Sanatla ilgisi daha lise sıralarında başlayan Sait Faik Abasıyanık yazmaya şiirle başlamıştır. Onun şiirlerinde Faruk Nafiz Çamlıbel ve Necip Fazıl Kısakürek gibi dönemin önemli şairlerinin açık etkileri görülür. Bu arada hikaye de yazmaya başlayan Sait Faik, kendisini bu yolda teşvik eden Kenan Hulusi Koray'ın aracılığıyla "Uçurtma" adlı ilk yazısını yayımlamıştır. (9 Aralık 1929). "İpekli Mendil" adlı ilk hikâyesi 15 Nisan 1934 tarihli Varlık dergisinin 19'uncu sayısında çıkan Sait Faik, o yılların birbiri ardına batıp çıkan dergilerinde, gazetelerin eklerinde hikâyeler yayımlamış, ilk kitabını da 1936 yılında çıkarmıştır: Semaver.
1939 yılında yayımladığı Şahmerdan'daki "Çelme" adlı öyküsü için "Örfi İdare Mahkemesi" dava açmış, 1944 yılında yayımladığı Medar-ı Maişet Motoru adlı ilk romanı toplatılmıştır.
Sait Faik Abasıyanık Hikayeleri, Türk hikayeciliği için bir dönüm noktasıdır. Bilindiği gibi Türk hikayeciliğinde iki büyük isimden söz edilir: Ömer Seyfettin ve Sait Faik Abasıyanık. Sait Faik hem güzel Türkçesi, hem anlaşılır bir dille yazması sayesinde kısa sürede kendini fark ettirmiştir. Onun hikâyelerinde konu önemli değildir; çünkü her şeyi hikâye konusu yapabilmektedir. Kimi zaman bir semaveri, kimi zaman bir fabrika işçisini, kimi zaman da bir balığı anlatmış; ancak yakaladığı tatlı üslupla büyük bir beğeni toplamıştır. İlk hikâyelerinde olayları toplumcu bir açıdan gözlemeye çalıştığı, gözlemci bir gerçekçiliğe yöneldiği görülür. Denilebilir ki hayatın içindeki "sıradan adam"ı edebiyatımıza getiren, yerleştiren, bilinmeyen yönlerini gösteren, bir moda hâline getiren odur.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.