Kitapta on iki tane masal bulunmaktadır. Bunların isimleri ise şunlardır: "Üç Peri Kızı", "Allı ile Fırfırı", "Oduncunun Karısı", "Mavi Benekli Firik", "Çobanla Bey Kızı", "Naz Kız", "Becerikli Kız", "Alaca Buluca", "Dünya Güzeli", "Balıkçı", "Kabak Donunda Kız" ve "Topal Dev".
Kitabı ismini veren "Allı ile Ftrfırı"nın özeti:
Zaman zaman içinde, mavi vaktin birinde, bir padiÅŸahın FirÂfiri isminde bir kızı varmış. Bu kız hem güzel, hem de zevzekmiÅŸ. Evlenecek yaşı geldiÄŸinde, kimseyi beÄŸenmediÄŸi için bir türlü evlenmiyormuÅŸ. PadiÅŸah bu duruma kızıyor, ancak biricik kızına bir ÅŸey söylemek istemiyormuÅŸ. Ancak, gun gelir canına tak der ve kızına evlenmeyi mecbur eder. Kız da, pencerenin önüne otuÂrur ve oradan ilk geçen adamı evlenmek üzere yanına çağırtır ve maksadını söyler. Adam, "Olur amma, benim evim barkım buralara çok uzak, ben buralı deÄŸilim" der.
Psikolojik yabancılaÅŸma ve yalnızlık temasını iÅŸleyen bir romandır. 1987'de aynı adla sinemaya aktarılmıştır. Yusuf Atılgan, Anayurt Oteli adlı romanında yalnız ve geçici iliÅŸkiler içinde bunalan, hayatı anlamlandıramayan, çaÂresiz bir kahramanın psikolojisi ustaca iÅŸlemiÅŸtir.
 Anayurt Oteli Kahramanları (Kişileri):
Zebercet: Romanın baÅŸkahramanıdır. Anayurt Oteli'nde doÄŸmuÅŸ ve hep burada yaÅŸamıştır. Ä°dealleri olmayan, bunalım içinde, tekdüze bir hayatı olan bir kiÅŸidir. Ortadan biÂraz uzunca boylu, koyu kahverengi saçlıdır.
Ortalıkçı Kadın: Anayurt Oteli'nde ev işlerine bakan, köyden gelmiş, ahlaki değerleri olmayan bir kadındır. Otuz beş yaşlarında, kumral saçlı bir bayandır.
Gecikmeli Ankara Treniyle Gelen Kadın: Yirmi altı yaÅŸlarında çok güzel bir bayandır. Yalnızca bir gece kalır otelÂde. Zebercet, kadından çok etkilenir.
Emekli Subay: Otelde bir hafta kadar ka... (Devam)
Adlar (Ä°simler) Varlıkları ve kavramları tanımamıza yarayan sözcüklerdir. Örnek: Ä°stanbul, bebek, ayı, kulak. Anlam Özelliklerine Göre Adlar 1. Özel Ad Tek varlığı karşılayan adlardır. Örnek: Ömer, Adana, Allah, Türkiye. Özellikleri: 1. Özel adlar daima büyük harfle baÅŸlar. Örnek: YeÅŸim bizi burada bekleyecekti. 2. Özel adlara gelen yapım ekleri kesme imiyle ayrılmaz. Örnek: Ä°ngilizce biliyor musunuz? 3. Özel adlara gelen çekim ekleri kesme imiyle ayrılır. Örnek: Bunu Ahmet'te de görmüÅŸtür. 4. Özel adlara getirilen "-ler" çoÄŸul eki sözcüÄŸe baÅŸka anlamlar katıyorsa kesme imiyle ayrılmaz. Örnek: Aliler akÅŸam bize gelecek. NOT: "gibi" anlamı taşıyanlar hariç: Ali'ler ölmez. 5. GüneÅŸ, dünya ve ay isimleri, astronomi (gökbilim) veya coÄŸrafya ile ilgili bir kavramın adı oldukla... (Devam)
1. Birbiriyle Karıştırılan Sözcükler Biçimce birbirine benzeyen ama anlam yönünden cümle içinde kullanımı uygun olmayan sözcüklerdir. Örnek: Kendinizi tanıştırır mısınız? "tanıtır mısınız" olmalıydı. 2. Gereksiz Kullanılan Sözcükler ve Yinelemeler Cümlede anlamdaÅŸ sözcüklerin veya gereksiz sözcüklerin kullanımından kaynaklanır. Örnek: Mevcut paramızı çar çur etmeyelim. 3. Yardımcı Eylemlerin Gereksiz Kullanılması Et-, ol-, kıl-, ey- yardımcı eylemleri genelde yabancı dillerden dilimize girmiÅŸ isimlerin sonuna gelerek bileÅŸik eylem oluÅŸturur. Bu eylemler Türkçe sözcüklere getirildiÄŸinde yanlışlık yapılmış olur. Örnek: arzu etmek, zannetmek, hissetmek olur ancak umut etmek olmaz. 4. Anlamca ÇeliÅŸen Sözlerin Bir Arada Kullanılması Zıt anlamlı sözlerin bir arada kullanılmasında... (Devam)
Tazarımızın en önemli kitaplarından biri olan bu eserde beÅŸ ÅŸehir ele alınmaktadır. Bu ÅŸehirler: Ä°stanbul, Ankara, Konya, ErÂzurum, Bursa ÅŸehirleridir. Tanpınar, bu kitabın konusu için: 'Hayatımızda kaybolan ÅŸeylerin ardından duyulan üzüntü ile yeniye karşı beslenen iÅŸtiyaktır.' demiÅŸtir.  Ahmet Hamdi Tanpınar'ın sürükleyici anlatımı, etkileyici üslubu ve mükemmel gözlemleri bir araya gelince edebiyatımızın en önemli eserlerinden biri ortaya çıkmıştır, Türk Edebiyatında en deÄŸerli denemelerden kabul edilmektedir. Ahmet Hamdi'nin bu dışında MEB tarafından, Sahnenin Dışındakiler adlı eseri de Yüz Temel Eser arasında seçilmiÅŸtir.
Beş Şehir Özeti
Ä°stanbul
Asıl Ä°stanbul, yani surlardan beride olan minareyle camiÂlerin ÅŸehri, BeyoÄŸlu, BoÄŸaziçi, Ãœsküdar, Erenköy tarafları, Çekmeceler, Bentler, Adalar, bir ÅŸehrin içinde âdeta baÅŸka baÅŸka coÄŸrafyalar gibi kendi güzellikleriyl... (Devam)
a. Asıl olarak dilimizde, her cümle büyük harfle başlar. Cümle sonu işaretlerinden sonra (nokta, soru işareti, ünlem işareti) büyük harfle devam edilir;ancak bazı şiirlerde bu kurala uyulmayabilir.
- Niye canını sıkıyorsun? Ben senin başaracağına eminim.
b. Özel adların (isimlerin) her sözcüğü büyük harfle başlar:
- Mustafa Kemal Atatürk, Ali Bey, Türkiye Cumhuriyeti, Tekir, Vatan Caddesi, Marmara Denizi, Kızılay, Türk Dili Dergisi, Türkçe, Mars..
c. Mektuplarda ve resmi yazışmalarda hitap sözcükleri büyük harfle başlar:
- Sevgili KardeÅŸim,
d. Belirii bir günü bildiren tarihlerde ay ve gün adlan büyük harfle başlar.
- 17 Haziran Pazar günü
e. Yazı başlıklarını her sözcüğü büyük harfle başlar:
Milli ÅŸair unvanı verilen Mehmet Emin Yurdakul'un Türk ÅŸiirinde açtığı çığırı Ahmet Hikmet MüftüoÄŸlu ÇaÄŸlayanlar'da hikayeleriyle devam ettirmiÅŸtir. Yazar, bu eserdeki hikayeleÂrinde Türk destanlarından, tarihinden, faydalanmış; Trablus, Balkan, I. Dünya savaÅŸlarında yaÅŸanan olayları anlatmıştır. Ahmet Hikmet MüftüoÄŸlu'nun  1922'de yayınlanan ÇaÄŸlayanlar adlı kitabı 18 parçadan ibarettir. Milli edebiyatımız içinde uyandırdığı milliyetçilik duygularıyla çok önemli bir yere sahiptir. ÇaÄŸlayanlar hikayelerindeki kahramanların isimleri ÅŸunlardır: Alparslan Masalı, Yarayı Kanatan, Ãœzümcü, Sümbül Kokusu, Ä°nci, Yakarış, Bekir ile Tekir, AyÅŸe Kızla Vato, MaviÅŸ.
Çağlayanlar Kitabının Özeti
Sümbül Kokusu
Pazar günü, Budapeşte Darülfünunu Tabiiyyat şubesinde öğrenim gören Hüseyin Arif, Macaristan'ın dar sokaklarından birinin kasvetli, dar evlerinden birinde, gazete okumaktadır. Gazetede Çanakka... (Devam)
Türkler, VIII. yüzyılda Orta Asya'dan batıya doÄŸru göç edince yeni bir din olan Ä°slamiyetle tanışırlar. Kısa sürede kitÂleler hâlinde müslümanlaÅŸan Türkler, doÄŸal olarak bu dinin etrafında geliÅŸen kültür ve medeniyeti de benimserler. Ancak Türklerden önce bu dini kabul etmiÅŸ olan Araplar ve Ä°ranlılar, Ä°slam medeniyeti etrafında bir de edebiyat ortaya koymuÅŸÂlardır. Ä°ÅŸte Ä°slamiyeti kabul eden Türkler, kendilerinden önce geliÅŸtirilen bu edebiyattan büyük oranda etkilenirler ve çok geçmeden yeni edebi ürünler vermeye baÅŸlarlar.
Bu yeni süreçte Türkçe temelde iki ayrı koldan ilerler ve iki ayrı edebiyat dili oluÅŸturur. Bunlar: l.Orta Asya Türk lehÂçesi olan DoÄŸu Türkçesi(sırasıyla Karahanhca, Harezmce ve ÇaÄŸatay Türkçesi) etrafında geliÅŸen edebiyatla, 2.Anadolu Türk lehçesi olan Batı Türkçesi (OÄŸuz Türkçesi: Osmanlıca) etraÂfında geliÅŸen edebiyat.
Eldeki kaynaklardan anlaşıldığı kadarıyla bu dönemd... (Devam)
(Kitapta "Uç Elma", 'Sedef Bacı", "Gelincik Günü", "Hamur Bebek", "Tasa KuÅŸu", "Köse Dağı", "Ak Gün, Kara Gün" ve "Perili El" isimlerinde 8 masal yer alÂmaktadır.)
ÜÇ ELMA:
Bir varmış, bir yokmuş, develer tellal iken, pireler berber i-ken, ben anamın beşiğin tıngır mıngır sallar iken bir memleketin birinde, iyiler iyisi bir padişah varmış. Her şeyi varmış, ama hiç çocuğu yokmuş. Yaşı ilerledikçe, bu yüzden kederi artıyormuş..
Bir gün akıllı bir pir-i fani, padiÅŸahın derdini öğrendikten sonra, "kolayı var" demiÅŸ. "Siz ÅŸimdi bir bahçe yaptırın, içinde güller, çiçekler, havuzlar, daha neler neler olsun"..PadiÅŸah, bir bahçe yaptırdı ki dillere destan . Ama gel gelelim, ne evlat var ne de bir müjdeli haber..Bu sefer de kafası iyice bozulur ve baÅŸlar bahçeyi dağıtmaya..Ezer, çiÄŸner, dağıtır. Hanımı güç bela, yalvar yakar durdurabilmiÅŸ. Zaten hanımı, bahçe yapıldığı gÃ... (Devam)
Dilimizde eylemlerin üzerine gelerek onlardan adlar (isimler) türeten eklere Fiilden İsim Yapan Ekler adı verilir. En çok kullanılanlar şunlardır:
1954 yılında yayınlanan Gazoz AÄŸacı, Sait Faik Hikaye Ödülü'nü almıştır. Sabahattin Kudret Aksal'in hikayeleri Sait Faik Abasıyanık Hikayelerini hatırlatır. Avare insanların anlık yaÅŸamları, aile içindeki sarsıntılar, yakınların ölümü, ihaneti, çocukluÄŸunda ve ilerleÂyen yaÅŸamında gözlemlediÄŸi olaylar hikayelerinin konusunu oluÅŸturur. Gazoz AÄŸacı'nda da benzer konuları iÅŸlemiÅŸtir. GaÂzoz AÄŸacı isimli hikâye kitabında yer alan bazı hikâyelerin isimleri ÅŸunlardır: Bir Dostluk, Hayriye Hanım, Bizim Olan Sokaklar, Çekirdek, Gazoz AÄŸacı.
Gazoz Ağacı Kahramanları (kişileri)
Saim: Hikâyenin baÅŸkahramanıdır. Ä°stanbul'un kenar mahallerinde yaÅŸayan, hovarda bir gençtir. Sorumluluk duyÂgusundan yoksun, annesinin emekli maaşıyla geçinen, iÅŸsiz, kahvede oyun oynamaktan baÅŸka bir ÅŸeyle ilgilenmeyen bir kiÅŸidir.
Melahat: Saim'in âşık olduğu genç kız. Aynı mahallede, sıradan bir hayat sürmektedir. Basit, sade, e... (Devam)
BaÅŸgil, bir ilim adamı olmasına raÄŸmen onun en çok okunan eseri "Gençlerle BaÅŸ BaÅŸa" isimli kitabı olmuÅŸtur. YaÂzar bu eserinde "babacan ve sevecen" bir üslup yakalamış ve gençlere öğütler vermiÅŸtir. Bu öğütler daha çok onun yaÂÅŸadıkları tecrübelerden oluÅŸmaktadır. Ãœslup olarak Yusuf Has Hacip ve Ali Åžir Nevai gibi eski Türk bilgelerini hatırlatan BaÅŸgil, kendini milletine karşı sorumlu hissetmiÅŸ ve gençlerin iyi yetiÅŸmesi, hatalardan mümkün olduÄŸu kadar korunması için yılların birikiminden yararlanarak böylesine güzel bir eser ortaya koymuÅŸtur.
Eser 7 bölümden oluÅŸur. Bunlar sırasıyla; "Muvaffak OlÂma Yolunun Tehlikeleri ve Düşmanları", "Muvaffak Olmanın Åžartları", "Terbiyenin Ruh ve Karakter Ãœzerindeki Tesiri", "Muvaffakiyet ve Verimli Çalışma", "Çalışma Hayatının ve Umumiyetle Muvaffak Olmanın Kanunları" ÅŸeklindedir.
Gençlerle Baş Başa'dan
Muvaffak Olma Yolunun Tehlikeleri ve Düşmanları
KONUSU: Kitapta, her ne olursa olsun, saflık ve dürüstlüÂğün bir gün mutlaka kazanacağı teması iÅŸlenmektedir.
Küçük Heidi annesini ve babasını küçük yaşta kaybeder. Teyzesi Heidi'ye sekiz yaşına kadar bakar. Bundan sonra küçük kıza büyük babası bakacaktır. Büyük baba görünüşte aksi bir adamdır. Alp dağlarındaki kulübesinde yalnız yaşamaktadır. Heidi'nin gelişi ile her şey çok daha eğlenceli ve güzeldir. Heidi dağlarda küçük çoban Peter ve keçileriyle mutlu günler geçirir.
Heidi Doruklarda:
Alp dede, zamanında büyük bir çiftlik sahibi iken, içki ve kumar yüzünden sıfırı tüketince, bulunduÄŸu topraklan terk etmiÅŸ; uzun yıllar sonra, yanında yetiÅŸkin oÄŸlu Tobias ile geri dönmüştü. Tobias, Heidi'nin annesi ile evlenmiÅŸ; bir yıl sonra, Heidi doÄŸmuÅŸÂtu. Ancak, zavallı kızın babası feci bir iÅŸ kazasında Ölmüş, çok geçmeden annesi de bu dünyadan göç etmiÅŸti. H... (Devam)
Romanda, bir aÅŸk anlatılırken, aynı zamanda SulÂtan Abdülaziz dönemi Türkiye'sinden görüntüler de verilmektedir.
MeÄŸer roman yazmak ne güç bir Ä°ÅŸmiÅŸ! Saatlerdir iki cümleyi bir araya getiremiyorum. Oysa ki, kolay sanıyordum. Ben ki, ne kadar çok kitap okudum. Bunların etkisinde kalarak, hayatımın romanını yazmaya karar verdim. Çok müsvedde karaladım, bakÂtım ki yazdıkça anlatmak istediÄŸim konudan uzaklaşıyorum, ben kelimelere hakim olacağım yerde, onlar beni alıp sürüklüyorlar.
Evet, ben bu satırları yazan bin faciadan arta kalmış kırk beÅŸÂlik, ellilik Münire kadın, "Ben otuz beÅŸ yıl, hep aynı erkeÄŸin aÅŸkı ile yanıp kavruldum" demekten baÅŸka söyleyecek bir söz bulamıyorum. Aslında, Cemil Bey'i ne zaman, kaç yaşımda sevÂmeye baÅŸladığımı da tam olarak bilmiyorum. Daha küçük yaÅŸlarÂda, oÄŸlan olsun, kız olsun onu bütün arkadaÅŸlarımdan kıskanırÂdım. Bir gün, oyun esnasında Cemil Bey'i SÄ... (Devam)
Kitabın yazarı bu eseri için ÅŸunları söylemektedir: "Bu kitap ne bir hikâyedir ne masal ne de roman.. Zamanı, meÂkânı, vakaları, ÅŸahısları, isimleri hatta vakalarının seyri, sırası ve detaylarının yüzde doksanı ile otantik ve yaÅŸanmış bir devrin, gerçek ve yaÅŸanmış bir hayat tablosudur." Samiha Ayverdi'nin Ä°brahim Efendi Konağı adlı eseri hem bir ailenin hem de bir devÂletin dramıdır. Eserdeki hikaye, görkemli bir konakla birlikte muhteÅŸem bir devletin yıkılışıdır. Pek çok yazar Ä°brahim EfenÂdi Konağı'nı yazarın en büyük eseri olarak görmektedir.
İbrahim Efendi Konağı Kahramanları (Kişileri):
ibrahim Efendi: Meclis-i Maliye reisidir. 80 yaşındaki Ä°brahim Efendi varlıklı, nüfus sahibi bir kiÅŸidir. GeniÅŸ bir çevÂresi vardır. Tam bir Osmanlı aristokratıdır.
Hilmi Bey, Bahise Hanım: Ä°brahim Efendi'nin karÂdeÅŸleridir.
İsim, duygu ve düşüncelerimizi karşılayan, varlıklara ad olan sözcüklerdir. Ateş, su, insan..
Not: Bir sözcüğün isim olup olmadığını o sözcüğe ekleyeceğimiz -mek, -mak ekiyle anlarız. Anlam bozulmuyorsa sözcük fiildir. Anlam bozuluyorsa sözcük isimdir.
Örnek: gel-mek (fiil) kalem-mek (isim)
git-mek (fiil) çocuk-mak (isim)
Not: Kökteş söcüklerde bu kurala uyulmaz. Sözcüğün cümle içerisindeki anlamına bakılır. Sözcük eylem bildiriyorsa fiil, eylem bildirmiyorsa isim olarak nitelendirilir.
Örnek: Boya yine yetmeyecek. Sıva için kum gerekiyor.
Karşı duvarı son boya baba. Kollarını özenle sıva.
İSİM ÇEŞİTLERİ
A. SAYILARINA GÖRE İSİMLER:
1.Tekil İsim: Sayıca tek bir varlığı karşılayan isimlerdir. İnsan, ağaç, asker..
Not: Kimi tekil isimler herhangi çokluk eki almadığı halde aynı cinsten birden çok varlığı karşılayabilirler.
İsim, duygu ve düşüncelerimizi karşılayan, varlıklara ad olan sözcüklerdir. Ateş, su, insan..
NOT: Bir sözcüğün isim olup olmadığını o sözcüğe ekleyeceğimiz -mek, -mak ekiyle anlarız. Anlam bozulmuyorsa sözcük fiildir. Anlam bozuluyorsa sözcük isimdir.
Örnek: gel-mek (fiil) kalem-mek (isim)
git-mek (fiil) çocuk-mak (isim)
Not: Kökteş söcüklerde bu kurala uyulmaz. Sözcüğün cümle içerisindeki anlamına bakılır. Sözcük eylem bildiriyorsa fiil, eylem bildirmiyorsa isim olarak nitelendirilir.
Örnek: Boya yine yetmeyecek. Sıva için kum gerekiyor.
Karşı duvarı son boya baba. Kollarını özenle sıva.
İSİM ÇEŞİTLERİ
A. SAYILARINA GÖRE İSİMLER:
1.Tekil İsim: Sayıca tek bir varlığı karşılayan isimlerdir. İnsan, ağaç, asker..
Not: Kimi tekil isimler herhangi çokluk eki almadığı halde aynı cinsten birden çok varlığı karşılayabilirler.
Kitap en iyi dosttur. Çocuk daima ilgi bekler... (Devam)