hepimizin düşüncesi) (Devam)
Diğer Konular 18 Nisan 2013 Yorum yok
Kısa Çizgi
KISA ÇİZGİ (-)

1. Satıra sığmayan sözcükler hecelerine ayrılırken satır sonuna konur:

——————————-hanı-

meli

——————————-İz-

mir'de

2. Ara söz ve ara cümlelerin başına ve sonuna konur:

- Konuşması bitince -aslında onu dinlememiştim- görüşlerimi bildirmemi istedi.

3. Aralarında anlam ilgisi olan sözcükler ve tarihler arasına konur.

- İzmİr-Ankara karayolu,

- 1914-1918 yıllarında

4. Dilbilgisinde değişik nedenlerle kullanılır:

- -ce, -ler; ay-dın-lık; git-, gel- (Devam)
Diğer Konular 15 Haziran 2013 Yorum yok
Kısaltmaların Yazılışı
KISALTMALARIN YAZIMI

a. Çok sözcüklü özel adların kısaltılmasında, her sözcüğün ilk harfi büyük yazılır ve harfler arasına nokta konulmaz. Bu kısaltmalara getirilen ekler kesme işaretiyle ayrılır ve kısaltmanın okunuşuna uyar:

- TRT'ye.THY'nin.YSE' deki, BOTAŞ'ta...

b. Sözcük kısaltmalarında ilk harf büyük yazılır, diğer harfler küçük yazılır ve sonuna nokta konur:

- Prof., Dr., Mah. .. (Devam)
Diğer Konular 21 Nisan 2013 Yorum yok
Kök Nedir
KÖK:

Bir sözcüğün anlam taşıyan en küçük parçası­na denir. Daha küçültülüp kısaltıldığı zaman an­lamı bozulur.

Türkçede kökler bir veya iki hecelidir. Eklemeli dillerden olan dilimizde kök, sözcüğün baş kısmın­da bulunur, ihtiyaca göre gerekli ekler sona ekle­nir:

* "kömürlüklerde" sözcüğünün anlamlı en kü­çük parçası "kömür" sözcüğüdür.

-lük" yeni anlamda sözcük yapan bir ek­tir, "-ler" ve "-de" ise sözcüğe cümledeki görevine göre şekil veren eklerdir.

Kökler dilin ana malzemesi olup bilemediğimiz zamanlardan beri vardır. Sonradan yapılmazlar. Gereksinim duyduğumuz sözcükler bu köklerden yararlanılarak yapılır. Kökler ikiye ayrılır:

İsim (Ad) Kökleri

Fiil (Eylem) Kökleri (Devam)
Diğer Konular 04 Mayıs 2013 Yorum yok
Küçük Ünlü Uyumu
Küçük Ünlü Uyumu: Ünlü harflerin düzlük-yuvarlaklık, darlık- genişlik bakımından uygunluk göstermesi kuralıdır. Buna göre:

Türkçe bir sözcüğün ilk hecesindeki ünlü düz ise {a,e,ı,i) öteki hecelerin, getirilecek eklerin ve "mi" edatının ünlü harfleri de düz olur:

A- ra- ba- (Düz Düz Düz) Küçük ünlü uyumuna uyar.

in- ce- çik (Düz Düz Düz) Küçük ünlü uyumuna uyar.

Kalınlık

ar- mut ' (Düz Yuvarlak) Küçük ünlü uyumuna uyar.

me- mur —' (Düz Yuvarlak) Küçük ünlü uyumuna uyar ancak büyük ünlü uyumuna uymaz

profesör => hem büyük ünlü uyuymuna hem de küçük ünlü uyumuna aykırıdır.

b. Türkçe bir sözcüğün ilk hecesindeki ünlü yuvarlak ise (o,ö,u,ü) ondan sonraki hecede ya düz-geniş (a,e) ya da dar-yuvarlak (u,ü) "ünlü" bulunur. Sözcüğe getirilecek ekler ve "mi" edatı da buna uyar.

düşüneyim mi?

Bu kural, sözcükte birbirini izleyen iki hece için geçerlidir. ... (Devam)
Diğer Konular 02 Nisan 2013 Yorum yok
L Sözlüğü (Deyim)
Lades tutuşmak: İki kişi tavuğun lades kemiğini birer ucundan tutup kırarak lades oyununa başlamak

Lafa boğmak (birim): Onun konuşmasına, tek bir sözcük bile söyle­mesine fırsat vermemek.

Laf açmak : Söz etmek, konuşmak; söz açmak.

Laf altında kalmamak: Kendisine söylenilen alaylı, kına sözlere gere­ken karşılığı vermek.

Laf anlamamak : Anlayışsız, dik kafalı, inatçı olmak; söz anlamamak.

Laf aramızda : "Konuşacaklarımız aramızda kalsın." anlamında.

Laf atmak (birine): -1. Bir erkek tanımadığı bir kadına uygunsuz ya da hoşa gidici sözler söylemek. -2. Ona sözle sataşmak. -3. Çene Çalmak, söyleşmek.

Lafa tutmak (birini) : Konuşmayı uzatıp onu işinden alıkoymak.

Laf çıkmak : Asılsız bir haber, söylenti, konuşma konusu haline getiril­mek ; söz çıkmak.

Laf dinlemek : bk. Söz dinlemek.

Laf düşmemek (birine): -1. Başkalarının yanında kendisinin söz söy­lemesi yakışık atmamak. ... (Devam)
Diğer Konular 01 Mayıs 2013 Yorum yok
Mecaz Anlam
Mecaz Anlam: Sözcüğün kendi anlamı dışında yeni bir anlam İçin kullanılmasıdır.

Yeniliklere açık bir kişidir, (yenilikçi)

"tutmak" sözcüğünü üç farklı cümlede anlamca inceleyelim

Bu çantayı tut. (kavramak) Derede balık tuttuk, (yakaladık) Dilini tutmayı bilmiyorsun, (zaptetmek)

NOT: Gerçek anlamda kullanılan bir sözcüğün yerine başka bir sözcük ' eşanlamlısı dışında ' getirilemez. Mecaz anlamda kullanılan sözcüğü İse başka sözcükler karşılayabilir.

Çiçeğin kokusu çok güzeldi. (Gerçek Anlam)

Paranın kokusunu aldın. (Belirti, İz) (Devam)
Diğer Konular 25 Haziran 2013 Yorum yok
Milli Edebiyatın Dil Anlayışı
"Yeni Lisan" adını verdikleri dit anlayışının ilkele­rini Ömer Seyfettin, 1911'de "Genç Kalemler" dergi­sine yazdığı aynı adı taşıyan makalesinde ortaya koymuştur. Bu anlayışa göre; konuşma ve yazı dili ayırımı kaldırılarak, İstanbul halkının konuştuğu Türkçe, yazı diline temel alınacaktır. Dilimizde karşılığı bulunan Arapça-Farsça söz­cükler atılacaktır.

Arapça-Farsça dil kuralları ve tamlamalar kulla­nılmayacaktır. Konuşma diline girerek halk tarafından benim­senen yabancı sözcükler, Türkçeleşmİş sayılarak korunacak dilden atılmayacaktır. Arapça-Farsça sözcükler, Türkçe'de söylendiği gibi yazılacaktır. (Devam)
Diğer Konular 19 Mayıs 2013 Yorum yok
Mi'nin Yazımı
"Mİ" NİN YAZIMI

Soru edatı olan "mi" kendinden önceki sözcüklerden ayrı yazılır. Büyük ünlü uyumuna göre değişir. Kendisinden sonra gelen eklerle bitişik yazılır.

- Bize gelir misin?

- Bu kitap senin midir? ....

- Çalışıyor musunuz? '

"mi" , soru anlamı dışında kullanıldığında da ayrı yazılır.

- Soğuk mu soğuk bir gündü.

- geldi mi mutlu oluyoruz. (Devam)
Diğer Konular 06 Nisan 2013 Yorum yok
Toplam 6 sayfa, 3. sayfadasın: Önceki, 1, 2, 3, 4, 5, 6, Sonraki
Popüler Sayfalar:
Son Ziyaretler:
Coğrafya Sitesi Tarih Sitesi Matematik Sorusu