Bir cümlede ' genellikler sıralı ve birleşik cümlelerde- ilk cümle için kullanılan herhangi bir tümleç (nesne, dolaylı tümleç, zarf tümleci) ikinci cümle için kullanılıyorsa bu tümleçler ikinci cümleye uygunluk sağlamalıdır.
- Beni anlıyor ve cevap veriyordu, (bana)
- Şimdi eve git, ben arayınca dek ayrılma (Oradan)
- Zaman değerlidir, bu nedenle iyi değerlendirelim. (Zamanı) (Devam)
YAPI BAKIMINDAN CÜMLELER 1. Basit Cümle2. Birleşik Cümlea. Girişik Birleşik Cümleb. İç İçe Birleşik Cümlec. İlgi Cümlesid. Şartlı Birleşik Cümle3. Sıralı Cümleler4. Bağlı Cümle1. "ki"li Bağlı Cümleler 2. Diğer Bağlaçlarla KurulanlarSonuç
Cümleler, bildirdikleri yargı sayısına ve öğelerin yüklemle olan ilişkisine göre çeşitlere ayrılırlar. Cümlede bir ya da birden fazla yargı vardır. Başka bir deyişle birden fazla cümle bir araya gelip bir cümleymiş gibi görünebilir. Bir ceylan gibi ürktü. Tek yargıSevincinden ne yapacağını şaşırmıştı. İki yargıBu tür cümlelerde bazı öğeler ortak olduğu gibi öğelerin tamamı farklı da olabilir. Bu cümleler birbirlerine bazı bağlaçlar yardımıyla bağlanabildiği gibi anlam bakımından da bağlanabilirler. Saatine baktı ve... (Devam)
KONUSU: Lozan Barış Antlaşmasından sonra, Türkiye sınırları dışında kalan Türklerin uğradıkları eziyetler neticesinde, kaçarak ana vatana sığınmak isterlerken, yolları üzerinde rastladıkları bir yer altı şehri ve oranın insanları anlatılmaktadır.
ÖZETİ:
Kaçan üç kişi, Osman Baba, Sadık ve Celal. Peşlerinde askerler. Yüksek dağlara tırmanarak kurtulurlar. Bir krater gölünün yanında soluklanırlarken, bir kartalın pençesinde bir şeyle havalandığını görürler. Kartala taş atıp pençesindeki nesneyi düşürttüklerinde bunun bîr insan kolu olduğunu anlayınca üzülüp, dehşete kapılırlar. Belki de bu kol, Osman Baba'mn yaklaşık bir
ay önce....zulmünden kaçırttığı ..torununa ait olabilir. Merakla
uçurumun dibine İnerler. Bir krater gölünün kenarında, ne zaman oraya geldikleri ve ne zaman öldükleri belli olmayan beş altı kişinin cesedin... (Devam)
Bir gün Rum erenleri Taptuk'un tekkesinde toplanır, Taptuk cezbeye gelir ve Yunus-ı Guyende isimli bir erene: "Yunus söyle!" der, üç kez tekrar etmesine rağmen ondan ses çıkmaz. Bunun üzerene Yunus Emre'ye dönüp: "Bizim Yunus vakit oldu, o hazinenin kilidini açtık, nasibini alıverdin sen söyle." der. Bunun üzerine Yunus'un dili çözülür ve şiir söylemeye başlar. Yunus bütün Anadolu'da çok sevildiği ve sahiplenildiği için Sakarya, Kütahya, Bolu, Bursa, Afyonkarahisar, Erzurum, Ünye, Eskişehir, Tire, Sivas, Aksaray, Kırşehir, Keçiborlu, Uluborlu, Kula, Karaman şehirlerde de mezarı vardır. O, şiirlerinde mahlas olarak "Yunus Emre"den başka "Yunus, Bî-çâre Yunus, Koca Yunus, Yunus Dedem, Tapduk Yunus, Miskin Yunus, Derviş Yunus" gibi isimleri kullanmaktadır.
Yunus; Mevlana, Hacı Bektaş-ı Veli, Taptuk Emre ve Ahmed Yesevi den etkilenmiş ve istifade etmiştir.
"Ben" bir kişiyim, benim bir adım (Abdullah) var. "Ben" sözcüğü Abdullah yerine kullanılmıştır. 1. Kişi (Şahıs) Zamirleri Kişi adlarının yerine kullanılan sözcüklerdir. Ben, sen, o; biz, siz, onlar NOT: "kendi" sözcüğü dönüşlülük zamiridir. Cümle içinde genellikle pekiştirme görevinde kullanılır. Kişi zamirlerinin bütün özelliklerini "kendi" sözcüğünde de görebiliriz. Örnek: Bu resmi kendim yaptım. 2. Gösterme (İşaret) Zamiri Gösterme yoluyla adların yerini tutan sözcüklerdir. O, bu, şu, onlar, bunlar, şunlar Örnek: Şunun sesini kapatın (radyonun). NOT: "O" sözcüğü bir kişi yerine kullanıldıysa kişi zamiri, nesne yerine kullanıldıysa işaret zamiri olur. Örnek: O, benimle ilgilenmedi (O, kişi zamiri... (Devam)