Yazar, bu eseri olayları bizzat yaÅŸamış bir insandan dinÂleyerek yazmıştır. Roman KurtuluÅŸ Savaşı zamanını ele alır. Zaman zaman çok canlı bölümlere rastlanmakla birlikte Kalpaklılar romanının dili savruktur.
Kalpaklılar Özeti:
Ä°zmir, düşman askerleri tarafından iÅŸgal edilmek üzeredir. Hasan Tahsin Bey, kışlada ne yapacaklarını düşünür. Herkes ümitsizdir. Ä°zmir valisi baÅŸta olmak üzere tüm yetkililer Ä°stanÂbul Hükümetinden emir almakta ve iÅŸgal karşısında sessiz kalÂmaktadır. Buna karşılık teslim olmak istemeyenler Redd-Ä° Ä°lhak adında bir cemiyet kurmuÅŸlardır. Hasan Tahsin Bey, bu cemiyetle de bir ÅŸey yapamayacaklarını düşünüp kahrolmakÂtadır. Ä°zmir limanından aylardır hazırlık için Yunan üniformaÂları ve silahlar sızmaktadır. Hasan Tahsin Bey, Yusuf'a RumÂların baÅŸlarına dert olacağını söyler. Yusuf ona niÅŸanlısından, gelecekteki hayallerinden bahseder. Fakat arkadaşı... (Devam)
Yazar, romanların köy problemlerini ve köy gerçeklerini göstermeye çalışır. Sosyal aksaklıklara değinir. Fakir Baykurt, Kaplumbağalar adlı romanında da bu anlayışını ortaya koyar. Fakir Baykurt, bu romanının önemini şu cümlelerle dile getirmektedir:
"Bu roman, her türlü teknik ve elektronik araçların büyük geliÅŸmeler gösterdiÄŸi ve üretkenliÄŸin alabildiÄŸine arttığı bu dünÂyada, yiyeceÄŸi yıllık zahireyi, yanıp kül olmuÅŸ topraklardan parmaklarıyla toplamaya çalışan ve varlığını sürdürebilmek için istekle üreten Türk köylüsünün hayatından bir kesittir."
Tozak, çevresi Sünni köyleriyle çevrili bir Alevi köyüdür. Alevilik geleneÄŸi ve kültürü bu fakir ve kıraç köyde hâlâ hüÂküm sürmektedir. NeÅŸe ve eÄŸlenceye düşkün Aleviler, ÅŸarap ve içkiye bu ... (Devam)
Yaşı on iki gibi; ancak daha küçük gösteriyor. O kendisini bildi bileli sokaktan başka bir yer hatırlamıyor. Bütün sokaklar onundur. Anası, babası hiç olmamış gibidir. Bütün Eyüp onu tanır. "Sermet!" diye seslendiklerinde dönüp bakmaz, "Sertnet Bey!" diye çağrılmayı beklerdi. Bir gün Eyüp'ten ayrılmaya karar verdi. Bütün dostları ile vedalaştı."Nereye gidiyorsun?" diyenlere, "İstanbul'a." diyordu.
Bütün Ä°stanbul'u karış karış yıllarca dolaÅŸtı. En sonunda E-minönü'nün kalabalığını ve canlılığını görünce "Oh! Åžimdi yerimi buldum." dedi. Zamanla dostlar edindi. Yazları kepenk altlarında, kapı köşelerinde, yük arabalarında uyumaya; hiç sevmediÄŸi kışlaÂrı ise bakkallardan edindiÄŸi boÅŸ ÅŸeker çuvallarının içine girerek kuytularda yatmaya devam etti.
Burada, dükkân sahipleri kendisine boya sandığı yaptılar. Fırçalarının çalınmasını bahane ederek, el sü... (Devam)
Türk Edebiyatı'nın ilk gerçekçi uzun hikayesi ve ilk köy romanıdır. Zehra romanından altı yıl önce yani 1890 yılında Nabizade Nazım tarafından yazılmıştır. Toplumcu tutumuyla günümüz hikayeciliğine yaklaşır. Toprak sorunu, geçim derdi, insanın doğayla pençeleşmesi, yöresel gözlemle Anadolu gerçeklerimizi yansıtan ilk bilinçli hikaye olarak "Karabibik" öncelik kazanır. Antalya'nın Kaş ilçesine bağlı Beyelik köyünde yaşamaktadır. Karabibik, sekiz dönümlük tarlasında yaşamını sürdürmek zorundadır. Tarlasını sürmek için Koca İmam'ın öküzlerini kiralar. Kızı Huri'yi Koca İmam'ın kayınçosu Sarı İsmail'le evlendirebilse öküzleri
Kiralamaktan kurtulacaktır. Sarı İsmail başka bir kızla evlenince bu umudu suya düşer. Tefeci bir Rum'dan yüksek faizle borçlanarak, bir çift öküz alır. Tarlası, öküzleri olduğu için nasıl olsa kızına bir kısmet çıkacaktır. Ve çıkar. Kavgalı olduğu toprak ağa... (Devam)
Yapıt, psikolojik bir romandır. Dostoyevski, bu romanÂda insan ruhunun derinliklerine inmiÅŸtir. Olay, RusÂya'nın bir taÅŸra kentinde on dokuzuncu yüzyıl ortalaÂrında geçer.
Baba, Pavlovic Karamazov ahlaki düşünlükleri olan, bencil, zengin biridir. Zengin bîr kadınla evleÂnir, bütün malını aldıktan sonra, onu terk eder. Kadın yoksulluk içinde ölür. Bu evlilikten Dimitri (Mitya ) adında bir oÄŸlu olur. EvlendiÄŸi Ä°kinci karıÂsından da Ä°van ve Aleksi ( AlyoÅŸa ) adında iki çoÂcuÄŸu olur. Bu kadın da, Karamozov'un çektirdiÄŸi acılara dayanamayıp çıldırır ve ölür. Subay olan Dimitri, günün birinde annesinden kalan mirası babasından alacağını düşünür. Ä°van, üniversiteyi bitirmiÅŸ, ünlü bir yazardır. Ä°kinci karısından olan Smerdiyakov saralıdır. KardeÅŸlerin en Ä°yisi Aieksi ( AlyoÅŸa ) bir papazdır. Dimitri soylu bir kız olan Katerina Ä°le niÅŸanlanır. Annesinden kalan mirası isteyince babasıyla arası bozulur. Bir ... (Devam)
Eser, Ä°stanbul'un Ä°kinci Dünya Savaşı zamanını ele almaktadır. Kentte baskın tehlikesine karşı geceler karartılmaktadır. Åžehirde saÄŸcı solcu davaları ve sıkıyönetim de baÅŸ göstermektedir. Karartma Geceleri romanının ana kahramanı olan Mustafa Ural, böyle bir dönemde yazdığı kitaplardan dolayı tutuklanan bir aydın olarak ele alınır. Biyografik özelÂlikler taşıyan Rıfat Ilgaz'ın bu romanında bir aydın kiÅŸinin fikirlerinden dolayı düştüğü sıkıntılı durumlar ve savaÅŸ dönemi Ä°stanbul'unun siyasi, ekonomik orÂtamı çarpıcı bir ÅŸekilde sunulmaktadır.
Karartma Geceleri Kahramanları (Kişileri):
Mustafa Ural: Yıllarca öğretmenlik yapmış, mesleğine derinden bağlı bir toplumcudur. Dönemin solcu kesimiyle benzer düşünceler paylaşır. Kitapları yüzünden tutuklanan aydınları temsil eder.
Şükran Hanım: Mustafa Ural'in karışıdır. Derleme müÂdürlüğünde çalışan bir memurdur ... (Devam)
Varlıklar arasındaki benzerlik ve karşıtlıklardan yararlanarak üstün olanı saptamak, bir yargıya varmaktır.
UYARI: Karşılaştırma paragrafında ana düşünce sonuç cümlesidir.
Örnek:
Kış mevsiminden hiç ama hiç hoşlanmam. Soğuk oluşuyla, ulaşım zorluğuyla, yiyecek ve giyecekleriyle insana birçok sıkıntılar yaşatır. Oysa yaz mevsimi öyle mi? Bir kere üşüme diye bir sorununuz, donma diye bir korkunuz olmaz. Bunun için de kat kat giyeceklere gereksinmeniz yoktur. Yiyeceklerimizin büyük bir bölümü de yaz mevsiminin ürünleridir.
Ä°yi bir eÄŸitim görmüştür. Arapça ' Farsçanın yanısıra Batı dillerinin kimilerini de öğrenmiÅŸtir. Tarih, coÄŸrafya, askerlik, denizcilik, matematik tıp alanlarında eserleri vardır. Cihannüma adlı eserinde Japonya ve Irak araÂsında yer alan ülkelerin coÄŸrafi ve tarihsel özellikleri üzerinde durmuÅŸtur. Fezleke'nin konusu , 17.yüzyılın tarihsel olaylaÂrıdır. KeÅŸf üzzunun bibliyografya çalışmasıdır. Katip Çelebi'nin kimi eserleri sade, kimileri ise orta düzyazı Özellikleri taşır. (Devam)
Yunus Emre'nin etkisiyle hem hece hem de aruz ölçüsüyle ÅŸiirler yazdı. Yunus Emre gibi güçlü bir din ve tasavvuf kültürüyle yetiÅŸti. Alevi-BektaÅŸi halk ÅŸiirinin kurucusu olan sanatçı, felsefe ve inancını halkın anlayabileceÄŸi bir dille anlattı. Kaygusuz Abdal, ÅŸiirlerinde duygu ve düşüncelerini ÅŸakacı ve alaycı bir dille anlattı. BektaÅŸilik ilkelerini özgür bir düşünce içinde savundu. Softa düşüncelerle, insanÂlık kusurlarıyla alay etti. Nükteli bir dil kullanan sanatçının Budala-name adlı yapıtı 15.yüzyıl sade halk nesrinin özelliklerini taşır. (Devam)
Cemal: Nevin ile aynı köyde yaÅŸaÂyan, sıradan bir balıkçıdır. ÇoÄŸunlukla argo kelimeler kullanan, pervasız, tam bir halk insanıdır. Nevin'le bir ara aÅŸk maceÂrası yaÅŸar.
Nevin: Romanın ana kahramanıdır. Konsolos Vildan Bey'in kızıdır. Batı memleketlerinde öğrenim görmüş, çevresine göre oldukça serbest, biraz erkek mizaçlı bir kadındır. Boşanmıştır ve kimlik arayışına girmiştir.
Konsolos Vildan Bey: Güzel ve heyecanlı bir gençlik dönemi yaşamış, emeklilik zamanında da o günlerini anımsayarak yaşayan, geniş düşünceli, Batılı bir burjuva adamıdır.
Özdemir: Nevin'in kocasıdır. Gazetecilikle geçimini sağlamaktadır. Romanda daha çok eşiyle ilişkisi üzerinde durulmuştur. Eşini ihtiyaç duyduğu bir nesne gibi gören, hissiz ve arzularına düşkün bir adamdır.
Biletçi Çocuk: Halktan bir baÅŸka kesimi simgeler. Yeni yetiÅŸmekte olan, ÅŸehir içinde köy kÃ... (Devam)
Ünlü harfle sonlanan bir sözcüğe, ünlü harfle başlayan ek getirilirken araya "y.s,ş,n" harflerinden biri girer. Bu harflere "kaynaştırma harfi", ses olayına da "kaynaşma" denir.
Kaynaştırma harfleri ekin çeşidine göre değişir
T sesiyle başlayan bazı sözcükler, sonu ünlüyle biten bir sözcükle birleştiklerinde, ilk sesleri "y" ye döner. Bu harf kaynaştırma harfi değil, "dönüşüm sessizi" dir.
Hükümdarlar için hazırlanmış olan ahÂlakla ilgili bir Hint masal kitabıdır. Beydeba tarafindan kaleme alınmıştır. Kelile ve Dimne ismi masalın iki baÅŸ kahramanı, yani iki çakal olan Kalilag ve Damnag'dan adını almıştır. Bu masal kitabı öncelikle Sanskritçe'den Pehleviceye ve Pehleviceden Arapçaya tercüme edilmiÅŸtir. Ardından Batı dillerine de çevrilen eser, hem DoÄŸuda hem Batıda büyük bir raÄŸbet görmüştür.
Hikâyeler Bin bir Gece Masalları'nda olduÄŸu gibi iç içe girmiÅŸ çerçeve hikayelerden oluÅŸur. Pança-Tantra beÅŸ bölümÂle bir giriÅŸten müteÅŸekkildir. Her bölümde bir çerçeve hikaye, onun içinde de hikâyecikler, manzum hikmetler vardır. HikâÂyenin yazılış gayesi, Mehapur hükümdarının tembel üç ÅŸehÂzadesini adam etmektir.
Kelile ve Dimne bölümleri:
I. Bölüm: DostluÄŸun bozuluÅŸu. Kahramanlar: Kral Aslan, müşaviri boÄŸa ve nedimleri iki çakal. DoÄŸu dillerine çevrilirÂken es... (Devam)
KeloÄŸlan, tanınmış bir halk öyküleri kahramanı. Anadolu inÂsanının büyük düşler kurabilen, ama en büyük ödülleri de elinin tersiyle itebilen, erdemli, saÄŸduyulu, biraz saf, biraz romantik, fazlasıyla pratik zekâlı temsilcisi.
 Fakir KeloÄŸlan, anası ile yaÅŸarmış. Bir gün komÅŸusu ip ile balta vermiÅŸ. OdunculuÄŸa baÅŸlamış. Altı ay odun kesmiÅŸ. Bir tücÂcara beÅŸ altına satmış. Eve dönerken, bir adamın boÄŸmaya çalıştığı kediyi, bir altına satın almış. Kedi ile yürümüş. Yine yolda, bir kocakarının boÄŸmaya çalıştığı köpeÄŸi iki altına satın almış. Böyle bir yılanı da iki altın verip kurtarmış.
"Altı aylık emeÄŸimle, üç canı kurtardım" diyerek kendini teselli etmiÅŸ. Hep beraber ÅŸehre varmışlar. MeÄŸer yılan cinler padiÅŸahıÂnın oÄŸluymuÅŸ. "Yürü babama gidelim. Babamdan dilinin altındaki mührü iste, baÅŸka bir ÅŸey alma" demiÅŸ. Silkinip at olmuÅŸ. At havaÂlanmış, Cinler PadiÅŸahı'nın sa... (Devam)
1910- 1983 yılları arasında yaÅŸamıştır. Kemal BilbaÅŸar, Edirne Öğretmen Okulu'nu ve Ankara Gazi EÄŸitim Enstitüsü'nü bitirdikten sonÂra öğretmen olarak çalışmıştır. 1961 yılından itibaren öğretÂmenlik mesleÄŸinden ayrılarak yazı hayatına yoÄŸunlaÅŸmıştır.
1937'de ilk hikâyesini yazmışfır. BilbaÅŸar, sserlerinin konularını daha ziyade Batı Anadolu hayatından almaktadır. TaÅŸra haÂyatındaki gelenek ve görenekler, deÄŸerler, sosyal hayat yerel bir üslupla eserlerinde kendini gösterir. Refik Halit'le baÅŸlaÂyan memleket hikayeciliÄŸini hicivci bir dille devam ettirmiÅŸtir.
Kemal BilbaÅŸar eserleri: Anadolu'dan Hikâyeler, Cevizli Bahçe, Cemo, IrÂgatların Öfkesi, Ay TutulduÄŸu Gece, Yonca Kız, YeÅŸil Gölge'dir. (Devam)
Söyleyeni belli olmayan anonim Türk aşk hikayesidir.
KEREM Ä°LE ASLI
Kerem ile Aslı hikayesinin ilk olarak kim tarafından, ne zaman ve hangi coÄŸrafyada ortaya çıktığı bilinmemektedir. Ancak biliÂnen bir gerçek vardır ki o da aslı ile kerem hikayesinin eski aşıklar taraÂfından en çok anlatılan bir aÅŸk hikayesi olduÄŸudur. Kerem ile Aslı Türkiye'de ve OÄŸuz grubu Türk boylarında olduÄŸu gibi bazı baÅŸka milletlerde de (Ermeni, Gürcü, Lezgi, vb.) bilinen ve sevilen bir halk hikayelerinden biridir. Bunun sonucu olarak hikaye geniÅŸ bir coÄŸrafyaya yayılmış ve farklılıklar oluÅŸmuÅŸtur.
Kerem ile Aslı hikayesinde Olayların Geçtiği Yerler (mekanlar)