B Harfi - Sayfa 2 - Türkçe Sitesi
HarfŞu anda B harfi ile başlayan içerikler görüntüleniyor.
Bu harfle başlayan toplam 42 içerik bulunuyor.
Beyaz DiÅŸ
İki adam altı köpeğin çektiği bir kızakla Ladin ormanlarının soğuk karları arasında ilerlemektedir. Hava o kadar soğuk­tur ki nefeslerinin buharları havaya çıkınca donmaktadır. Kızağın ar­ka tarafında ise gömülmek için bir başka şehre götürülen bir ceset vardır. Bu iki adam,  cesedin kendilerin­den daha şanslı olduğunu konuşmaktadırlar. Çünkü böyle bir yerde kendileri ölse kimse kendilerini bir başka yere götürme­yecek, onların ceseti ancak aç kurtların karnını doyuracaktır. İki adam, kurtların ulumalarını duymakta ve çok fazla korkmaktadırlar.

Adamlardan birincisi olan Bili, aç kurtların arkalarında onları takip ettiğini anlamıştır. Diğeri Henry ise çok korkmaktadır. Sadece üç fişek­leri vardır. Yavaş yavaş köpeklerin azaldığını anlarlar. Geceleri kurtlar köpekleri kapıp yemekte, adamların yanında ateş yandığı için onlara yaklaşmamaktadır. Ancak dişi bir kurt, onların yanına kadar ... (Devam)
DiÄŸer Konular 11 Nisan 2013 Yorum yok
Beyaz Gemi
Eser Hakkında: 

1991'de yayımlanan Cengiz Aytmatov'un Beyaz Gemi adlı romanı, soğuk savaş zamanında kaybolan nice adsız erkeklerden birinin dramını anlatmaktadır. Geleneğinden ve ailelerinden koparılmış nesilleri temsil eden adsız oğlanın trajedisini anlatan bir eserdir.

Beyaz Gemi Kahramanları (Kişileri):

Çocuk: Millî değerlerinden ve özünden uzaklaştırılmış, masum çocukları simgelemektedir. Romanda adı söylenmez, sekiz yaşında, anne ve babası tarafından terk edilmiş, dedesiyle yaşayan hayalperest bir çocuk olarak anlatılır.

Mümin Dede: Çevresinde 'Hamarat Mümin, olarak ta­nınır. Romanın kahramanı olan çocuğun dedesidir. Aşırı de­recede yardımsever, iyi yürekli, sabırlı, yumuşak, minyon tip­li yaşlıca bir adamdır.

Orazkul: Çirkin, kaba saba, menfaatperest, içkiye aşırı derecede düşkün, aşırı derecede kötü bir insandır. Mümin'in kızı Bekey ile evlidir. Çocukları olmadığı için her... (Devam)
Diğer Konular 03 Mayıs 2013 Yorum yok
Beyaz Yele
BEYAZ YELE

 

KONUSU: Bu romanda, on iki yaşındaki bir çocukla beyaz bir at arasındaki dostluk anlatılmaktadır. Folko ile Beyaz YeJe'nin unutulmaz dostluğu..Folko, yüreği sevgiyle dolu yoksul bir ba­lıkçı çocuğu. Beyaz Yele, başıboş at sürüleriyle özgürce dolaşan, kimselerin ele geçiremediği, yabanıl, bembeyaz bir yılkı atı, bir prens.

İlköğretim ve Öğretim çağındaki çocuklar kadar, büyüklerin de severek okuyacağı bir roman.

Özete geçmeden önce, Yılkı Atı nedir? Onu öğrenmemiz ge­rekmektedir. Çoğunuz bilirsiniz, ünlü yazarımız Abbas Sayar'm Yılkı Atı diye bir romanı da vardır.

Yılkı Atı, elden ayaktan düştüğü için, bakımı sahibine ağır gelen, bu nedenle kış yaklaştığında dışarıya bırakılan, bir bakıma kaderine terk edilen, ağır kış şartlarına rağmen, halen ölmemiş ve yaşamaya devam ediyorsa, sahibi tarafından tekrar işe güce ko­şulmak için alı konulan atlara denir.... (Devam)
DiÄŸer Konular 01 Haziran 2013 Yorum yok
Beydeba
Miladın ilk yıllarında yaşadığı tahmin edilen Beydeba bir Brahman'dır ve Kelile ve Dimne'nin yazarıdır. Eseri Hint hükümdarlarından Debşelem Şah için kaleme almıştır. Bu­nun dışında elimizde yazar hakkında herhangi bir bilgi yok­tur. Kelile ve Dimne'nin bu ilk hâli kaybolduktan sonra M.S. 300'lü yıllarda Keşmir'de tekrar derlenir. Böylece eser ikinci kez hazırlanır ve Pança-Tantra adıyla meşhur olur. Hindis­tan'da bir halk kitabı hâline gelen eserin sayısız değişik şekil­leri meydana gelmiştir. (Devam)
Diğer Konular 29 Mayıs 2013 Yorum yok
Billur Köşk Masalları
BİLLUR KÖŞK MASALLARI  TAHİR ALANGU (1916-1973)

Billur Köşk:

Bir varmış bir yokmuş, bir ülkenin birinde, bir padişahın do­ğan çocukları, hiç yaşamaz, hemen ölürlermiş. Bir gün yine bir kızı olmuş. "Nasıl yaşatacağız?" diye derde düşmüşler. Nihayet yeraltında güngörmez, küçücük bir penceresi olan bir mağara yapıp, yanına sütninesi ve diğer yardımcılarım koyarak, kapat­mışlar.

Günler, aylar, yıllar hızla gelip geçmiş. Kız on beş yaşına ge­lince, güzel mi güzel bir kız olmuş. Sadece yanakları solgunmuş.

Yaşı ilerleyen kızın canı çok sıkılıyormuş. Bir gün yatakları üst üste koyarak, mağaranın üstündeki camı kırmış. Dadısı bak­mış ki olmayacak, gitmiş Padişah'tan yalvar, yakar kızın gezmesi için izin almış. Kız, artık dadısı ile beraber sarayın bahçesinde gezip dolaşabüiyormuş.

Kız, bir gün babasından "Kendisi için, billurdan bîr köşk yap­tırmasını" iste... (Devam)
Diğer Konular 31 Mayıs 2013 Yorum yok
Bilmeceler
Bir şeyin adını anmadan, niteliklerini üstü kapalı söyleyerek o şeyin ne olduğunu bilmeyi dinleyene bı­rakan oyun. Bilmeceler dünyayı henüz tanımaya başlayan, nesneleri ve objeleri yeni yeni kavrayan çocukların kelime hazinelerinin ve muhakeme güçlerinin artmasında Önemli rol üstlenirler Bilmeceler yapı bakımından ikiye ayrılır. İlkin bir­birine benzeyen, aralarında ses uyumu bulunan sözlerin (bunlar uydurma da olur) sıralanışı. Bu durumda bilmece'bir müzik uyumu taşır. Sözler arasında, uyumun sağlandığı an­lamsız bir bağlantı vardır. Daha doğrusu bilmecenin anlamı ikinci bölüme sığdırılır. Birinci bölüm çoklukla bir giriş niteli­ğindedir. İlk bölümde ses uyumuna, kolay söyleyişe, ikinci bölümde anlama Önem verilir. (Devam)
DiÄŸer Konular 21 Haziran 2013 Yorum yok
Bir Bilim Adamının Romanı
Yazar, bu romanda hocası Mustafa İnan'ın hayatını kaleme almıştır. Bu yüzden biyografik bir eserdir. Romanda fakir bir halk insanı olan Mustafa İnan'ın dünyaca tanınan bir (araştırmacı) bilim adamı olma sürecinde yaşadığı güçlükler ve bu güçlüklere rağmen ahlak ve kişiliğinden hiçbir şey kaybet­memiş olması ele alınmaktadır. Oğuz Atay, eser, hocasının fotoğraflarını ekleyerek daha renkli bir eser ortaya koymuştur.

Bir Bilim Adamının Romanı Özeti:

Roman iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde Mustafa İnan'ın doğumundan eğitim hayatı bitene kadarki dö­nem; İkinci bölümde ise hocalığından ölümüne kadarki süreç anlatılmaktadır.

Eser, Mustafa Ä°nan'a ÅŸivesi ve görüntüsüyle çok benze­yen bir çocuÄŸun Fen Fakültesi'ne giriÅŸ sınavının sonuçlarını öğrenmek için beklediÄŸi bir kuyrukta baÅŸlar. Kuyruktaki diÄŸer öğrenciler, çocuÄŸa taÅŸralı olarak bakmakta; onun sınavı kaza­namayacaÄ... (Devam)
DiÄŸer Konular 02 Haziran 2013 Yorum yok
Bir Küçük Osmancık Vardı
BİR KÜÇÜK OSMANCIK VARDI HASAN NAİL CANAT

 

KONUSU: İnsan, ne kadar büyük acılarla karşılaşırsa karşı­laşsın, yine de ümidini kaybetmemelidir. Kitapta, küçük yaşlarda kaçırılan bir çocuğun, uzun yıllardan sonra, ailesine kavuşması gayet güzel ve yalın bir şekilde anlatılmaktadır.

Abdullah Bey, inşaat çivisi imal eden bir fabrikanın sahibi idi. İşleri yerinde, evine bağlı bir hanımı, Osman isimli küçük bir de çocuğu vardı.

Bir gün, gündüz vakti, evine postacı kılığında bir soyguncu girip, evin hanımını bayıltarak çelik kasayı açtı. Para bulamayın­ca, bu sefer de, ağladığı için sesini duyduğu bebeği kaçırmaya karar verdi. Çünkü eli boş dönmek istemiyordu.

Abdullah Bey İş yerindeydi. Çalan telefonu açınca, karşısın­daki ses, çocuğunu kaçırdığını, karısının evde baygın bir şekilde yattığını, hemen evine gitmesini ve polise haber vermemesini söyledi. Şaşkın v... (Devam)
Diğer Konular 25 Mayıs 2013 Yorum yok
Birinci Dönem Tanzimat Edebiyatı
Bu dönem, demokratik hak ve özgürlüklerin sı­nırlı da olsa kullandığı zamana rastlar.

1860'da ilk özel Türk gazetesi Tercüman-ı Ahval'ın çıkarılışı ile başlar.

Birinci dönem Tanzimat Edebiyatının özellikleri:

1. Bu döneme " sanat, toplum içindir." Anlayışı egemendir. Sanatçılar, bu yüzden, sanatı toplumu eğitmede. Batı kültür öğelerini tanıtmada bir araç olarak görmüşlerdir.

2. Sanatçılar, o döneme kadar edebiyatımızda görülmeyen roman, öykü, tiyatro, makale, eleştiri, gazete, .gibi düzyazı türlerini edebiyatımıza soka­rak, düzyazının her alanında eserler vermeye ça­lışmışlardır. Bu ürünler ilk kez denendiğinden, takli­de dayalı olduğundan, sanatsal nitelikleri oldukça zayıftır.

3. Sanatçılar, sade bir dille yazmayı amaçlama­larına karşın, köklü alışkanlıkları nedeniyle bu ama­cı yeterince uygulayamamalardır.

4. Edebiyatta, Fransız Devrimi'nin yaydığı, yurt, ulus, a... (Devam)
DiÄŸer Konular 27 Haziran 2013 Yorum yok
Birleşik Cümle
BİRLEŞİK CÜMLE

Birden çok duygu, düşünce, istek ve yargı bildiren cümlelere "birleşik cümle" denir.

Bu tür cümlelerde, yüklemin yanı sıra bir de "yan cümiecik ya da cümle" bulunur

"Çok koşan" Yan cümlecik

"çabuk yorulur." Temel cümle

Yan cümlesi, temel cümlenin öznesi, nesnesi, tümleci olan bileşik cümlelere "Girişik Cümle" denir....

- Araba devrilince / yol gösteren/ çok olur.

1. Yan cümlecik 2.Yan cümlecik Temel cümle

â–¡ Yan cümleciği dilek-şart kipli ya da şart bileşik zamanlı olan cümlelere "Şart Cümlesi" denir.

- Dersi dinlesen / anlarsın. (Zarf) -

Yan cümlecik Temel cümle.

- Bizimle gelirsen/ her sevi öğrenirsin. (Zarf)

Yan cümlecik Temel cümle

Yan-cümlecik görevindeki bağımsız bir cümlenin "ki" bağlacıyla temel cümleye bağlandığı cümlelere "ilgi cümlesi" denir. Bu tür cümleler de bileşik yapılı sayılır. Bu cümlelerde "ki" bağlacı kendinden ... (Devam)
DiÄŸer Konular 14 Haziran 2013 Yorum yok
Birleşik Sözcüklerin Yazımı
Öncelikli olarak Birleşik Sözcük nedir bunun üzerinde durmamız gerekmektedir. Zira bu sözcüklerin kuruluş mantığını anlamadan nasıl yazıldığını bilmemiz çok zor olacaktır.

İki ya da daha fazla sözcüğün, yeni anlamda bir sözcük oluşturması için birlikte kullanılmasına "birleşme" denir. Birleşme sırasında sözcüklerde anlam, tür ve ses değişiklikleri olabilir:

* Birleşme sırasında sözcüklerde ses aşınması ya da ses türemesi olabilir.

Pazar ' ertesi -> Pazartesi

Sütlü- aş -> sütlaç

His etmek -> hissetmek

Af olmak -> affolmak

* Birleşme, farklı türdeki sözcüklerin farklı biçim­lerde kullanılmasıyla oluşabilir:

Hanımeli (belirtisiz ad tamlaması biçimin­de)

Atatürk (eksiz iki ad)

Akciğer (sıfat tamlaması biçiminde)

Mirasyedi (bir isim, bir çekimli fiil)

Gökdelen (bir isim, bir fiilimsi)

Birkaç (iki sıfat)

Biçerdöver (iki çekimli fiil)

Çıtçıt (ikileme)... (Devam)
Diğer Konular 12 Mayıs 2013 Yorum yok
Bitmeyen Gece
BÄ°TMEYEN GECE

KONUSU: Yazar, İstanbul Hukuk Fakültesinde öğrenci iken, gözleri kör olur. Uzun bir süre, gözlerinin yeniden açılacağı ve göreceği ümidi ile yurt içinde ve yurt dışında tedavi peşinde ko­şar. Ancak, gözlerinin bir daha açılmayacağı kesindir. Bu fiziksel durumu, psikolojik olarak da kabullenen yazarımız, o günden İtibaren yaşamını, kendisi gibi görme özürlülerin eğitilmeleri için ne gerekiyorsa yapmaya adar. Bu konuda bir hayli de başarılı olur.

Nedense, öğleden akşama ne yediğimizi unuturuz da, yıllar öncesinden yaşadığımız bazı anılar renk ve canlıhklarıyla hafıza-mızdaki yerlerini korurlar. Üç, dört yaşında dedemin eski gazete­lerden yapmış olduğu külahı kafama geçirip, karşımda sırıtışı; güvercin yavrularını yakalamak için çıktığım pencereden düşüp, bayılışım gibi..

İstanbul'daki o Mayıs günü de böyleydi. Arkadaşım Celal, elindeki tıraş fırçasını sağı... (Devam)
Diğer Konular 27 Mayıs 2013 Yorum yok
Biyografi (Yaşam Öyküsü)
Biyografi (Yaşam Öyküsü):

Tanınmış kimselerin yaşamını, çalışmalarını, başarılarını belgelere ve tanıklara dayanarak an-iatan yazılardır.

Şevket Süreyya Aydemirin "Tek Adam", Lord

Kinross'un "Atatürk" adlı yapıtları, biyografi türüne örnektir.

Ünlü kişilerin yaşamını, yapıtlarını ayrıntılı olarak anlatan biyografilere "monografi" ya da "biyografik roman" denir.

Tanınmış, alanında başarılı olmuş bir bilim, sanat ya da siyaset adamının, kendi yaşamını anlattığı yazı türüne ise "Otobiyografi (öz yaşam öyküsü) denir. Şevket Süreyya Aydemir'in "Suyu Arayan Adam" adlı yapıtı otobiyografiye örnektir.

BaÅŸka bir kaynaktan:

BİYOGRAFİ (YAŞAM ÖYKÜSÜ):

Topluma hizmet dokunmuş, faydalı işler yapmış büyüklerin ve edebi şahsiyetlerin hayatını konu edinen eserlere biyografi (yaşam öyküsü) denir.

Biyografinin Özellikleri:

1.     Kişilerin yaşamı tarafsız bir bakış açıs... (Devam)
DiÄŸer Konular 28 Nisan 2013 Yorum yok
Bize Göre
Ahmet Haşim, 1921'de nesir yazmaya başlamıştır. İlk ne­sirlerini topladığı Bize Göre ile Türk Edebiyatının 'en orijinal üslupçusu' olarak kabul edilmiştir. Ahmet Haşim'in derli toplu, bir konu et­rafında şekillenen yazılarında zarif, ince, sanatlı, işlenmiş, nükteli, şiirsel bir dil dikkati çekmektedir. Bize Göre'de 42 fıkra bulunmaktadır.

Eserden Seçmeler

GARDEN BARDA KONUÅžAN Ä°KÄ° ADAM

- Åžu ışıklar içinde görünüp kaybolan kadınlara bak! Ne derilerindeki beyazlık insan derisi beyazlığı, ne gözlerindeki siyahlık, insan gözü siyahlığı, ne dudaklarındaki kızıllık, insan dudağı kızıllığıdır. Tabiatın eserleri hiç de bu sahne yaratıkları kadar güzel deÄŸil! Kırmızı, sarı, yeÅŸil, siyah boyalar, renksiz et­leri, çipil gözleri, soluk dudakları deÄŸiÅŸikliÄŸe uÄŸratarak, harap uzviyetlerden birer gençlik ve güzellik mucizesi vücuda getir­miÅŸ. Kim diyor ki kadın ÅŸimdi, eskisi gibi, yüzünü sıkı Ã... (Devam)
DiÄŸer Konular 13 Haziran 2013 Yorum yok
Boğaziçi Mehtapları
Abdülhak Şinasi Hisar, eserlerinin pek çoğunda İstan­bul'u ve İstanbul'un en önemli mekânı olan Boğaziçi, Çamlı­ca, Büyükada hayatını konu eder. O, mazinin güzelliklerini bugüne taşımak için edebiyatı bir araç olarak kullanır. 'Boğa­ziçi medeniyeti' tabirini edebiyatımıza sokan ilk kişidir. Boğa­ziçi Mehtapları bu anlamda önemli bir eserdir. Abdülhak Şi­nasi Hisar'in şahsi hayatından esinlenerek yazdığı deneme­lerden oluşur. Denemelerde İstanbul ve Boğaziçi'nin medeniyetimizdeki yerini yazarın usta üslubuyla görürüz.

Boğa­ziçi Mehtapları Eserindenden Seçmeler

Tabiat Sevgisi Parçasından

İstanbul'da tabiatın emsalsiz güzelliği, şüphe yok ki Bo-ğazaiçi'ndedir ve İstanbul'un en güzel semti olan Boğaz'a o zaman gösterilen rağbet tabiata duyulan sevgiyi ve verilen kıymeti gösteriyordu. Theophile Gautier için olduğu gibi o zamanki hanımlar ve beyler için de tabiat var olan, görülen, sevilen bir şeyd... (Devam)
DiÄŸer Konular 13 Haziran 2013 Yorum yok
Boğaziçi Şıngır Mıngır
Eser boğazda yaşanan tarihi olayları ve tarihi eserleri konu edinmiştir.Bilgilendirmeye yönelik bir eserdir. Turistlere rehber niteliği taşır. İstanbul gibi benzeri olmayan bir şehre sahip olduğumuzu anlıyoruz. İstanbul'un Tarihi eserleri hakkında hiçbir yerde rastlanamayacak önemli bilgiler barındırmaktadır.

Eserden Bazı Bölümler:

Göksu Şemsiyeleri

Yeniden 1900 yılındayız. Ağustos ve cuma. Başka bir gün gelseydik bu kalabalığı bulamazdık. Dere boyu sandallarla hınca hınç. Çayırlar adam almıyor. Üsküdar'dan, Karaköy'den, Haliç ve Boğaz iskelele­rinden uçup gelenler bir seccadelik yer kapmak için birbirini çiğniyor. Paşa ve vezir hanımları için böyle bir zorunluluk yok. Onlar Arap halayıklarının yardımıyla kendileri için düzenlenen köşeye yürümek inceliğinde bulunsalar yetişir. Derenin yu­karısında 'Tahtırevan' denilen kafesli bir set de vardır. Kimi zen­gin karıları da burada konak tutar. Bunlar biraz ... (Devam)
DiÄŸer Konular 23 Haziran 2013 Yorum yok
Bu Ãœlke
Eser Hakkında:

Bu eser, Cemil Meriç'in düşüncelerinden, izlenimlerinden, duygularından, anılanndan oluşan, kendini anlamak ve anlat­mak için kaleme aldığı, yayımlanmış ya da yayımlanmamış yazılarının kronolojik bir sıra içinde derlenmesinden oluşmuş­tur. Bu Ülke adlı eser, Ülkemizin trajedisini anlatan önemli bir denemedir.

Bu Ülke'den Seçmeler

Siham-ı Kaza

Hakikati bulan, başkaları farklı düşünüyor diye, onu haykırmaktan çekiniyorsa hem budala hem de alçaktır. Bir adamın 'Benden başka herkes aldanıyor.' demesi güç şüphe­siz; ama sahiden herkes aklanıyorsa ne yapsın?

SaÄŸ ile Sol

Mefhumların kâh gülünç kâh korkunç maskelerle raksa çıküğı bir karnaval balosu, fikir hayatımız.

Tanımıyoruz onları, nereden geliyorlar bilen yok. Fira­vunlara benziyorlar, kalabalığa çehrelerini göstermeyen fira­vunlara. Ve aydınlarımız, o meçhul heyulalar için ehramlara taş taşıyan birer köle.

Geric... (Devam)
DiÄŸer Konular 01 Temmuz 2013 Yorum yok
Büyük Harflerin Kullanıldığı Yerler
BÃœYÃœK HARFLERÄ°N KULLANILDIÄžI YERLER

a. Asıl olarak dilimizde, her cümle büyük harfle başlar. Cümle sonu işaretlerinden sonra (nokta, soru işareti, ünlem işareti) büyük harfle devam edilir;ancak bazı şiirlerde bu kurala uyulmayabilir.

- Niye canını sıkıyorsun? Ben senin başaracağına eminim.

b. Özel adların (isimlerin) her sözcüğü büyük harfle başlar:

- Mustafa Kemal Atatürk, Ali Bey, Türkiye Cumhuriyeti, Tekir, Vatan Caddesi, Marmara Denizi, Kızılay, Türk Dili Dergisi, Türkçe, Mars..

c. Mektuplarda ve resmi yazışmalarda hitap sözcükleri büyük harfle başlar:

- Sevgili KardeÅŸim,

d. Belirii bir günü bildiren tarihlerde ay ve gün adlan büyük harfle başlar.

- 17 Haziran Pazar günü

e. Yazı başlıklarını her sözcüğü büyük harfle başlar:

- Tiyatronun DeÄŸeri

- DoÄŸa ve insan (Devam)
DiÄŸer Konular 25 Mart 2013 Yorum yok
Büyük Harflerin Yazılışı
1. Yazıda cümlelerin ilk sözcüÄŸü büyük harfle baÅŸlar.
2. Åžiirlerde mısraların ilk sözcüÄŸü normal olarak büyük harfle baÅŸlar.
3. Mektuplarda hitapların ilk sözcüÄŸü büyük harfle baÅŸlar.
Örnek: Sevgili KardeÅŸim,
4. Resmi yazılarda hitapların ilk sözcüÄŸü ve bütün isim soylu kelimeler büyük harfle baÅŸlar.
Örnek: Sayın BaÅŸkan,
5. Ä°ki noktadan sonra baÅŸka bir kimseden alıp tırnak içinde verdiÄŸimiz aktarmaların ilk sözcüÄŸü büyük harfle baÅŸlar.
Örnek: Bir gün, laf arasında bana: "Bir beÅŸik gibi sallanır bu dünya, rahat uyusun çocuklar..." demiÅŸti.
6. BaÅŸka bir kimseden bir cümlenin ancak bir bölümünü aktardığımız zaman ise onun ilk sözcüÄŸü üç noktadan sonra küçük harfle baÅŸlar. (Devam)
Yazım ve Noktalama 03 Kasım 2012 Yorum yok
Büyük Selçuklu Devleti Üzerine
Büyük Selçuklu Devleti Selçukbey tarafından kurulmuştur.Yaklaşık 200 yıl boyunca Büyük Selçuklu Devleti var olacaktır.Toprakları Çinden Anadoluya kadar uzanmaktadır.Bunu 1071 Malazgirt savaşından sonra bazı Türklerin ortaasyadan anadoluya göçmesiyle anlatabiliriz.Büyük Selçuklu devletinde Türkçe değil Arapça Farsça önem kazanmaya başlamıştır.Osmanlı da tam Arap toplum geleneğine özellikle 16.yüzyıldan sonra bürünecektir.Türklerde bu dönemde ilim çalışmaları azalacaktır.Osmanlı devleti gerek adalet gerek diğer işlerde Büyük Selçuklu Devletini taklit etmiştir.Gerek ordu mesela ordu ve tımarlı sipahi geleneği Büyük Selçuklu Devletinde görünen gelenekti.Osmanlı Selçukluyu taklit etmek istesede tam olamamıştır.Devşirme yöntemi büyük Selçukluda da vardır.Ülke o geniş topraklar hükümdarın malı sayılırdı.Büyük Selçuklu devleti mimarisiylede Türk geleneklerini yansıtır kubbeli eserler grüyoruz.Dandana... (Devam)
Diğer Konular 23 Mayıs 2013 Yorum yok
Toplam 3 sayfa, 2. sayfadasın: Önceki, 1, 2, 3, Sonraki
CoÄŸrafya Sitesi Tarih Sitesi Matematik Sorusu