2010-2011 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI ÇANDIR LİSESİ 10.SINIFLAR DİL VE ANLATIM 1.DÖNEM SONU ORTAK SINAV SORULARIDIR
1.Aşağıdaki boşlukları doldurunuz.(10P)
a) Bir konunun çeşitli yönleriyle aydınlatılması için küçük bir topluluk önünde ve bir sohbet havası içinde gerçekleştirilen tartışmalara ..................... denir.
b )Bir görüş(tez) ile bir karşı görüşün(antitez) iki ekip arasında bir hakem kurulu huzurunda tartışılmasına ..............denir.
c) Açık oturumda bir başkan ve en az ........ konuşmacı vardır.
d) Göstergeler ......................ve ............................ olmak üzere iki ana başlık altında toplanabilir.
2.Aşağıdaki yargılar doğru ise (D) yanlış ise (Y) yazınız(10P).
a) Dinleyici konuşmacının her söylediğini not almalıdır.( )
b) Açık bir anlatım akıcı, yalın, durudur.( )
c) Öyküleyici anlatımda herhangi bir olayın olması şart değildir.( )
... (Devam)
İşin, oluşun, hareketin, durumun, kılışın yüklemde nasıl anlatıldığına göre cümleler çeşitlere ayrılır. Burada işin yapılıp yapılmadığı, durumun varlığı yokluğu, işin istenildiği ya da emredildiği, bildirildiği ya da sorulduğu önemlidir.
Cümlede anlatılan işin, oluşun, hareketin olup olmadığını veya sözü edilenin var olup olmadığını bildiren cümlelere haber cümlesi; bir isteği, dileği, emri, tasarıyı, şartı bildiren cümlelere de dilek cümlesi denir. Bunlar da olumlu ve olumsuz olmak üzere ikiye ayrılır.
1. Olumlu Cümle Fiil cümlesinde işin, oluşun yapıldığını veya olduğunu; isim cümlesinde ise sözü edilen kavramın bulunduğunu, var olduğunu, bahsedilen şekilde olduğunu bildiren cümlelerdir. Bursa bu mevsimde soğuktur.Yarın daha erken gelmelisin.Bu binanın yerinde şeftali bahçesi vardı.Vapur rıht... (Devam)
Adlar (İsimler) Varlıkları ve kavramları tanımamıza yarayan sözcüklerdir. Örnek: İstanbul, bebek, ayı, kulak. Anlam Özelliklerine Göre Adlar 1. Özel Ad Tek varlığı karşılayan adlardır. Örnek: Ömer, Adana, Allah, Türkiye. Özellikleri: 1. Özel adlar daima büyük harfle başlar. Örnek: Yeşim bizi burada bekleyecekti. 2. Özel adlara gelen yapım ekleri kesme imiyle ayrılmaz. Örnek: İngilizce biliyor musunuz? 3. Özel adlara gelen çekim ekleri kesme imiyle ayrılır. Örnek: Bunu Ahmet'te de görmüştür. 4. Özel adlara getirilen "-ler" çoğul eki sözcüğe başka anlamlar katıyorsa kesme imiyle ayrılmaz. Örnek: Aliler akşam bize gelecek. NOT: "gibi" anlamı taşıyanlar hariç: Ali'ler ölmez. 5. Güneş, dünya ve ay isimleri, astronomi (gökbilim) veya coğrafya ile ilgili bir kavramın adı oldukla... (Devam)
1. Açıklayıcı Anlatım Okuyucuyu herhangi bir alanda bilgilendirmek için kullanılır. 2. Tartışmacı Anlatım Okuyucuyu belli bir düşünceye inandırmak amaçlanır. Bunun için de kanıtlayıcı özelliğinin olması gerekir. 3. Öyküleyici Anlatım Öyküleyici anlatımda okur bir olay içinde yaşatılmak istenir. 4. Betimleyici Anlatım Herhangi bir olay, nesne ya da kavramın ayırıcı niteliklerini sunarak yazıyla resim çizme yoludur. NOT: Bir paragrafta bazen birkaç anlatım metoduna başvurulur. (Devam)
Anlatımın temel birimi cümledir. Düşündüklerimizi, duyduklarımızı, tasarladıklarımızı ya da yaşadıklarımızı karşımızdakilere tam olarak iletebilme, cümle kurabilme gücümüze bağlıdır. Doğrusu cümlelerimizin açık, duru, yalın dilin işleyiş kurallarına uygun ve dilbilgisi yönünden doğru olmasıyla ilgilidir. Cümlelerimiz bu niteliklerden yoksunsa, duru, yalın, açık değilse, iletmek istediklerimiz tam iletemeyiz. İster istemez karşımızdakiler, anlatmak istediklerimizi tam olarak anlayamazlar ya da eksik, yanlış anlarlar.
Cümle bir yargı birimi olduğuna göre, cümledeki her sözcüğün bu yargıyı oluşturmada bir işlevi olmalıdır. Böyle değilse aynı anlama gelen ya da aynı işlevi yerine getiren sözcükler birlikte kullanılmışsa, o cümle duru değildir. Duruluktan yoksun cümlelerle oluşturulan yazılar da uzatılmış, doldurulmuş yazılardır.
Anlatım bozuklukları iki kısımda incelenebilir; - Anlama Dayalı Bozukluklar (Bağdaşıklık)- Dilbilgisine Dayalı Bozukluklar (Bağlaşıklık)
Anlama Dayalı Bozukluklar 1. Gereksiz sözcük kullanımı - Annem her sabah bize portakal suyu sıkar. Cümleden "suyu" kelimesi atılması gereklidir. Çünkü portakal sıkılır ve suyu elde edilir. - Hasan bana gizli sırlarını anlatacak. Sır zaten gizlidir, gizli kelimesi gereksiz kullanılmıştır. 2. Sözcüğün yanlış anlamda kullanımı - Fiyatlar pahalı olduğundan satışlar durgun. Fiyatlar yüksek olur, ürünler pahalı olur. - Hasan derslerinde çekimser davranıyor. Çekingen davranıyor olmalıydı. 3. Sözcüğün yanlış yerde kullanılması - Ağrısız kulak delinir. Ağrıyan kulaklar delinmiyor yani? Kulak ağrısız delinir olmalıydı. - Yüzme en iyi denizde öğrenilir. Doğrusu yüzme deniz... (Devam)
1. Yapıları yanlış olan sözcükler Örnek: Arthur, mutluluğu ve erdemliği yaşamın her kesiminde değil tümü içerisinde değerlendiriliyordu. erdemliği - erdemliliği olmalı, değerlendiriliyordu - değerlendiriyordu olmalı. 2. Yanlış anlamda kullanılan sözcükler Örnek: Bu olay onun hasta olmasını sağladı. "sağladı" yerine "hasta olmasına neden oldu" olmalıydı. 3. Yinelemelerden kaynaklanan anlatım bozuklukları Örnek: Güç ve müşkül zamanlarımızda bir dost ararız. Güç ve müşkül aynı anlamdadır. 3. Gereksiz yardımcı eylem kullanımı Örnek: Sizin de bizimle geleceğinizi umut ediyorum. "umuyorum" olmalı. 4. Özne yanlışları Örnek: Banka nöbetçisinin elinden silahı alındı ve soyuldu. Soyulanın kim olduğu belli değil, nöbetçi mi banka mı? 5. Tümleç yanlışları Örnek: Buna ancak ben... (Devam)
1. Nesnel Anlatım Kişiden kişiye değişmeyen yargılardır. 2. Öznel Anlatım Nesnel anlatımın tam tersidir. Anlatımda bir kişinin yorumları mevcuttur. 3. Dolaylı Anlatım Bir kavramı vya bir düşünceyi bir aracıya başvurarak anlatmaktır. Dolaylı anlatım, genelde birinin sözünü alıntılamayla, başkasının düşüncesine katılıp katılmamayla, başkasına ait bir görüşü üstü kapalı dile getirmeyle, tek sözcükle belirtilebilecek bir kavramı birden çok sözcükle anlatmayla yapılabilir. (Devam)
Birleşik sözcüklerin bir kısmı benzetme yoluyla nesnelere ad olmuştur. Bu tür birleşik sözcükler bitişik yazılır. Örnek: aslanağzı Birleşik sözcüklerin bir bölümünde ses düşmeleri meydana gelmiş olabilir. Bu tür birleşik sözcükler bitişik yazılır. Örnek: pazartesi İkilemeler: İkilemeler ayrı yazılır. Örnek: baka baka, konuşa konuşa Fiiller: Özel bileşik eylemler (gidebilmek) ve herhangi bir ses olayı görülen bileşik eylemler (affetmek) bitişik yazılır. (Devam)
Varlıkların duyu organlarıyla algılanabilecek şekilde tanıtılması için başvurulan anlatım yoludur. Genellikle olay yazılarında varlıklar, nitelikleriyle tanıtılırken kullanılır.
Betimlemede kişilerin duygu ve düşüncelerinin irdelenmesi, davranışlarının neden ve sonuçlarının incelenmesi de yer alabilir; buna çözümleme (tahlil) denir. Kısaca betimleme; kelimelerle resim yapmaktır.
UYARI: Betimleme paragraflarında genelde verilmek istenen mesaj bulunmaz; ancak mesaj taşıyan paragrafta ana düşünce sonuç bölümündedir.
Örnek:
Yeşil dağlar arasında Manisa, akşamları morararak susar; İnce rüzgârla dağılan ezan seslerinden sonra belde, derin bir sessizliğe dalar, karanlık basınca yamaçtaki evlerde cılız gaz lambalarının titrek ışıkları görülür.
Bu parçada, aşağıdaki anlatım biçimlerinden hangisi kullanılmıştır? (1998 LGS)
Bir şeyin adını anmadan, niteliklerini üstü kapalı söyleyerek o şeyin ne olduğunu bilmeyi dinleyene bırakan oyun. Bilmeceler dünyayı henüz tanımaya başlayan, nesneleri ve objeleri yeni yeni kavrayan çocukların kelime hazinelerinin ve muhakeme güçlerinin artmasında Önemli rol üstlenirler Bilmeceler yapı bakımından ikiye ayrılır. İlkin birbirine benzeyen, aralarında ses uyumu bulunan sözlerin (bunlar uydurma da olur) sıralanışı. Bu durumda bilmece'bir müzik uyumu taşır. Sözler arasında, uyumun sağlandığı anlamsız bir bağlantı vardır. Daha doğrusu bilmecenin anlamı ikinci bölüme sığdırılır. Birinci bölüm çoklukla bir giriş niteliğindedir. İlk bölümde ses uyumuna, kolay söyleyişe, ikinci bölümde anlama Önem verilir. (Devam)
Birden çok duygu, düşünce, istek ve yargı bildiren cümlelere "birleşik cümle" denir.
Bu tür cümlelerde, yüklemin yanı sıra bir de "yan cümiecik ya da cümle" bulunur
"Çok koşan" Yan cümlecik
"çabuk yorulur." Temel cümle
Yan cümlesi, temel cümlenin öznesi, nesnesi, tümleci olan bileşik cümlelere "Girişik Cümle" denir....
- Araba devrilince / yol gösteren/ çok olur.
1. Yan cümlecik 2.Yan cümlecik Temel cümle
â–¡ Yan cümleciği dilek-şart kipli ya da şart bileşik zamanlı olan cümlelere "Şart Cümlesi" denir.
- Dersi dinlesen / anlarsın. (Zarf) -
Yan cümlecik Temel cümle.
- Bizimle gelirsen/ her sevi öğrenirsin. (Zarf)
Yan cümlecik Temel cümle
Yan-cümlecik görevindeki bağımsız bir cümlenin "ki" bağlacıyla temel cümleye bağlandığı cümlelere "ilgi cümlesi" denir. Bu tür cümleler de bileşik yapılı sayılır. Bu cümlelerde "ki" bağlacı kendinden ... (Devam)
KONUSU: Yazar, İstanbul Hukuk Fakültesinde öğrenci iken, gözleri kör olur. Uzun bir süre, gözlerinin yeniden açılacağı ve göreceği ümidi ile yurt içinde ve yurt dışında tedavi peşinde koşar. Ancak, gözlerinin bir daha açılmayacağı kesindir. Bu fiziksel durumu, psikolojik olarak da kabullenen yazarımız, o günden İtibaren yaşamını, kendisi gibi görme özürlülerin eğitilmeleri için ne gerekiyorsa yapmaya adar. Bu konuda bir hayli de başarılı olur.
Nedense, öğleden akşama ne yediğimizi unuturuz da, yıllar öncesinden yaşadığımız bazı anılar renk ve canlıhklarıyla hafıza-mızdaki yerlerini korurlar. Üç, dört yaşında dedemin eski gazetelerden yapmış olduğu külahı kafama geçirip, karşımda sırıtışı; güvercin yavrularını yakalamak için çıktığım pencereden düşüp, bayılışım gibi..
İstanbul'daki o Mayıs günü de böyleydi. Arkadaşım Celal, elindeki tıraş fırçasını sağı... (Devam)
Tanınmış kimselerin yaşamını, çalışmalarını, başarılarını belgelere ve tanıklara dayanarak an-iatan yazılardır.
Şevket Süreyya Aydemirin "Tek Adam", Lord
Kinross'un "Atatürk" adlı yapıtları, biyografi türüne örnektir.
Ünlü kişilerin yaşamını, yapıtlarını ayrıntılı olarak anlatan biyografilere "monografi" ya da "biyografik roman" denir.
Tanınmış, alanında başarılı olmuş bir bilim, sanat ya da siyaset adamının, kendi yaşamını anlattığı yazı türüne ise "Otobiyografi (öz yaşam öyküsü) denir. Şevket Süreyya Aydemir'in "Suyu Arayan Adam" adlı yapıtı otobiyografiye örnektir.
Başka bir kaynaktan:
BİYOGRAFİ (YAŞAM ÖYKÜSÜ):
Topluma hizmet dokunmuş, faydalı işler yapmış büyüklerin ve edebi şahsiyetlerin hayatını konu edinen eserlere biyografi (yaşam öyküsü) denir.
Biyografinin Özellikleri:
1. Kişilerin yaşamı tarafsız bir bakış açıs... (Devam)
A. YÜKLEMİN TÜRÜNE GÖRE CÜMLELER1. Fiil Cümlesi 2. İsim Cümlesi B. ÖĞELERİN DİZİLİŞİNE GÖRE CÜMLELER1. Kurallı (Düz) Cümle2. Devrik Cümle C. ANLAM YÖNÜNDEN CÜMLELER1. Olumlu Cümle2. Olumsuz Cümle3. Soru Cümlesi4. Emir Cümlesi 5. Ünlem Cümlesi 6. Şart Cümlesi 7. İstek Cümlesi D. YAPI BAKIMINDAN CÜMLELER1. Basit Cümle2. Birleşik Cümlea. Girişik Birleşik Cümleb. İç İçe Birleşik Cümlec. İlgi Cümlesid. Şartlı Birleşik Cümle3. Sıralı Cümleler4. Bağlı Cümle1. "ki"li Bağlı Cümleler 2. Diğer Bağlaçlarla Kurulanlar
A. Yüklemine Göre Cümleler Bir cümlenin yüklemi ya çekimli bir fiil ya da ek-fiille çekimlenmiş bir isi olabilir. Buna göre yüklemin türü bakımından cümleler ikiye ayrılır: 1. Fiil Cü... (Devam)
1. Nesnel Anlatım Yazarın, kendisini anlatımın dışında tutması, başka bir deyişle kendisini anlatımına katmaması, nesneleri, kişileri, kendi öz nitelikleriyle, yazarın kişiliğinden bağımsız olarak yansıtmasıdır. Örnek: Elektik, Benjamin Franklin tarafından bulunmuştur. 2. Öznel Anlatım Yazarın kendi düşüncesini, yorumlarını, duygularını kısaca konuya kendi "ben"ini kattığı anlatıma denir. Örnek: Günümüz yazarları birbirinin kopyası eserler yapmaktadır. 3. Dolaylı Anlatım Roman, öykü gibi anlatım türlerinde olayların yazar tarafından anlatılması. Başka bir deyişle bir sözün kişi, zaman, gösterici değişiklikleriyle aktarılan biçimidir. Örnek: Bana şunları söyledi: "Yarın çocukları alıp trenle buradan gideceğim." sözü dolaysız anlatımdır. Dolaylı anlatımda ise: "Bana yarın çocukları alıp buradan tren... (Devam)
Farsça kökenli bir kelimedir. Saz şairlerinin sevgilerini, kahramanlıklarını, acıklı olayları, komik sosyal olayları anlattıkları manzum söyleşilerdir. Aşıkların sevgilerini, kahramanlık olaylarını, günlük olaylarla ilgili kimi durumları ve bazı acıklı olayları anlattıkları biçim olarak Halk Edebiyatı nazım türlerinden koşmaya benzeyen, koşmadan dörtlük sayısı, konu, anlatım ve ezgi yönünden ayrılan halk şiiri türüdür. Tür koşma tipine benzer, dörtlük sayısı çok uzundur. Dörtlük sayısı yüzü geçen destanlar vardır. Destan bir anlamda Divan Edebiyatının kasidesinin karşılığıdır. Konu bakımından temel unsur bir olay veya vakıadır. Savaş, deprem, hastalık, eşkiya serüvenleri, yergi ve komik konular destanlarla işlenir. Destanlarda hikaye etme esastır.
Destan nazım biçimi aynı adı taşıyan iki türün ortak adıdır. İslamiyet öncesi destanlar i... (Devam)
Genellikle gerçek anlamı dışında kullanılarak ifadeyi zenginleştiren, iki veya daha fazla kelimeden oluşan kalıplaşmış söz dizisine deyim denir.
Bütün dillerde olduğu gibi, Türkçe'de de çeşitli kalıplaşmış anlatımlar vardır: tamlamalar, birleşik sözcükler, ikilemeler, atasözleri, deyimler..
Deyim, en az iki sözcükten kurulan, konuşmada ve yazıda anlatım gücünü artıran, anlam yönünden yer yer mantık dışına taşan bölümleri olabilen, yapısındaki kimi sözcükleri anlam değişmesine uğrayan, kalıplaşmış söz öbeklerine verilen addır. Eskiden, deyim sözcüğünün yerine tabir sözcüğü kullanılıyordu. Tabir tek bir sözcük de olabiliyordu. Oysa, deyimlerin temel özelliği en az iki sözcükten kurulu olmasıdır.
Deyimlerde anlam kalıplaşması (aktarımı) olayı görülür. Deyimi oluşturan iki ya da daha çok sözcükten bazen biri, bazen birkaçı, bazen de tümü anlam kaymas... (Devam)