EtiketŞu anda cümle konusu ile ilgili sayfalara bakmaktasınız.
Bu konuyla ilgili toplam 121 içerik bulunuyor.
K Sözlüğü (Deyim)
Kabahat bulmak (birine) (bir şeye): -1. O kimsede suç, kusur ara­mak. -2. Bir şeyde eksik bir yan, kusur aramak.

Kabahat İşlemek: Kabahat sayılacak bir davranışta bulunmak.

Kabahati (birine) yüklemek : Suçu başkasının üzerine atmak, ona ifti­ra etmek

Kabak başına patlamak: Pekçok kişiyi İlgilendiren bir olaydan dolayı

yalnızca bir kişi zarar (ceza) görmek.

Kabak çiçeği gibi açılmak : Utangaçlığı, sıkılganlığı bir yana bırakıp

herkesi şaşırtacak ölçüde özgür davranmaya başlamak.

Kabak tadı vermek: Bir konu fazla yinelendiği için bıkkınlık vermek,

usandırmak

Kaba kuvvet: Bir amaca ulaşmak için başvurulan dayak vb. Kaba saba : -1. Görgüsüz kimse için söylenir. -2. Özensiz yapılan şey

için kullanılır. Kabına sığmamak: Duygularını frenleyemeyip taşkın davranışlarda

bulunmak, taşkınlık yapmaya başlamak.

Kabir azabı (çekmek) : Çok sıkıntı (çekmek).

Kabir suali: Ayr... (Devam)
Diğer Konular 24 Nisan 2013 Yorum yok
Kaplumbağalar
Eser Hakkında: 

Yazar, romanların köy problemlerini ve köy gerçeklerini göstermeye çalışır. Sosyal aksaklıklara değinir. Fakir Baykurt, Kaplumbağalar adlı romanında da bu anlayışını ortaya koyar. Fakir Baykurt, bu romanının önemini şu cümlelerle dile getirmektedir:

"Bu roman, her türlü teknik ve elektronik araçların büyük gelişmeler gösterdiği ve üretkenliğin alabildiğine arttığı bu dün­yada, yiyeceği yıllık zahireyi, yanıp kül olmuş topraklardan parmaklarıyla toplamaya çalışan ve varlığını sürdürebilmek için istekle üreten Türk köylüsünün hayatından bir kesittir."

 

Kaplumbağalar Özeti 

Roman, Ankara'ya 100, Kızılırmak'a 15 km uzaklıkta ci­lan Tozak köyünde geçmektedir.

Tozak, çevresi Sünni köyleriyle çevrili bir Alevi köyüdür. Alevilik geleneği ve kültürü bu fakir ve kıraç köyde hâlâ hü­küm sürmektedir. Neşe ve eğlenceye düşkün Aleviler, şarap ve içkiye bu ... (Devam)
Diğer Konular 04 Haziran 2013 Yorum yok
Karşılaştırma
KARŞILAŞTIRMA

Varlıklar arasındaki benzerlik ve karşıtlıklardan yararlanarak üstün olanı saptamak, bir yargıya varmaktır.

UYARI: Karşılaştırma paragrafında ana düşünce sonuç cümlesidir.

Örnek:

Kış mevsiminden hiç ama hiç hoşlanmam. Soğuk oluşuyla, ulaşım zorluğuyla, yiyecek ve giyecekleriyle insana birçok sıkıntılar yaşatır. Oysa yaz mevsimi öyle mi? Bir kere üşüme diye bir sorununuz, donma diye bir korkunuz olmaz. Bunun için de kat kat giyeceklere gereksinmeniz yoktur. Yiyeceklerimizin büyük bir bölümü de yaz mevsiminin ürünleridir.

Paragrafta, aşağıdaki anlatım yollarından hangisi kullanılmıştır? (1998 00)

A) Betimleyici anlatım

B) Karşılaştırmalı anlatım

C) Öyküleyici anlatım

D) Özetleyerek anlatım

Parçada kış ile yaz Özellikleri bakımından karşılaştırılmış, yaz daha üstün bulunmuştur.

Doğru Yanıt B (Devam)
Diğer Konular 05 Nisan 2013 Yorum yok
Karşılaştırma Cümlesi
KARŞILAŞTIRMA İLİŞKİSİ

Cümlede varlıklar çeşitli yönlerden karşılaştırılıp yargıya varılır.

Kaşağı, yazarın en güzel Öyküsüdür.

Dün hava daha güzeldi.

İnsanların en iyisi sensin. (Devam)
Diğer Konular 18 Nisan 2013 Yorum yok
Karşıtlık Bildiren Cümleler
KARŞITLIK İLİŞKİSİ

Cümlede birbirine ters iki durumun ya da karşıt iki yargının birlikte verilmesidir.

- Oldukça zekiydi; ama aptalca davrandı.

- Sınava çok İyi hazırlandım, yine de kötü geçti.

- Hava çok güzel; ancak sıcak. (Devam)
Diğer Konular 03 Temmuz 2013 Yorum yok
Kısa Çizgi
KISA ÇİZGİ (-)

1. Satıra sığmayan sözcükler hecelerine ayrılırken satır sonuna konur:

——————————-hanı-

meli

——————————-İz-

mir'de

2. Ara söz ve ara cümlelerin başına ve sonuna konur:

- Konuşması bitince -aslında onu dinlememiştim- görüşlerimi bildirmemi istedi.

3. Aralarında anlam ilgisi olan sözcükler ve tarihler arasına konur.

- İzmİr-Ankara karayolu,

- 1914-1918 yıllarında

4. Dilbilgisinde değişik nedenlerle kullanılır:

- -ce, -ler; ay-dın-lık; git-, gel- (Devam)
Diğer Konular 15 Haziran 2013 Yorum yok
Kök Nedir
KÖK:

Bir sözcüğün anlam taşıyan en küçük parçası­na denir. Daha küçültülüp kısaltıldığı zaman an­lamı bozulur.

Türkçede kökler bir veya iki hecelidir. Eklemeli dillerden olan dilimizde kök, sözcüğün baş kısmın­da bulunur, ihtiyaca göre gerekli ekler sona ekle­nir:

* "kömürlüklerde" sözcüğünün anlamlı en kü­çük parçası "kömür" sözcüğüdür.

-lük" yeni anlamda sözcük yapan bir ek­tir, "-ler" ve "-de" ise sözcüğe cümledeki görevine göre şekil veren eklerdir.

Kökler dilin ana malzemesi olup bilemediğimiz zamanlardan beri vardır. Sonradan yapılmazlar. Gereksinim duyduğumuz sözcükler bu köklerden yararlanılarak yapılır. Kökler ikiye ayrılır:

İsim (Ad) Kökleri

Fiil (Eylem) Kökleri (Devam)
Diğer Konular 04 Mayıs 2013 Yorum yok
Konferans
KONFERANS: Alanında uzman bir kişinin herhangi bir konu ya da olay hakkında görüş ve düşüncelerini açıklamak amacıyla bir grup ya da topluluk önünde yaptığı ön hazırlığı olması gereken sözlü anlatım türleri arasında yer alır. Konferans bu yönüyle nutuğa benzer. Fakat konu itibariyle nutuktan ayrılır.

Konferanstaki amaç nutuktaki gibi dinleyicileri coşkulandırmak değil, o topluluğu bilgilendirmektir. Onun için konferansın dinleyicisi belirli bir kültür seviyesine ulaşmış kimselerdir. Konferans genellikle bilim, sanat ve ekonomi konularında verilir. Konferansın verildiği yer kapalı bir salondur.

İyi bir konferansçı işleyeceği konuyu önceden hazırlar. Bir plan dâhilinde yapacağı konuşmanın metnini önceden hazırlar. Bu metinde anlaşılması güç cümleler kullanmamalı, teknik kelimeler kullanmalıdır. Monoton konuşmaktan kaçınarak Ele aldığı konu iyi bildiği ve hâkim olduğu konu olmalıdır. Metinleri hazı... (Devam)
Diğer Konular 27 Mayıs 2013 Yorum yok
Konuşma (Sözlü İfade)
Konuşma: Dinleyicilere yönelik olarak bir kişinin belli bir konu üzerinde sarf ettiği sözlere konuşma denir. Düşüncelerin bir kişiye ya da bir topluluğa aksettirilmesi ve karşı taraf ile karşılıklı fikir alışverişinde bulunmak konuşma olarak adlandırılmaktadır. İyi  ve güzel konuşmak bir sanat olarak kabul edilmektedir. Dolayısıyla konuşma da diğer tüm sanatlar gibi incelikler gerektirir.  Etkili ve güzel bir konuşmanın ilk şartı kullanılan dile hâkim olmak ve dili iyi bilmektir. Dilin inceliklerini bilmeyen ve dildeki kelime ve deyimlerin zenginliğine vakıf olmayan insan etkili konuşamaz. Onun için etkili konuşabilmemiz için bugüne kadar oluşturulmuş edebiyat verimlerinin çoğuna vakıf olmanın yanında kelime hazinemizin de geniş olması gerekir. Konuşmada fikirlerin berrak, akıcı ve dinlenir olabilmesi için şu kurallara uyulması gerekir.

 Konuşma bir sanat olduğuna göre ifade edeceğimiz fikri önce akıl süzge... (Devam)
Diğer Konular 06 Haziran 2013 Yorum yok
Kurallı Cümle
KURALLI CÜMLE

Yüklemi sonda olan cümlelere "kurallı cümle" adı verilir.

Burak dün dershaneye gelmedi.

Okullar yarın tatil olacak.

Kurallı cümlelerde öğeler, önem sırasına göre sıralanır ve en önemli öğe yüklemden önce bulunur: Yüklemden önceki öğe vurguludur,

Tuğçe, yarın okula kardeşini götürecek.

Tuğçe yarın kardeşini okula götürece (Devam)
Diğer Konular 14 Nisan 2013 Yorum yok
Mantık Hatası
MANTIK YANLIŞLIĞI YAPMA

Doğru ve güzel bir cümle mantık ilkelerinde uymak zorundadır. Mantık ilkelerine aykırı cümleler anlatım bozukluğu ortaya çıkarır.

- Aydın, 30'a karşı 20 oyla başkan seçildi.

- Tembelliğin sınıfta kalmana hatta zayıf not al­mana yol açıyor.

- Yağan yağmurda pırıl pırıl gökyüzünü izleme­ye doyamam. (Devam)
Diğer Konular 31 Mayıs 2013 Yorum yok
Mecaz Anlam
Mecaz Anlam: Sözcüğün kendi anlamı dışında yeni bir anlam İçin kullanılmasıdır.

Yeniliklere açık bir kişidir, (yenilikçi)

"tutmak" sözcüğünü üç farklı cümlede anlamca inceleyelim

Bu çantayı tut. (kavramak) Derede balık tuttuk, (yakaladık) Dilini tutmayı bilmiyorsun, (zaptetmek)

NOT: Gerçek anlamda kullanılan bir sözcüğün yerine başka bir sözcük ' eşanlamlısı dışında ' getirilemez. Mecaz anlamda kullanılan sözcüğü İse başka sözcükler karşılayabilir.

Çiçeğin kokusu çok güzeldi. (Gerçek Anlam)

Paranın kokusunu aldın. (Belirti, İz) (Devam)
Diğer Konular 25 Haziran 2013 Yorum yok
Münazara
Bir cümle olarak dile getirilen bir tezle bir antitezin iki ayrı grup yani farklı iki taraf arasında ve bir hakem kurulu karşısında tartışılmasına münazara adı verilir. Bu tür tartışmalar, aslında düşünce ve söz yarışmasıdır. Münazarada kullanılan dil ve üslup edepli ve seviyeli olmalıdır.  Bu ölçü kaçırıldığında münazara çatışmaya dönüşür ki çatışmada sertlik, kabalık ve demagoji blunur. Bu sebeple tartışılan konularda tartışmacılar ister yanlış şeyler dile getirsin isterse fikrimize tamamen aykırı şeyler söylesin konuşmacıya müdahale etmeden sıramız geldiğinde kendi düşüncemizi söylemeliyiz. Münazara çoğunlukla eğitim kurumlarında öğrencilerin yeteneğini geliştirmek ve toplum önünde düzenli, soğuk kanlı konuşma alışkanlığını ayrıca karşı fikre saygı duyma düşüncesini edinmeleri amacıyla düzenlenir.

Sınıfta yapılan bir münazarada gruplar üç ya da dörder öğrenciden oluş... (Devam)
Diğer Konular 19 Nisan 2013 Yorum yok
N Sözlüğü (Deyim)
Nabzı durmak: Ölmek.

Nabzına göre şerbet vermek : Birinin hoşuna gidecek, gururunu ok­şayacak davranışlarda bulunmak.

Nabzını yoklamak : Bir kimsenin eğilimini ve ereğini anlamaya çalış­mak.

Nafile yere: Boş yere, boşu boşuna; yok yere.

Nağme yapmak : -1, Bildiği bir şeyi bilmez gibi görünmek. -2. Birini güzel sözlerle aldatmaya çalışmak.

Nah kafa : "Akılsız, kafa kafa değil ki." anlamında birinin aklını hafifse­me yollu kullanılır.

Nal deyip mıh dememek: Düşüncesinde direnmek.

Nalıncı keseri gibi kendine yontmak: Yalnız kendi çıkarını gözet­mek; kendine yontmak.

Nalları dikmek : (Hayvan ya da değer verilmeyen kişiler için) ölmek.

Namazında niyazında (namazı niyazı yerinde) : Dini görevlerini tam olarak yerine getiren kimse.

Namus belası: Namusunu ya da toplum İçindeki değerini korumak için kişinin kabullendiği zarar, katlandığı sıkıntı.

Namus sözü : Bir şeyi yapacağına dai... (Devam)
Diğer Konular 26 Mart 2013 Yorum yok
Nasreddin Hoca Fıkraları
Sağlam bir İslam inancına, köklü bir di­ni bilgiye, ciddi bir ahlaki yapıya sahip bir kişiliktir. Tasavvuf kültürüne de vâkıf olan Hoca, birçok tarihî yazma eserde evliyalar arasında zikredilir. Nasreddin Hoca, Evliya Çelebi Seyahatnamesi'nde "hakîm ulu bir can" olarak tanıtılır.

Nasrettin Hoca Fıkraları ile İlgili en eski kaynak olan Ebu'l-Hayr Rûmî'nin Saltuknamesi'nde (M. 1495) Sarı Saltuk, Nasreddin Hoca'ya bir hediye göndererek dua talebinde bulunur. Hoca evde olmadığı için Hoca'nın hanımı, onun yerine dua eder. Bu duanın bazı cümleleri şu şekildedir:

"..dünyada fasık facir ile alaka eyleme ve dahi kötü kişi­ye karşı kendini ve hem malını güvenip emanet etme ve di­linden tövbe ve istiğfarı koma, kendin için isteyeceğini baş­kası için de iste, Allah'tan korkup Resul'den utanasın ve ahi-ret için burada güzel amel işleyesin yaramaz işlerden kaçınasın, günahlarını çoğaltmayasın ki gönlün kararm... (Devam)
Diğer Konular 24 Mart 2013 Yorum yok
Nef'i
Medrese eğitimi görmüştür. 4. Murat döneminde yaşamış, bir süre korunmuş ancak Sadrazam Bay­ram Paşa'yı eleştiren bir hicvi yüzünden boğdurularak cesetı Sarayburnu'ndan denize atılmış.

Divan şiirinde kaside (övgü) ve hiciv (yergi) şairi olarak tanınmakla birlikte, gazelleri de vardır, öv­gülerinde de yergilerinde de aşırı abartmalara yer vermiştir.

Dili ağır olmasına karşın, akıcıdır. Arapça ve Farsça sözcük ve deyimlerle dizelerini kurmuştur; ancak cümle yapısı sağlam, dili sese uygundur. Tamlamalar ve süslü, sanatlı bir üsiup kullanmıştır. Nefi, şiirlerinde ses öğesine önem vermiş, betimlediği ortamların sesini şiirlerinde yansıtmıştır.

Türkçe ve Farsça birer Divan'ı vardır. En ünlü eseri Siham-ı Kaza da (Kaza Okları), hicivleri yer alır. (Devam)
Diğer Konular 15 Haziran 2013 Yorum yok
Nesne
NESNE (DÜZ TÜMLEÇ)

Cümlede öznenin yaptığı eylemden etkilenen varlıkları belirten sözcüklere nesne denir.

Aşağıdaki cümlelerde nesne olan sözcükleri bulalım.

- Marketten ekmek aldım.

- Nasrettin Hoca'yı herkes tanır.

- Yaşlı adam önce pencereyi açtı.

- Ablam örtüyü kaldırdı, masaya tabak koydu.

Cümledeki nesnelerin yalın halde ya da "-i" halinde olduğunu gördük. Buna göre nesneler ikiye ayrılır:

a. Belirtili Nesne: "-i" halinde otan "neyi, kimi" sorularına yanıt veren nesnedir.

- Televizyonlar, bu olayı günlerce gündeme getirdi.

- İzleyiciler, sanatçıyı uzun uzun alkışladılar.

b. Belirtisiz Nesne: Yalın halde olan, "ne" sorusuna yanıt veren nesnedir.

- Yazar, bu eserinden ödü! bekliyor.

- Kendime güzel bir kahvaltı hazırladım. (Devam)
Diğer Konular 05 Mayıs 2013 Yorum yok
Nokta
NOKTA (.)

1. Olumlu ya da olumsuz bildirme cümlelerinin sonuna konur:

- Bundan böyle hiçbirinizi dinlemeyeceğim.

- Hepinizle tek tek görüşmek istiyorum.

2. Bazı kısaltmaların sonuna konun '

- Dr. (Doktor), Apt. (Apartman), İst. (İstanbul)

3. Tarih yazımında:

* 31.03.1952, 19.05.1919

Not: Tarihlerde ay adları yazılırken nokta kullanılmaz:

- 31 Mart 1952

4. Sıra bildiren sayılarda —(î)nci eki yerine 5. sınıf, 3. Selim, 2. cilt

5. Saat, dakika, saniye gösteren sayılar arasına konur:

- Maç21.45'te başladı.

- Ders 9.30'da bitecek.

6. Sayılarda basamaklar arasına konur

- 1.670.350

7. Kuruluş adlarının kısaltmasında nokta kullanılmaz:

- TRT, PTT, İSKİ, TBMM

8. Çarpı işareti yerine kullanılır.

- 150.2=300 (Devam)
Diğer Konular 25 Mart 2013 Yorum yok
Noktalı Virgül
NOKTALI VİRGÜL (;)

1. Öğeleri arasında virgül bulunan sıralı cümleleri ayırmak için kullanılır:

- Baba, duydukları karşısında ne yapacağını bilemedi; yutkundu, bir şey söyleyemedi.

2. Aralarında "ama, fakat.." gibi bağlaçlar bulunan bağlı cümlelerde bu bağlaçtan önce veya bu bağlaçların yerine kullanılır:

- Dokunma kalbime; çok incedir, kırılır.

- Çok iyi anlattı; ama dinleyen olmadı.

3. Öznenin diğer Öğelerle karışmasını önlemek için kullanılır:

- Edebiyat; duygu, düşünce ve hayallerin güzel ve etkili anlatılması sanatıdır.

- Zeki; çalışkan, gururlu bir çocuktur.

4. Her biri kendi içinde bağımsız olan sıralı cümlelerde kullanılır:

- Kel ölür, sırma saçlı olur; kör ölür, badem gözlü olur.

- At ölür, meydan kalır; yiğit ölür, şan kalır.

5. Cümle içinde virgülle ayrılmış tür ve söz öbeklerini ayırmada kullanılır. ... (Devam)
Diğer Konular 27 Nisan 2013 Yorum yok
Olumlu Cümle
OLUMLU CÜMLE

Yüklemin bildirdiği yargının geçerli olduğunu ya da eylemin yapıldığını belirten cümlelere denir.

Okullar eylül ayında açılıyor.

Sınıfımızın en çalışkanıydı o.

Bugün çok işim var.

Ayşe oldukça başarılıydı.

Söylediklerini anlamadım değil, (anladım)

Bu yemek de yenmez mi? (yenir) (Devam)
Diğer Konular 20 Mayıs 2013 Yorum yok
Toplam 7 sayfa, 4. sayfadasın: Önceki, 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, Sonraki
Popüler Sayfalar:
Son Ziyaretler:
Coğrafya Sitesi Tarih Sitesi Matematik Sorusu