KONUSU: Kitapta, eski bir bürokrat emeklisi olan Recai Bey'in ailesinin, torunu hariç, kendisinden devamlı faydalandıkları halde; onu hiçe saymaya çalışan eşi, damadı, oğlu ve gelini ile olan çekişmeleri neticesinde, onlardan uzak kalarak kafasını dinlemek için, sakın bir liman vazifesi gören kuklacılık ile meşgul olması anlatılır.
Vali Yardımcılığından emekli Recai Bey, kendisine ait a-partmanın bir dairesinde, hanımı Sahire, damadı banka müdürü Hayri Bey, kızı Calibe, Recai Bey'in çok sevdiği ve en çok konuştuğu torunu Yıldız, avukat oğlu Bedri, kayınvalidesi ve görümcesi tarafından hor görülen evin gelini Perihan ve hizmetçi Fatma ile birlikte oturmaktadır. Tüm mal varlığı kendisine ait olmasına rağmen, evde bir sığıntı muamelesi görmektedir. Ancak bir gün, eşi Sahire Hanım'ın, Recai Bey'in eşyalarını kömürlüğe indirtip, odasını misafir odası yapması, bardağı ta... (Devam)
Tarihi sosyal gelişme içerisinde meydana getirilen tüm maddi ve manevi değerler ve bu değerleri oluşturmada daha sonraki nesillere bırakmada kullanılan insanın doğal ve sosyal çevresine üstünlüğünün ölçüsünü gösteren araçların tamamına kültür adı verilir. Asıl olarak kültür; bir milletin asırlar boyu meydana getirdiği genel ahlak kuralları, gelenek-görenek ve ortak duygularının tamamına verilen addır. Kültür, dil aracılığı ile gelişir ve zenginleşir. Kültürün gelişmesi ve zenginleşmesi dilin gelişmesi anlamına gelmektedir. Yine aynı şekilde dil, kültürü sonraki nesillere aktaran en önemli araçlardan biridir. (Devam)
Bu eser mesnevi türünde kaleme alınmış 6645 beyitlik bir siyasetnamedir. Eser, bütün klasik şark eserleri gibi Allah'a hamd, Peygambere ve dört halifeye övgü ile başlar. Ardından baharın güzelliklerini tasvir ile devam eden şair, usta bir şekilde bahar tasvirinden hükümdarın övgüsüne geçer. İsminden de anlaşılacağı gibi eser, insana her iki dünyada, tam manasıyla kutlu olmak için lazım olan yolu göstermek maksadıyla kaleme alınmıştır.
Eserde işlenen esas konu "ideal insan"dır. Şair, kendi devrinde ideal bir insanda bulunması gereken vasıfları şöyle sıralar: Bu insan, bütün kötü vasıflardan arınmış ve iyi huylarla bezenmiş bir insandır. Allah'a sıkı sıkı bağlı, takva sahibi bir mümindir. Zamanının bütün ilim ve hünerlerini öğrenmiş bir âlim ve hâkimdir. Bütün alfabeleri ve dilleri bildiği gibi şiir, belagat, hesap, hendese, tıp, vb. ilimlere vâkıf olmanın yanında okçuluk, avcılık, satranç ... (Devam)
Roman, 12 bölümden oluşmaktadır Hüseyin Rahmi Gürpınar önemli eserlerinden biridir.. Romanın ilk bölümünde, bir mahallede yaşayan insanların günlük yaşantısı anlatılmaktadır. Kadınların kendi aralarındaki konuşmaları ve cahillikleri söz konusu edilir. Mahalledeki herkes ve bütün İstanbul, 5 Mayıs 1910'da dünyaya çarpma ihtimali olan kuyruklu yıldızı konuşmaktadır. Herkes, korku ve panik içindedir.
İrfan Galip, Defterdar Galip Efendi'nin oğludur. Avrupai yaşama özenmekte, kadınların cahillikleri ile alay etmektedir. Babasından yüklü bir servet kalan İrfan Galip, Aksaray'da oturmaktadır. Okuduğu kitaplardaki Batıya ait düşünceleri çevresindeki insanlara uygulamaya çalışmaktadır. Fakat etrafındaki cahil halk, onu anlayamamaktadır. Ailesinden ve Türk kızlarından şikâyet eder durur. Kendine uygun seviyeli bir Türk kızının olmadığını düşünerek evlilik konusunda karamsarlığa kapılır. Halley Kuyruklu ... (Devam)
1937'de yayınlanan roman, Türk edebiyatında öncü bir role sahiptir. Roman, Türkiye'nin o döneme kadar ifade edilmemiş problemlerini dile getirmektedir. Kuyucaklı Yusuf'a kadar Türk romanının ana konusu Batılılışma problemidir. Kuyucaklı Yusuf'la ezilen köylü ve toplumsal yapının aksayan yönleri ilk defa içerden bir gözle ele alınmıştır.
Kuyucaklı Yusuf Kahramanları (Kişileri)
Yusuf: Kimsesiz, fakir bir halk çocuğudur. Küçük yaşlarda ailesini kaybetmiştir. Sert, haşin, insanlara çok güvenmeyen, cesur bir kişidir. Muazzez'i sevmektedir.
Muazzez: Kaymakamın kızı, Kuyucaklı Yusuf'un karısıdır. Kendi hâlinde, iyi niyetli, sade bir kişidir.
Kaymakam: Muazzez'in babasıdır. Ailesine düşkün, samimi, sevecen, babayiğit, şefkatli, merhametli bir kişidir.
Şahende Hanım: Romanda kötülüğü simgeler. Kaymakamın karışıdır. Kin, nefret dolu, kötü yürekli, ahlaksız bir kadındır.