sonuç Yazıları - Sayfa 2 - Türkçe Sitesi
EtiketŞu anda sonuç konusu ile ilgili sayfalara bakmaktasınız.
Bu konuyla ilgili toplam 86 içerik bulunuyor.
Bitmeyen Gece
BÄ°TMEYEN GECE

KONUSU: Yazar, İstanbul Hukuk Fakültesinde öğrenci iken, gözleri kör olur. Uzun bir süre, gözlerinin yeniden açılacağı ve göreceği ümidi ile yurt içinde ve yurt dışında tedavi peşinde ko­şar. Ancak, gözlerinin bir daha açılmayacağı kesindir. Bu fiziksel durumu, psikolojik olarak da kabullenen yazarımız, o günden İtibaren yaşamını, kendisi gibi görme özürlülerin eğitilmeleri için ne gerekiyorsa yapmaya adar. Bu konuda bir hayli de başarılı olur.

Nedense, öğleden akşama ne yediğimizi unuturuz da, yıllar öncesinden yaşadığımız bazı anılar renk ve canlıhklarıyla hafıza-mızdaki yerlerini korurlar. Üç, dört yaşında dedemin eski gazete­lerden yapmış olduğu külahı kafama geçirip, karşımda sırıtışı; güvercin yavrularını yakalamak için çıktığım pencereden düşüp, bayılışım gibi..

İstanbul'daki o Mayıs günü de böyleydi. Arkadaşım Celal, elindeki tıraş fırçasını sağı... (Devam)
Diğer Konular 27 Mayıs 2013 Yorum yok
C ' Ç Sözlüğü (Deyim)
C

Cadı kazanı: Alabildiğine dedikodu yapılan, fesat kurulan yer, ortam. Caka satmak : Gösteriş yapmak, büyüktük taslamak ; çalım satmak.

Cami yıkılmış ama mihrabı yerinde : Yaşlanmış ama eski güzelliğini

pek yıtirmemiş kadın İçin söylenir.

Can acısı: Vücudun herhangi bir yerinde duyulan şiddetli acı, ağrı.

Can afacak (can alıcı) (yer, nokta) : Bir konunun ya da şeyin en

önemli noktası (yeri).

Can almak : Ölüme yol açmak, öldürmek.

Can atmak (bir ÅŸeye, bir ÅŸey yapmaya) : Onu elde etmeyi, herhangi

bir duruma kavuşmayı çok istemek.

Cana can katmak : İnsanın dinçliğini, neşesini artırmak, yaşamayı da­ha çekici duruma getirmek. Cana kastetmek : bk. Canına kastetmek. Cana kıymak : bk. Cantna kıymak.

Cana yakın : -1. Sevimli, içten, sokulgan kimse. -2. Şirin, gönül okşayı­cı şeyler için kullanılır.

Can benim, çıksın elin canı: "Ben sağlığıma, sahip olduğum şeylere düşkün... (Devam)
DiÄŸer Konular 23 Mart 2013 1 yorum
D Sözlüğü (Deyim)
Dağa çıkmak : Hükümete başkaldırıp dağda, kırsal yörelerde eşkıyalık yapmak.

Dağa kaldırmak (birini) : İstediğini elde etmek için birini dağa kaçır­mak.

Dağ başı: -1. Kent dışı, ıssız yer. -2. Yasaların geçmediği, herkesin dilediğini yapabileceği yer.

Dağdan gelip bağdakini kovmak : Sonradan geldiği halde oraya ken­dinden önce gelip yerleşmiş olanların hakkını çiğnemek, onları be­ğenmez olmak.

Dağ (doğ ura doğ ura bir) fare doğurmuş (doğurdu) : "Büyük sonuç vermesi beklenen şey küçük bir verim sağladı." anlamında.

Dağ (dağlar) gibi: -1. Pek iri, çok güçlü (kimse). -2. Göz korkutacak ölçüde çok olan (şey).

Dağlar dayanmaz : "Bu aa felaketin üzüntüsü dayanılacak gibi değil. anlamında.

DaÄŸ taÅŸ : Her yan, her taraf.

Daha iyisi can sağlığı: Elde edilen bir şeyle ya da karşılaştırılan bir durumla yetinilmesi gerektiğinde söylenir.

Daha (daha da) neler: -1. "Öyle ş... (Devam)
DiÄŸer Konular 02 Haziran 2013 Yorum yok
Define Adası
DEFÄ°NE ADASI

 

KONUSU: Çocuklar için yazılmış bir macera romanıdır. Korsanlar, defineler, masalımsı bir şekilde anlatılmıştır

 

Babam, annem ve ben İngiltere'nin batı sahillerinde, küçük bir kasabada, küçük bir hanı işletiyorduk. Ben, on on iki yaşlarıdayken, bir gün hana iri yarı, kir pas içinde, suratında yara izi olan, denizci birisi geldi. Hanımızı beğendiği için kalacağını, fazla yemek ve yer seçici olmadığın belirtti ve üç altını çıkartıp masanın üzerine avans olarak koydu.

Bir gün bana, dikkatli olup, bir ayağı tahta olan bir denizciyi gördüğümde, kendisine haber verirsem, ayda dört peni kazana­cağımı söyledi. Ben de kabul ettim. O günden sonra gözümü dört açtım.

Akşamlan içiyor, maceralarım anlatıyor, milleti kendisini dinlemesi için zorluyordu. Müşteriler ondan çekindikleri için seslerini çıkaramryorlardı ama her geçen gün de handan çekiliyor­lardı. Babam, "ey... (Devam)
DiÄŸer Konular 07 Haziran 2013 Yorum yok
Deneme
Deneme:

Herhangi bir konu üzerinde kesin sonuçlara gitmeden, yazarın kendisiyle konuşuyormuş gibi bir anlatımla düşüncelerini dile getirdiği yazı türüne denir. Denemelerde, alabildiğine bir kişisellik, kendine özgülük vardır. (Devam)
DiÄŸer Konular 17 Nisan 2013 Yorum yok
Deyimler
Deyim nedir?

Genellikle gerçek anlamı dışında kullanılarak ifadeyi zenginleştiren, iki veya daha fazla kelimeden oluşan kalıp­laşmış söz dizisine deyim denir.

Bütün dillerde olduğu gibi, Türkçe'de de çeşitli kalıplaşmış anla­tımlar vardır: tamlamalar, birleşik sözcükler, ikilemeler, atasözleri, de­yimler..

Deyim, en az iki sözcükten kurulan, konuşmada ve yazıda an­latım gücünü artıran, anlam yönünden yer yer mantık dışına taşan bö­lümleri olabilen, yapısındaki kimi sözcükleri anlam değişmesine uğra­yan, kalıplaşmış söz öbeklerine verilen addır. Eskiden, deyim sözcüğü­nün yerine tabir sözcüğü kullanılıyordu. Tabir tek bir sözcük de olabili­yordu. Oysa, deyimlerin temel özelliği en az iki sözcükten kurulu olmasıdır.

Deyimlerde anlam kalıplaşması (aktarımı) olayı görülür. Deyi­mi oluşturan iki ya da daha çok sözcükten bazen biri, bazen birkaçı, bazen de tümü anlam kaymas... (Devam)
DiÄŸer Konular 26 Haziran 2013 Yorum yok
Düşünceyi Geliştirme Yolları
Düşünceyi geliştirme yolları diye adlandırılan bu yöntemler daha çok açıklayıcı ve tartışmacı anlatım biçimlerinde kullanılır.

Tanımlama: Bir kavramın ne olduğunu belirler. Tanımlar hem nesnel hem öznel bir yaklaşımla yapılabilir. Nesnel tanımlamalarda kavramların sözlük anlamlarından yararlanılabilir. Öznel tanımlarda ise anlatıcının yorumu bulunur. Tanımlar ..... Nedir? Sorusuna yanıt verir.

''İçtenlik, bir kimsenin kendi benliğini, gerçek düşüncelerini, gerçek duygularını anlaması demektir.''

Örnekleme: Paragrafta ele alınan düşünceyi açıklamak, kanıtlamak,düşünceye inandırıcılık kazandırmak için bir şeyi başka bir şeyle temsil etme yoludur. Somutlama yapılır. Örnekleme paragrafı. Genellikle verilen örnekten sonra biter. Bu durum örnekten önceki cümle, paragrafın ana düşünce cümlesidir. Örnekten sonra paragraf devam ediyorsa, örnekten sonraki cümle ana düşünce cümlesidir.

''Arınm... (Devam)
Diğer Konular 03 Mayıs 2013 Yorum yok
E Sözlüğü (Deyim)
Eceli gelmek : -1. İnsanın yaşamı doğal olarak sona ermek, eceli ile ölmek. -2. Doğal olmayan bir nedenle ölmek ya da öldürülmek.

Eceline susamak : Ölümüyle sonuçlanabilecek tehlikeli davranışlarda bulunmak. (Kars. Belasını aramak, ölümüne susamak.)

Ecel şerbeti içmek : Ölmek.

Ecel teri dökmek : Tehlikeli bir durum karşısında büyük korku ve kay­gı duymak; kendini ölecekmiş gibi hissetmek.

Eciş bücüş : Çirkin görünüşlü. (Kars. Çarpık çurpuk, eğri büğrü.)

Edebiyat yapmak: Bir konuda süslü, yapmacıklı boş sözler söyle­mek.

Efkâr dağıtmak : Kaygıyı, üzüntüyü, tasayı neşelenerek, eğlenerek gi­dermeye çalışmak.

Efradını cami, ağyarını mani: (esk.) "Gerekli her tür şeyi içeren, ge­reksizleri konu dışı bırakan" tanım için söylenir.

Eğri büğrü : Eğilmiş, bükülmüş; çarpık çurpuk. (Kars. Eciş bücüş.)

Ekalliyette kalmak : bk. Azınlıkta kalmak.

Ekin iti: BaÅŸÄ... (Devam)
Diğer Konular 19 Mayıs 2013 Yorum yok
Edebiyat-ı Cedide (Servet-i Fünun)
Tanzimat'ın ikinci döneminin olduğu gibi Servet-i Fünun edebiyatının yaşadığı toplumsal ortam ll.Abdülhamit'in tahtta olduğu dönemdir. O yüzden Servet'i Fünun edebiyatı, Abdülhamit döneminin siyasal ' toplumsal koşullarının izlerini taşır. Abdülhamit dönemi, Osmanlı'nın en zor yıllarına rastlar. İçeride siyasal ve toplumsal bir çalkantı vardır. Dışta da İmparatorluğu yıkmaya yönelik çok yönlü politikalar uygulanmaktadır. Abdülhamit, önceden de sözünü ettiğimiz gibi, yenilgimizle sonuçlanan Osmanlı ' Rus Savaşı'nı gerekçe göstererek, açılışından üç ay sonra, !. Meşrutiyet Meclisi'ni feshetmiş, anayasayı da süre­siz olarak askıya almıştır. Bu, dönemin aydınalannın, sınırlı da olsa de­mokrasi umutlarının tümden yıkılışıdır. Sansür ve baskı korkunç boyutlarındadır. Dö­nemin sanatçıiarı da siyasal konulardan kaçınmış­lar, zararsız-sakıncasız konulan işlemişler, kuşku uyandıracak bi... (Devam)
Diğer Konular 22 Mayıs 2013 Yorum yok
Eylem Çatısı
Eylemlerin özne ve nesne durumlarına göre farklı özellikler göstermesine eylem çatısı denir. Eylem çatısı iki yönden incelenir:

A. NESNEYE GÖRE ÇATI: Eylemler, cümlede nes­ne alıp almamaları açısından dörde ayrılır:

1. GEÇİŞLİ EYLEMLER: Nesne isteyen, alan eylem­lere denir. "Kimi, Neyi" sorularına cevap verir.

Bu kitabı iki günde okudum. (Belirtili nesne- Geçişli eylem)

Eve gelirken gazoz almış. (Belirtisiz nesne- Geçişli eylem)

2. GEÇİŞSİZ EYLEMLER: Nesne istemeyen, alma­yan eylemlerdir.

Sahilde uzun uzun yürürdük. (Geçişsiz eylem)

3. OLDURGAN EYLEMLER: Nesne gerektirmeyen (geçişsiz) eylemlerin "-t, -dir, -(i)r" ekleriyle nesne alır duruma getirilmesidir.

Bebek erken uyudu. (Özne- Geçişsiz eylem)

Annesi bebeÄŸi erken uyu-t-tu. (Oldurgan eylem)

Telefonu çal- dır-dı.

4. ETTİRGEN EYLEMLER: Nesne alan (geçişli) ey­lemlerin "-t, -dir, -(ı) r" ekleriyle geçişlilik dereceleri artırılır. Eylem... (Devam)
DiÄŸer Konular 14 Haziran 2013 Yorum yok
Eylem (fiil)
EYLEM (FÄ°Ä°L)

Varlıkların yaptıkları işleri, hareketleri, oluş ve durumları zamana, kişiye bağlayarak anlatan sözcüklere fiil (eylem) denir.

Eylem bildiren sözcükler, zaman ve kişi ekleri çıkarıldıktan sonra "-mek" ekiyle okunur. Buna eylem tabanı (mastar) denir.

Çalıştım, başardım. (Çalışmak, başarmak)

Gideceğim, onunla bunu konuşacağım. (Gitmek, konuşmak)

EYLEMDE ANLAM

Eylem tabanlarında iş, oiuş, hareket, durum, kılış anlamları vardır.

a) İş Eylemleri: Eylem, bir şeyler üretmek, bir sonuç almak için bilinçli olarak yapılır.

temizle-, öğret-,..

b) Oluş Eylemleri: Bir süreç içinde kendiliğinden olan eylemlerdir.

hastalan-, büyü-, karar- ..

c) Hareket Eylemleri: Yapılışı bir hareketi, bir değişikliği gerektiren eylemlerdir.

yürü-, atla-, koş- ..

d) Durum Eylemleri: Varlığın içinde bulunduğu durumu, konumu belirten eylemlerdir.

bekle-, sus-, dur- ..

e) Kılış Eyle... (Devam)
DiÄŸer Konular 07 Haziran 2013 Yorum yok
Eylemde Yapı
A. BASİT (KÖK) EYLEMLER: Yapım eki almamış, kök durumundaki eylemlerdir. Türkçede basit eylemlerin çoğu tek hecelidir. İki he­celi basit eylem azdır. koş-, gel-, bak-

yürü- . İnan-, uyu- ..

B. TÜREMİŞ EYLEMLER: Ad ve eylemlerden yapım ekleriyle elde edilen yeni anlamlı eylemlerdir.

*temizle-, haberleÅŸ-, hastalan-, azal-, karar-, benimse-..

* bakın-, bakış-, yazıl-, anlat-, yazdır-, pişir-..

C. BİRLEŞİK EYLEMLER: Birden fazla sözcükten oluşan eylemlerdir. Üç farklı biçimde yapılır:

1. YARDIMCI EYLEMLE YAPILAN BİRLEŞİK EYLEMLER: Ad soylu sözcüklerin bir eylemle birlikte kullanılmasıyla oluşan eylemlerdir.

Yardımcı Eylem: Ad soylu sözcüklere eylem anlamı kazandıran, kendi anlamını yitirmiş olan et-, ol- , kıl- , eyle- eylemleridir.

Yardımlarınız için teşekkür ederim. Beni görünce çok mutlu oldu.

• Yardımcı eyleme genellikle yabancı kökenli sözcüklere eylem anlamı katmak için gerek ... (Devam)
DiÄŸer Konular 15 Haziran 2013 Yorum yok
F Sözlüğü (Deyim)
Faka basmak: Tuzağa düşmek, aldatılmak; tongaya basmak.

Fal açmak (fala bakmak) : Suya bakarak, kitap, iskambil kâğıdı aça­rak gelecekten haber vermek.

Falakaya çekmek (yatırmak) (birini): Ayaklarını falakaya bağlayarak tabanlarını kalın bir sopa ile dövmek.

Fareler cirit atmak (oynamak) (bir yerde) : O yerde hiç kimse bulun­mamak, o yer bomboş, ıpıssız olmak.

Fark atmak: -1. Fazla sayı yapmak. -2. Benzerlerinden çok farklı ot-mak, onları geçmek.

Fark etmez: -1. "Hiçbir önemi, etkisi yoktur." -2. "Hiçbir değişiklik yap­maz." anlamında.

Fark gözetmek : Ayrım yapmak, birini Ötekinden ayrı, üstün tutmak.

Farkına varmak : -1. Bir şeyin var olduğunu anlamak, sezmek. -2. Ara­larında fark bulunduğunu anlamak.

Farkında olmamak (olmak): Ne olup bittiğini anlamamak (anlamak).

Fark yapmak : Oyunlarda yenmek.

Fasit daire : bk. Kısır döngü.

Fasulye gibi kendini nimetten saymak : Kendine aşırı bir deÄŸer verÂ... (Devam)
DiÄŸer Konular 22 Nisan 2013 Yorum yok
Gereksiz Sözcük Kullanma
GEREKSİZ SÖZCÜK KULLANMA

Bir cümlede bir sözcük ya da sözcüğün yerini başka sözcük ya da sözcük grupları sağlıyorsa o sözcük grubu gereksiz kullanılmış demektir.

- Ebru, oylama sonucu, sınıf başkanı olarak seçildi.

- Seninle birlikte çarşıya çıkabilirim.

- Bu konu karşılıklı görüşmelerle çözümlene­bilir.

- Yüksek sesle bağtrmaya başladı.

Bir cümlede eş anlamlı sözcüklerin kullanılması da gereksiz sözcüklerden kaynaklanan anlatım bozukluğu meydana getirir.

- Biz farklı kuşaklardan ve nesillerdeniz.

- Onlara göre daha hür ve Özgürsünüz.

- Aralarında menfaat çıkarına dayalı ilişki vardı.

- İşte bu yüzden dolayı onu istemiyorum. (Devam)
DiÄŸer Konular 10 Haziran 2013 Yorum yok
H Sözlüğü (Deyim)
Ha babam (ha): -1. Durmadan, sürekli olarak. -2. "Hadi göreyim se­ni." anlamında yüreklendirme sözü.

Habbeyi kubbe yapmak: Pek önemi olmayan bir şeyi abartmak, önemliymiş gibi göstermek. (Kars. Pireyi deve yapmak.)

Haber almak (birinden) : Birinden bir haber, bilgi öğrenmek, kendisi­ne haber iletilmek.

Haber atlamak: Bir haberi zamanında alıp yayımlayamamak.

Haber çıkmamak : Beklenen haber gelmemek, hakkında bilgi verilme­mek.

Haberi olmak (bir şeyden): Onun hakkında bilgisi olmak.

Haber salmak (birine, bir yere) : Ona, oraya haber göndermek.

Haber vermek (birine): -1. Oha söz konusu şeyi bildirmek. -2. Bir du­rumun belirtilerini yansıtmak.

Ha bire : Hiç ara vermeden, sürekli olarak.

Hacet kalmamak (bir ÅŸeye): GereÄŸi olmamak, gereÄŸi kalmamak.

Hacı ağa : Gelişigüzel yere para harcayan, kültürsüz (zengin).

Haciz konmak (koymak) (bir yere): Borçlunun malına mahkeme yo­luyla et konmak (koymak).

Haddi hesabı yo... (Devam)
DiÄŸer Konular 30 Nisan 2013 Yorum yok
Handan
Kuzgunculuk tepesindeki büyük evde, Cemal Bey'in iki kızı ve karısının yeğeni Neriman ve üvey kızları Handan yetiştirilmiş, alafranga eğitim görmüşlerdir. Handan, Hüsnü Paşa adlı bir hariciyeciyle evlenmiş, Avrupa'da yasamaktadır. Neriman, Refik Cemal adında biriyle evlenir. Refik Cemal, bir süre sonra, Abdülhamit'e karşı olduğu sezildiği için, Avrupa'ya sürülür. İkisi, mektuplaşırlar. Neriman her haliyle Handan'ın etkisinde ve onun özlemini çektiği için; kocasına hep ondan söz açar. Karşılıklı mektupların konusu hep Handan olmuştur. Nazım, Abdülhamit'e karşı, yurtsever bir gençtir. Handan'la yakından ilgilenmiş, ortak çalışmaları ikisi arasında duygu birliği, bir yakınlık meydana getirmiştir. Ama Handan, her yönden beğendiği Nazım'dan, evlenme teklifi almış olmasına rağmen, evlenme amacından öte sıcak bir ask bulamadığı düşüncesiyle, ikinci isteyeni Hüsnü Paşa'yla evlenmiştir. Bunları daha önce, ... (Devam)
DiÄŸer Konular 11 Haziran 2013 Yorum yok
Heıdı
KONUSU: Kitapta, her ne olursa olsun, saflık ve dürüstlü­ğün bir gün mutlaka kazanacağı teması işlenmektedir.

 

Küçük Heidi annesini ve babasını küçük yaşta kaybeder. Teyzesi Heidi'ye sekiz yaşına kadar bakar. Bundan sonra küçük kıza büyük babası bakacaktır. Büyük baba görünüşte aksi bir adamdır. Alp dağlarındaki kulübesinde yalnız yaşamaktadır. Heidi'nin gelişi ile her şey çok daha eğlenceli ve güzeldir. Heidi dağlarda küçük çoban Peter ve keçileriyle mutlu günler geçirir.

 

Heidi Doruklarda:

 

Alp dede, zamanında büyük bir çiftlik sahibi iken, içki ve kumar yüzünden sıfırı tüketince, bulunduğu topraklan terk etmiş; uzun yıllar sonra, yanında yetişkin oğlu Tobias ile geri dönmüştü. Tobias, Heidi'nin annesi ile evlenmiş; bir yıl sonra, Heidi doğmuş­tu. Ancak, zavallı kızın babası feci bir iş kazasında Ölmüş, çok geçmeden annesi de bu dünyadan göç etmişti. H... (Devam)
DiÄŸer Konular 28 Mart 2013 Yorum yok
I ' İ Sözlüğü (Deyim)
I

Ikınıp sıkınmak : Bir iş yapabilmek için kendini çok zorlamak.

Irz düşmanı: Başkalarının namusuna göz diken ve isteğini yasa ve ahlakdışı yollarla sağlamaktan çekinmeyen kimse.

Irz ehi: Namuslu (kimse).

Irzına geçmek (ırzını bozmak) : -1. Zor kullanarak bir kimseyle cinsel ilişkide bulunrriak. -2. Bir şeyi bozmak, yozlaştırmak.

Isıtıp ısıtıp Önüne koymak (bir şeyi) : Daha önce söz konusu olan bir konuyu ikide bir gündeme getirmek. (Kars. Temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp öne sürmek.)

Iska geçmek (birşeyi) : -1. Hedefi tutturamamak. -2. Önem verme­mek, üzerinde durmamak, atlamak.

Iskartaya çıkarmak (bir şeyi) : Onu işe yaramaz duruma geldiği için aytnp bir kenara koymak.

Istırap çekmek: -1. Bir aayı yaşamak. -2. Üzülmek.

Istırap vermek (bir şey, birine) : -1. O şey o kimsenin acı çekmesine yol açmak. -2. O şey, o kimseyi üzmek.

Işığın altında : Bir durum ya da düşüncenin bell... (Devam)
DiÄŸer Konular 23 Nisan 2013 Yorum yok
İbrahim Efendi Konağı
İbrahim Efendi Konağı Hakkında 

Kitabın yazarı bu eseri için şunları söylemektedir: "Bu kitap ne bir hikâyedir ne masal ne de roman.. Zamanı, me­kânı, vakaları, şahısları, isimleri hatta vakalarının seyri, sırası ve detaylarının yüzde doksanı ile otantik ve yaşanmış bir devrin, gerçek ve yaşanmış bir hayat tablosudur." Samiha Ayverdi'nin İbrahim Efendi Konağı adlı eseri hem bir ailenin hem de bir dev­letin dramıdır. Eserdeki hikaye, görkemli bir konakla birlikte muhteşem bir devletin yıkılışıdır. Pek çok yazar İbrahim Efen­di Konağı'nı yazarın en büyük eseri olarak görmektedir.

İbrahim Efendi Konağı Kahramanları (Kişileri):

ibrahim Efendi: Meclis-i Maliye reisidir. 80 yaşındaki İbrahim Efendi varlıklı, nüfus sahibi bir kişidir. Geniş bir çev­resi vardır. Tam bir Osmanlı aristokratıdır.

Hilmi Bey, Bahise Hanım: İbrahim Efendi'nin kar­deşleridir.

Salih Bey: İbrahim Efendi'nin damadıdır. Z... (Devam)
DiÄŸer Konular 17 Nisan 2013 Yorum yok
İkinci Dönem Tanzimat Edebiyatı
1876'da açılan I. Meşrutiyet Meclisi 1877'de ll.Abdülhamit tarafından, Osmanlı ' Rus Savaşı gerekçe gösterilerek kapatılır. Anayasa yürürlükten kaldırılır. Aydınlar üzerinde bir baskı, sürgün ve jurnal dönemi başlar. Bu baskı sonucu yıldırılan, etkisizleştirilen sa­natçılar, toplumsal konulan bırakarak bireysel ko­nulara yönelirler.

İkinci dönemin başlıca özelliklen şunlardır:

1. Bu döneme " sanat sanat içindir" ilkesi ege­mendir. Toplumu sanat ürünleriyle dönüştürme, bir yana bırakılıp, sanatsal kaygılar ön plana çıkarılır.

2. Şinasİ'nin başlattığı dilde sadeleşme çabaları bütünüyle duraklar. Dil ağırlaşır. Açık anlatım yerini kapalı ve sanatlı anlatıma bırakır.

3. Gazetecilik, ilk dönemdeki toplumsal etki ve işlevini yitirir. Gazetelerdeki siyasal ve toplumsal içerikli yazılar yerini günlük sıradan olaylara bırakır. Toplumsal makalenin yerini de edebi makale alır.

4. Yazılan... (Devam)
Diğer Konular 24 Mayıs 2013 Yorum yok
Toplam 5 sayfa, 2. sayfadasın: Önceki, 1, 2, 3, 4, 5, Sonraki
Son Ziyaretler:
CoÄŸrafya Sitesi Tarih Sitesi Matematik Sorusu