D Harfi - Türkçe Sitesi
HarfŞu anda D harfi ile başlayan içerikler görüntüleniyor.
Bu harfle başlayan toplam 41 içerik bulunuyor.
D Sözlüğü (Deyim)
Dağa çıkmak : Hükümete başkaldırıp dağda, kırsal yörelerde eşkıyalık yapmak.

Dağa kaldırmak (birini) : İstediğini elde etmek için birini dağa kaçır­mak.

Dağ başı: -1. Kent dışı, ıssız yer. -2. Yasaların geçmediği, herkesin dilediğini yapabileceği yer.

Dağdan gelip bağdakini kovmak : Sonradan geldiği halde oraya ken­dinden önce gelip yerleşmiş olanların hakkını çiğnemek, onları be­ğenmez olmak.

Dağ (doğ ura doğ ura bir) fare doğurmuş (doğurdu) : "Büyük sonuç vermesi beklenen şey küçük bir verim sağladı." anlamında.

Dağ (dağlar) gibi: -1. Pek iri, çok güçlü (kimse). -2. Göz korkutacak ölçüde çok olan (şey).

Dağlar dayanmaz : "Bu aa felaketin üzüntüsü dayanılacak gibi değil. anlamında.

DaÄŸ taÅŸ : Her yan, her taraf.

Daha iyisi can sağlığı: Elde edilen bir şeyle ya da karşılaştırılan bir durumla yetinilmesi gerektiğinde söylenir.

Daha (daha da) neler: -1. "Öyle ş... (Devam)
DiÄŸer Konular 02 Haziran 2013 Yorum yok
DadaloÄŸlu
Güney'deki Türkmenlerin Avşar boyundadır. Dadaloğlu, bir köylü ozan olduğu için Divan şiirinden hiç etkilen­memiştir. Şiirlerinin büyük bir bölümü tarihsel ve toplumsal olaylardan kaynaklanmıştır. Osmanlı Devleti Toroslardaki Türkmen göçerlerini zorla köylere yerleştirmeye kalkınca, buna karşı ayaklanan Türk­menleri destekleyen şiirler yazmıştır.  koşma, destan, semai ve varsağı söylemekle bir­likte asıl kişiliğini, sanatını türkülerinde göstermiştir. Koçaklamaları Köroğlu'nu, sevgi ve doğa şiirleri Karacaoğlan'ı andırır. Söyleyişi çağdaşı diğer ozanlara göre daha da yalındır.

KOÅžMA

Çıktım yücesine seyran eyledim

Cebel önü çayır çimen görünür.

Bir firkat geldi ki coştum ağladım

Al yeşil bahçeli Kaman görünür.

Şaştım hey Allah'ım ben de pek şaştım

Devrettim Akdağ'ı Bozok'a düştüm

Yozgat'ın üstünde bir ateş seçtim

Yanar oylum oylum duman görünür.

... (Devam)
DiÄŸer Konular 04 Haziran 2013 Yorum yok
Damla Damla
KİTAP HAKKINDA: "Damla Damla" ülkemizde yeni harf­lerle basılan ilk eserdir. 1928, 1929 ve 1947 yılında baskıları yapıl­mıştır. Yeni baskısı beklenmektedir.

Yazar, bu kitabın ilham kaynağının Atatürk olduğunu belir­li tir. Atatürk, bir konuşmasında, Ruşen Eşrefe birkaç kelime söyler ve bunların anlamlarını açıklamasını ister. Ruşen Eşref, anında cevaplar. Bu kelimeler etrafındaki konuşmalar, daha detaylı bir eser yazması için kendisine yol gösterici olur.

KONUSU: Yetmiş altı küçük parçadan oluşan bu kitabın ço­ğunlukla kısa birer paragraftan ibaret olan ilk kırk beş yazısında doğaya, hayatın bütün güzelliklerine ve karşı cinse duyulan aşk temaları hâkimdir. Ancak, bu duygulan dizginleyen bir Ölüm teması da beraber işlenmiştir. Yazar, önceleri kendisini hayata bağlayan doğa ve aşk peşinde koşarak gider. Ancak, bu koşmanın kendisini ölüme yaklaştırdığını görünce de, duygularım dizgin­lem... (Devam)
DiÄŸer Konular 21 Haziran 2013 Yorum yok
Dede Korkut Hikayeleri
Günümüze kadar gelmemiş olan ve on iki epik hikaye­den oluşan Dede Korkut Kitabı'nın diğer adı Oğuz Destanı (Oğuzname)'dır. Kuzeydoğu Asya'daki Göktürk Devletini oluşturan halklardan olan Oğuzlar, sonradan güneybatıya doğru göç ederek, X. yüzyılda Maveraünnehir ve civarındaki bozkırları yurt edinmişlerdir. Müslümanlığı kabul eden Oğuz­lar, X. ve XI. yüzyıllarda, o zaman müslüman olmayan Kıpçaklarla sürekli olarak çarpışmışlardır. İşte Dede Korkut Ki­tabı, Oğuz boylarının Doğu Anadolu'da kendi aralarındaki veya Trabzon Rumları ve Kafkas Gürcüleri ile olan savaşlarını anlatır. Bu savaşlar, tahminlere göre, eski Oğuz Destanı'na yansımıştır.

Ozanlar olayları defalarca yeniden saz eşliğinde söyle-mişlerse de en eski metinler kaybolmuştur. Elimizdeki met­nin, Oğuzlar Ortadoğu'ya yerleştikten sonra, Osmanlılar dev-rinde Doğu Anadolu'da Erzurum bölgesinde, XV. yüzyıl so­nunda yazıya geçirildiği tah... (Devam)
Diğer Konular 28 Mayıs 2013 Yorum yok
Define Adası
DEFÄ°NE ADASI

 

KONUSU: Çocuklar için yazılmış bir macera romanıdır. Korsanlar, defineler, masalımsı bir şekilde anlatılmıştır

 

Babam, annem ve ben İngiltere'nin batı sahillerinde, küçük bir kasabada, küçük bir hanı işletiyorduk. Ben, on on iki yaşlarıdayken, bir gün hana iri yarı, kir pas içinde, suratında yara izi olan, denizci birisi geldi. Hanımızı beğendiği için kalacağını, fazla yemek ve yer seçici olmadığın belirtti ve üç altını çıkartıp masanın üzerine avans olarak koydu.

Bir gün bana, dikkatli olup, bir ayağı tahta olan bir denizciyi gördüğümde, kendisine haber verirsem, ayda dört peni kazana­cağımı söyledi. Ben de kabul ettim. O günden sonra gözümü dört açtım.

Akşamlan içiyor, maceralarım anlatıyor, milleti kendisini dinlemesi için zorluyordu. Müşteriler ondan çekindikleri için seslerini çıkaramryorlardı ama her geçen gün de handan çekiliyor­lardı. Babam, "ey... (Devam)
DiÄŸer Konular 07 Haziran 2013 Yorum yok
DeÄŸirmenden Mektuplar
KONUSU: Şehrin kalabalığından ve insanların tutarsız dav­ranışlarından kaçıp kırlara sığman yazarın, bulunduğu çevredeki gözlemlerini anlatmaktadır.

 

YerleÅŸme:

 

Buraya gelişime en çok şaşıran tavşanlar oldu. Geldiğim gün, en aşağı yirmi tane tavşan vardı. Beni, görünce gittiler. Umarım yine gelirler. İkinci kattaki baykuş hoşuma gittiği için onunla yeni

kira sözleşmesi yaptım. ' ' 'Ai'

Değirmenimden çok memnunum. Burası tam istediğim gibi, gazetelerden, faytonlardan, sisten çok uzakta, güzel kokulu, sıcak bir köşe! Etrafımda ne kadar güzel şeyler var. Buraya yerleşeli sekiz gün olmadı ama içim coşkuyla dolup taşıyor..

 

Beaucaire Postası:

 

Buraya gelirken, dolmuş görevi yapan bir posta arabasına binmiştim. Arabadaki insanlar çok konuşkan ve şakacı idiler. Hepsi birbirini tanıyordu. Sürekli, aynı arabada bulunan kasketli­nin kaçıp kaçıp ... (Devam)
DiÄŸer Konular 22 Haziran 2013 1 yorum
Deneme
Deneme:

Herhangi bir konu üzerinde kesin sonuçlara gitmeden, yazarın kendisiyle konuşuyormuş gibi bir anlatımla düşüncelerini dile getirdiği yazı türüne denir. Denemelerde, alabildiğine bir kişisellik, kendine özgülük vardır. (Devam)
DiÄŸer Konular 17 Nisan 2013 Yorum yok
De'nin Yazımı
"DE" NIN YAZIMI

Bağlaç olan "de" , her zaman öteki sözcüklerden ayrı yazılır. Cümleye "dahi, bile, ve...."

anlamları katan bu sözcük, ses uyumuna göre değişir; ünsüz benzeşmesinden etkilenmez:

Ben de geleceğim, babam da. Bizim ağaç da çiçek açtı. Çocuk ta gelecek, (yanlış) Çocuk da gelecek, (doğru)

Durum (hal) eki olan "-de" sözcüklere bitişik yazılır. Sözcüğe "bulunma, kalma veya zaman" anlamları katar; sözcük cümlede dolaylı tümleç veya zarf tümleci görevinde kullanılır:

- Ağaçta kuş yuvası var. (Dolaylı tümleç)

- Baharda yeni evlerine taşınacaklar. (Zarf tümleci)

c. "-de" durum eki ünlü uyumundan ve ünsüz benzeşmesinden etkilenerek "-te, -ta" olabilir.

- Kapıda bekliyor.

- Ayakta durma.

Bağlaç olan "de" cümleden çıkarılırsa cümle kuruluş ve yapı bakımından bozulmaz, yalnız "de" nin kattığı anlam verilmemiş olur. Durum eki "-de"nin çıkarılması cüm... (Devam)
DiÄŸer Konular 03 Nisan 2013 Yorum yok
Derviş ve Ölüm
 Eser Hakkında:

Selimoviç'in 1962'de yazmaya başlayıp 1966'da ta­mamladığı eser, Türkçede ilk olarak 19732 yılında yayımlan­mıştır. Meşa Selimoviç'in eserinin başına koyduğu açıklamaya göre3, 1942 yılında faşist Hırvat güçler tarafından kurşuna dizilen ağabeyinin ölümü, kendisi üzerinde büyük bir etki uyandır­mıştır. Daha o dönemden itibaren bu trajediyi yazmak iste­miştir. Ancak kişisel olduğu kadar evrensel boyutu da olan böyle bir konuya, olayın sıcaklığı geçmeden duygusal yakla­şabileceğini ve yeterli ifade kudretine sahip olmadığını dü­şünerek planını devamlı ertelemiştir. Ancak 1962'de bu ko­nuda yazabileceğine inanmış ve Derviş ve Ölüm'ü yazmaya başlamıştır. 1962'de artık bu konudaki romanını yazabileceğine inanan yazar, eseri üzerinde çalışmaya başlamış ve dört yılda bitir­miştir.

Derviş ve Ölüm Kahramanları (Kişileri):

Şeyh Ahmet Nureddin: 40 yaşlarında bir Mevl... (Devam)
DiÄŸer Konular 10 Haziran 2013 Yorum yok
Destanlar
Halk Edebiyatı nazım şekillerinden destan

Farsça kökenli bir kelimedir. Saz şairlerinin sevgilerini, kahramanlıklarını, acıklı olayları, komik sosyal olayları anlattıkları manzum söyleşilerdir. Aşıkların sevgilerini, kahramanlık olaylarını, günlük olaylarla ilgili kimi durumları ve bazı acıklı olayları anlattıkları biçim olarak Halk Edebiyatı nazım türlerinden koşmaya benzeyen, koşmadan dörtlük sa­yısı, konu, anlatım ve ezgi yönünden ayrılan halk şiiri türü­dür. Tür koşma tipine benzer, dörtlük sayısı çok uzundur. Dörtlük sayısı yüzü geçen destanlar vardır. Destan bir anlam­da Divan Edebiyatının kasidesinin karşılığıdır. Konu bakımın­dan temel unsur bir olay veya vakıadır. Savaş, deprem, has­talık, eşkiya serüvenleri, yergi ve komik konular destanlarla işlenir. Destanlarda hikaye etme esastır.

Destan nazım biçimi aynı adı taşıyan iki türün ortak adıdır. İslamiyet öncesi destanlar i... (Devam)
DiÄŸer Konular 27 Haziran 2013 Yorum yok
Devlet
Eser Hakkında: 

Platon, siyasetname tarzındaki bu eserinde ideal toplum düzeninin, adaletli bir devletin nasıl olması gerektiğini anlat­maktadır. Dünya tarihinde ilk ütopyadır. Platon'un yaşadığı dönemde Yunanistan'daki demokrasi sona ermiştir. Platon, yaşadığı devrin özelliklerinden de etkilenerek, adaletli bir devletin nasıl olması gerektiği üzerinde araştırmalar yapmış­tır. Bu eserde, filozof, ideal devletin özelliklerini ortaya koy­maya çalışmıştır.

Devlet, İslam felsefesini derinden etkileyen bir eserdir. İslam düşüncesinde, Aristotales'in Poetika'sının önüne geç­meyi başarmıştır. Farabi'nin anlayışında Devlet'in etkileri a-çıkça hissedilmektedir. Konuşmalar (diyaloglar) şeklinde yazılmış olan Devlet, Türkçede birkaç cilt hâlinde yayınlanmıştır.

Devlet'in Özeti (1. cilt)

Bu kitap, Sokrates ve yanındakiler arasındaki diyaloglar­dan oluşmaktadır.

Her çağın kendine özgü zevkleri vardÄ... (Devam)
Diğer Konular 14 Mayıs 2013 Yorum yok
Devrik Cümle
DEVRÄ°K CÃœMLE

Dilimizin genel kuralı gereği yüklem cümlenin sonunda bulunur ancak şiir cümlelerinde ya da günlük konuşma cümlelerinde kullanılan, yüklemi sonda bulunmayan cümlelere devrik cümle adı verilir.

- Kına gibi derler o taraflarda iyi işlenmiş topraklara.

Güneşe gülümse içinde bulutlar birikse de. (Devam)
DiÄŸer Konular 09 Nisan 2013 Yorum yok
Deyimler
Birden çok sözcüÄŸün bir araya gelerek yeni bir anlam oluÅŸturduÄŸu öbeklerdir.
Özellikleri:
1. KalıplaÅŸmış sözlerdir. Üzerinde bir deÄŸiÅŸiklik yapılamaz.
2. Kısa ve özdürler.
3. En az iki sözcükten oluÅŸurlar.
4. Deyimlerde öÄŸüt verme yoktur, kiÅŸinin o andaki duygu ve düÅŸüncelerini dile getirirler.
5. Sözcükler genelde mecaz anlamlıdır.
Örnek:
EÄŸri büÄŸrü: Bazı yerleri eÄŸrilmiÅŸ, bükülmüÅŸ.
Kaynak: Deyimler SözlüÄŸü (Devam)
Sözcükte Anlam 03 Kasım 2012 Yorum yok
Deyimler
Deyim nedir?

Genellikle gerçek anlamı dışında kullanılarak ifadeyi zenginleştiren, iki veya daha fazla kelimeden oluşan kalıp­laşmış söz dizisine deyim denir.

Bütün dillerde olduğu gibi, Türkçe'de de çeşitli kalıplaşmış anla­tımlar vardır: tamlamalar, birleşik sözcükler, ikilemeler, atasözleri, de­yimler..

Deyim, en az iki sözcükten kurulan, konuşmada ve yazıda an­latım gücünü artıran, anlam yönünden yer yer mantık dışına taşan bö­lümleri olabilen, yapısındaki kimi sözcükleri anlam değişmesine uğra­yan, kalıplaşmış söz öbeklerine verilen addır. Eskiden, deyim sözcüğü­nün yerine tabir sözcüğü kullanılıyordu. Tabir tek bir sözcük de olabili­yordu. Oysa, deyimlerin temel özelliği en az iki sözcükten kurulu olmasıdır.

Deyimlerde anlam kalıplaşması (aktarımı) olayı görülür. Deyi­mi oluşturan iki ya da daha çok sözcükten bazen biri, bazen birkaçı, bazen de tümü anlam kaymas... (Devam)
DiÄŸer Konular 26 Haziran 2013 Yorum yok
Deyimler Ve Öyküleri
DEYİMLER VE ÖYKÜLERİ:

"BALIK KAVAĞA ÇIKINCA"

Anadolu ve Rumeli Kavağı semtlerinin kıyıları çok rüzgarlı ve akıntılı olduğu için buralarda balık avlanamazmış. Dolayısıyla balığın kavaklara çıkması ender rastlanan bir durummuş. Bir tarihte, balık alırken 2 kuruşluk fiyatı çok bulup fiyatı yarıya in­dirmesini isteyen müşteriye balıkçı, bir imkânsızın olurluğunu beklemesi gerektiği anlamında şöyle demiş: "Senin dediğin fiyat, ancak balık kavağa çıkınca olur."

m m

"ALNI AÇIK OLMAK"

Vaktiyle bir köyde biri kış mevsimine denk gelen bir zaman­da bir suç işlemiş ve ihtiyar heyeti suçluyu yollar açılıncaya kadar bir odada hapsetmeye karar vermiş. Sonra bakmışlar ki suçlu her gün kendi rızklarından üç öğün nasiplenip duruyor ve kış bir türlü bitmiyor, bir çözüm düşünmüşler: Suçlunun alnına zor çıka­cak cinsten bir mühür vurup salıvermişler. Suçlu salıverilmiş, ama mühür gör... (Devam)
DiÄŸer Konular 07 Nisan 2013 Yorum yok
Deyimlerin Yanlış Anlamda Kullanılması
DEYÄ°MLERÄ° YANLIÅž ANLAMDA KULLANMA

Bir cümlede deyim kendi anlamından başka bir anlamda ya da yanlış anlamda kullanılırsa anlatım bozukluğu meydana gelir.

- İnceden inceye düşünüp biranda karar verdi.

- Her işi kolayca yapar, eline yüzüne bulaştırır.

- Zamanım çok nasılsa, işim başımdan a$kın.

- Kızım iki gündür gözümde tütüyor. (Devam)
DiÄŸer Konular 20 Nisan 2013 Yorum yok
Didaktik Åžiir
Didaktik Şiir: Bilgi vermek ve eğitmek amacıyla yazılan, duygudan çok düşünceye ağırlık veren şiirlerdir.

Örnek:

Güzel dil Türkçe bize

BaÅŸka dil gece bize

İstanbul konuşması

En saf, en ince bize (Devam)
DiÄŸer Konular 16 Haziran 2013 Yorum yok
Dil Nedir
DİL: İnsanların birbirleri arasında anlaşabilmeye olanak sağlayan doğal bir vasıta, kendine özgü kuralları olan ve bu kurallar etrafında gelişebilen ve değişebilen canlı bir varlık, geçmişi, bilinmeyen zamanlara dayanan anlaşmalar sisteminin bütünüdür. (Devam)
DiÄŸer Konular 03 Nisan 2013 Yorum yok
Dillerin Sınıflandırılması
Kök (Menşei) Bakımından Dünya Dilleri:

Dünya dilleri, araştırmacılar tarafından ses ve biçim benzerlikleri açısından dokuz ana grupta ele alınmış ve birçok araştırmacı tarafından bu tasnif doğru olarak kabul edilmiştir. Bizim dilimiz, Ural - Altay Dil Ailesi'nin Altay koluna bağlıdır.

1. Hami - Sami Dil Ailesi:

A. Sami Dil Ailesi: İbranice, Akatça, Arapça, Aramice, Habeşçe, Eski Tunus dili

B. Hami Dil Ailesi: Kıptice, Eski Mısır dili,

C. Libya ve Berberi dilleri

D. KuÅŸitik Diller: Bedia, Somali, Galla, Saho, Afra, Agaw, Simidia

2. Hint - Avrupa Dil Ailesi

A. Hint - Ä°ran Dil Ailesi

I. Hint Dilleri: Vedikçe, Sanskritçe, Takritçe, Talice, Bengal, Mahrat, Urduca, Hintçe

II. İran Dilleri: Avesta, Pehlevice, Peştunca, Farsça, Afganca, Ermenice, Tacikçe ve bazı Kafkas dilleri

B. Avrupa Dil Ailesi:

I. Germen Dil Ailesi: Anglo-Sakson, İngilizce, Almanca ile İzlanda, Norveç, Hollanda, Danimarka, İsveç diller... (Devam)
Diğer Konular 06 Mayıs 2013 Yorum yok
Divan Edebiyatı Özellikleri
1. Arap ve İran kültürü, estetik anlayışı Divan edebiyatını önemli ölçüde beslemiştir. Sanatçılar, Arap ve İran sanat ' edebiyat geleneklerine bağh kalmışlardır.

2. Divan şiiri halktan kopuktur. Saray çevresi ve medreselilerin oluşturduğu, zevk aldığı bir edebiyat­tır.

3. İlk örnekleri 13.yüzyılda görülen Divan şiiri, varlığını, 19.yüzyılın ortalarına kadar sürdürmüştür. ilk Divan şairi dindışı şiirler yazan Hoca Dehhani'dir. İlk Divan şairleri, şiirlerinde ağırlıklı olarak Türkçeyi kullanmışlar ancak dil, 16. yüzyıldan sonra oldukça ağırlaşmıştır.

4. Toplumla ilgili konular işlenmemiş, bireysel konulara yer verilmiştir. Sanatçılar çeşitli olumsuz­luklar düzene değil, kişiye bağlamışlardır.

5. Aşk, şarap, tasavvuf, rintlik gibi değişmeyen konular işlenmiştir. Klasik aşk öyküleri, din ve ta­savvuf, felsefe..

5. Konudan çok, konunun işleniş biçimine (kurallara önem verm... (Devam)
DiÄŸer Konular 17 Haziran 2013 Yorum yok
Toplam 3 sayfa, 1. sayfadasın: 1, 2, 3, Sonraki
Son Ziyaretler:
CoÄŸrafya Sitesi Tarih Sitesi Matematik Sorusu