Lades tutuşmak: İki kişi tavuğun lades kemiğini birer ucundan tutup kırarak lades oyununa başlamak

Lafa boğmak (birim): Onun konuşmasına, tek bir sözcük bile söyle­mesine fırsat vermemek.

Laf açmak : Söz etmek, konuşmak; söz açmak.

Laf altında kalmamak: Kendisine söylenilen alaylı, kına sözlere gere­ken karşılığı vermek.

Laf anlamamak : Anlayışsız, dik kafalı, inatçı olmak; söz anlamamak.

Laf aramızda : "Konuşacaklarımız aramızda kalsın." anlamında.

Laf atmak (birine): -1. Bir erkek tanımadığı bir kadına uygunsuz ya da hoşa gidici sözler söylemek. -2. Ona sözle sataşmak. -3. Çene Çalmak, söyleşmek.

Lafa tutmak (birini) : Konuşmayı uzatıp onu işinden alıkoymak.

Laf çıkmak : Asılsız bir haber, söylenti, konuşma konusu haline getiril­mek ; söz çıkmak.

Laf dinlemek : bk. Söz dinlemek.

Laf düşmemek (birine): -1. Başkalarının yanında kendisinin söz söy­lemesi yakışık atmamak. -2. Konuşma sırası kendine gelmemek; söz düşmemek.

Laf ebesi: Çok konuşan, herkese taf yetiştiren (kimsei,

Laf etmek : -1. Konuşmak. -2. Dedikodu konusu yapmak.

Laf geçirememek : bk Söz geçirememek.

Laf gelmek : bk Söz gelmek.

Lafı ağzına tıkamak : Bir kimsenin konuşmasını beğenmeyip uygun cevapta susturmak; sözü ağzına tıkamak.

Lafı açılmak : bk. Sözü açılmak.

Lafı ağzında gevelemek : Söyleyeceklerini açık bir biçimde dile getire­memek; sözü ağzında gevelemek.

Lafı çevirmek: Sakıncalı olduğunu anlayınca konuşmayı başka bir ko­nuya çevirmek; sözü çevirmek.

Lafı değiştirmek : Başka bir konuya geçmek, konuşma konusunu de­ğiştirmek

Lafı mı olur : 'Ne önemi var?" anlamında; sözü mü olur.

Lafını balla kestim : Konuşan bir kimseden konuşmasını kesip kendisi­ne konuşma fırsatı vermesi için söylenen özür sözü.

Lafını bilmek: Tutarlı, bilinçli olmak; sözünü bilmek.

Lafını etmek : bk. Sözünü etmek.

Lafını kesmek: bk. Sözünü kesmek.

Lafı yabana atmamak: Söylenen sözlere değer vermek; sözü yaba­na atmamak.

Laf işitmek : Azarlanmak, paylanmak; söz işitmek.

Laf kaldırmamak: Onuruna dokunan sözlere tepki gösterip karşılık vermeye yeltenmek; söz kaldırmamak.

Laf kıtlığında asmalar budayayım : Boş konuşanlarla alay etmek için kutlanılır.

Laf lafı açmak: Bir sözden (konudan) başka bir söze (konuya) geç­mek.

Laf ola (beri gele, torba dola) : Bir sözün saçma, anlamsız olduğunu belirtmek için söylenir.

Laf olmak : Dedikodu yapılmak; söz ofmak.

Laf olsun diye : Belirli bir amaç gözetmeden, gelişigüzel.

Laf söyledi balkabağı: "Şu aptalım söylediği lafa bak!" anlamında.

Lafta kalmak : Bir söz yerine getirilmemek, iş bir türlü gerçekleşti ri I me-mek; sözde kalmak.

Laftan anlamak: Anlayışlı olmak, söz dinlemek; sözden anlamak.

Laf taşımak : Bir kimsenin aleyhinde söylenenleri gidip o kimseye an­latmak.

Laf yetiştirmek: Söylenen sözlere anında karşılık vermek; hiçbir sö­zün altında kalmamak.

Laf yok : Kusursuz, mükemmel, iyi; söz yok.

Lahavle çekmek (okumak) : Öfkeli, sıkıntılı vb. durumu yatıştırmak için "Lahavle" ile başlayan Arapça duayı okumak.

Lakap takmak (birine) : Bir kimseye ya da aileye kendi adının dışın­da herhangi bir özelliğine uygun bir ad vermek.

Lakayıt kalmak : bk. Kayıtsız kalmak.

Lakırdı etmek: Konuşmak, söyleşmek

Laklak etmek: Şundan dundan söz etmek; havadan sudan konuş­mak.

Lamı cimi yok : "Başka çaresi yok, bu ne olursa olsun yapılacak." anla­mında.

Lanet okumak (birine) : Bir kimsenin, Tanrfnın merhametinden yok­sun kalmasını, Tann'nın gazabına uğramasını dilemek.

Lanet olsun : "Allah kahretsin!" anlamında.

Lastikli konuşmak: Her anlamlara gelebilecek biçimde konuşmak.

Leke sürmek (birine) : Ona suç yüklemek, onu lekelemek. (Kars. Ça­mur atmak, kara çalmak.)

Lep demeden leblebiyi anlamak : Bir kimse sözünü bitirmeden ne demek istediğini aniayıvermek.

Leş gibi: -1. Çok pis (yer). -2. Rahatsızlık veren, ağır (koku). -3. Yor­gun bir biçimde.

Leşini çtkarmak: Bir kimseyi kıpırdayamaz duruma gelinceye dek dövmek; pestilini çıkarmak.

Leşini sermek : -1. Ölümle tehdit etmek. -2. Çok dövmek.

Leyleği havada (ayakta) görmek : O yere göç eden leyleği ilk kez havada uçarken gören kişi, o yıl kendisinin de oradan oraya gezece­ğine inanmak ya da yıl içinde oradan oraya durmaksızın gezmekte oluşunu, o yıl leyleği itkin havada uçarken gördüğüne bağlamak.

Leyleğin ömrü laklakla geçer: Bir işi tasarlayan fakat gerçekleştire­meyen kimse için alay yollu söylenir.

Lök gibi oturmak : Bütün ağırlığıyla bulunduğu yeri kaplarcasına otur­mak.

Lügat paralamak: Anlaşılmaz, ağdalı bir biçimde konuşmak, yazmak.

Diğer Harfler

A, B, Ç-C, D, E, F, G, H, I-İ, J, K, L, M, N, O-Ö, P, R, S-Ş, T, U-Ü, V, Y, Z

Kategoriler:
Etiketler:
Önceki
Önceki Konu:
Aruz Ölçüsü
Sonraki
Sonraki Konu:
Tom Sawyer

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu
Popüler Sayfalar:
Son Ziyaretler:
Coğrafya Sitesi Tarih Sitesi Matematik Sorusu