a. Tevhit: Sözlük manası birlemek demektir. Tanrının birligini ve yüceliğini anlatan şiirlere tevhid denir. Genellikle kaside biçiminde yazılırlar. Tevhitlerde Allah'ın büyüklüğü, sıfatları, kudretinin sonsuzluğu, hiçbir şeyin ona eş ve benzer olamayışı, bütün kudret ve ilimlerin ona ait oluşu gibi özellikler sanatlı bir üslupla anlatılır. Divan edebiyatı nazım türlerinden gazel, kaside ve mesnevi biçimlerinde kaleme alınmışlardır.
b. Münacaat: Konusu Allah'a yakarış ve dua olan şiirdir. Zaman zaman nesir şeklinde de münacatların yazıldığı görülür. Kelime olarak fısıldama, kulağa söyleme, Allah'a dua etme, yalvarma anlamına gelir. Mensur münacatlara tazarru-name ve münacatname adı verilmiştir. Bunlar içinde en önemlisi Maazoğlu Yahya'nın Münacatname'si ile Sinan Pa-şa'nın Tazarruname'sidir. Münacatlar her tür nazım şekliyle yazılmakla beraber genellikle kaside, zaman zaman da gazel, kıta, mesnevi biçiminde yazılmıştır. Türk edebiyatına 13. yüzyıldan sonra giren münacat Divan şairleri tarafından genellikle divanlarının başına konulmuştur. Münacatlarda ayet ve hadisler iktibas yapılarak dinî hadiselere telmihte bulunulur Allahu Teâlâ'nın kudret ve azametine dikkat çekilerek insanın acizliği nazara verilir ve kurtuluş ve ümit kapısı olarak Allah'a dua ve niyazlarda bulunulur.
c. Naat: Şairlerimizi asırlar boyunca naat vadisine sevk eden, binlerce naatın kaleme alınmasındaki tertip hususiyeti dışındaki asıl sebepler Hz. Peygamber'i övmekte Cenab-ı Hakk'a uyma arzusu, O'na duyulan sınırsız sevgi ve O'nun şefaatine nail olma ümididir. Kelime olarak bir kimsede bulunan özellikleri methederek anlatmak anlamını taşır. Edebi bir terim olarak da; Hz. Muhammed (s.a.s)'in methini konu edinen, O'nu övme amacıyla yazılan manzum ve mensur eserlere verilen bîr İsim, bir türün adıdır.
d. İlahî: Allah sevgisini dile getiren tasavvufi görüş ve anlayışın samimi bir şekilde dile getirildiği manzumelerdir. Şekil olarak koşma biçiminde olup dörtlüklerden oluşur. Son dörtlükte şairin adı veya mahlası geçer. Genelde 7'li hece ölçüsü kullanılır. Bazı ilahîlerde aruz vezni kullanılmıştır. Aruz vezninin kullanıldığı ilahîler gazel şeklindedir Dini törenlerde ve dergâhlarda kendine özgü bir makamla söylenir. İlahîler dörtlükler ya da beyitlerle yazılırlar. Dörtlüklerle yazılanlar genellikle 7'li, 8'li bazen de ll'li hece ölçüsü ile koşma uyak düzeninde yazılır. Beyit ile yazılanlar ise genellikle 11,14 ve lö'lı hece ölçüsü ile bazıları ise aruz ölçüsüyle yazılır. Alevi-Bektaşi âşıklarınca yazılan ilahîlere nefes, Mevlevilerin sema meclislerinde söyledikleri ilahîlere ayin, Gülşeni tarikatında ayinler sırasında okunan konusu Allah sevgisi olan samimi söyleyişler içeren şiirlere tapuğ , Mevlevi dışındaki tarikatların hemen hepsinde bulunan fakat genellikle Halveti Tarikatına mensup kişilerce zikrin birinci bölümünü teşkil eden Kelime-i Tevhid'den sonra İsm-i Celal zikrine geçmeden önce verilen, orada bir yada iki zakir tarafından her makamdan okunan, serbest olarak bestelenmiş Türkçe manzumelere durak, Mevlevi ve Bektaşi dergâhları dışında topluca okunan ilahîlere de cumhur adı verilir.
e. Hikmet: Bu tür Ahmet Yesevi tarafından yazılan didaktik (öğretici) türden dinî ve tasavvufi halk edebiyatında şairin sezgilerine ve anlayışına göre tasavvuf konularını işleyen şiirlere denir.
h. Devriye: Dinî ve tasavvufi halk edebiyatında devir nazariyesini işleyen şiirlerdir. Yaratılışın başlangıcı ve sonu, varlığın nereden gelip nereye gittiği bu ikisi arasındaki safhaların tasavvufi izahlarının yapıldığı şiirlerdir. Devriyeler kâinatın ve insanın Allah'tan çıkıp, tekrar Allah'a dönmesi felsefesine göre yazılan tasavvufi şiirlerdir.
ı. Şathiyye: Dini ve tasavvufi halk şiirinde genel olarak ilk bakışta kastettiği anlam anlaşılamayan mizahi bir üslupla yazılmış manzumelere şathiyye adı verilir. İnançlar üzerine sakalı bir biçimde yazılan ifadelerden oluşan şathiyye türünde Yunus Emre ve Kaygusuz Abdal eser vermiştir. Şathiyeler, mutasavvuf şairlerce söylenmiş ya da yazılmış, tasavvufi i-nançlan dile getiren, anlaşılması yorumlanmasına bağlı şiirlerdir.
i. Nutuk: Tekkelerde tarikat ulularının özellikle tarikata yeni girecekler için tarikatın adab ve erkanının anlatıldığı eğitici mahiyette olmak üzere söyledikleri şiirlere verilen addır.
j. Deme: Alevi tarikatından olan tasavvuf şiirlerinin tarikatlarını ve hareketleriyle ilgili temaları işleyen, sorunlarını konu edinen şiirlerine "deme" adı verilir. Genellikle 8'li hece ölçüsüyle yazılan demeler saz eşliğinde kendine özgü bir makamla söylenir.
k. Düvaz: Daha çok Alevi-Bektaşi şairlerince söylenen Düvaz imam, düvaze, imam da denilen düvazlar On İki İ-mam'ı öven nefeslerdir.
Aruz Ölçüsüne Dayalı Türler
a. Divan: Saz şairlerinin aruz ölçüsüyle yazdığı şiirlerinin çoğu aruz ölçüsünün 3x failatün..failün kalıbıyla yazılan şiirlerdir. Bu şiirlere divan adı verilir. Divanlar özel bir ezgiyle söylenir. Divanlar, gazel, murabba, muhammes, müseddes, musammat şeklinde olabilir. Divana saz şairleri "divani" adını verir. Divanın ayaklı veya yedekli çeşitleri vardır. Ayaklı divan, aruzun fâilâtün fâilün kalıbıyla yazılır.
b. Selis: Saz şairlerinin feilâtün (fâilâtün), feilâtün, fe-ilâtün feilün kalıbıyla yazdıkları şiirlere "selis" denir. Genellikle 19. yy âşıkları tarafından kullanılan selisin en fazla yazılan tipi gazel biçiminde olanıdır. Hece ölçüsünün on beşli kalıbına da uyan selislerin en belirgin özellikleri farklı bir ezgiye sahip olmalıdır.
c. Semaî: Aşık edebiyatında hece ölçüsü İle yazılan semaîlerden başka bir de Divan Edebiyatının etkisi ile aruzla yazılmış semaîler bulunmaktadır. Semaî aruz ölçüsünün me-fâilün / mefâilün / mefâilün / mefâilün kalıbıyla yazılan ve özel bir beste ile okunan Aşık Edebiyatı ürünüdür. Semailer; gazel, murabba, muhammes, müseddes şekillerinde olur. Yedekli semaînin ziyadesi mefâilün mefâilün kalıbıyla yazılır.
d. Kalenderi: Aruzun, mefûlül mefâîlül mefâîlül feûlün kalıbıyla yazılan şiirlerdir. Özel bir ezgiyle söylenir. 7+7=14 heceden ibaret oluşu onların hece ölçülü yazıldığına da işaret eder. Tarihte kalenderîler batini bir tarikat olarak ortaya çıkmıştır. Kalenderîler değişik şekilde yazılabilir. Ayaklı kalenderi ile hece ölçüsüyle dörtlük biçiminde yazılan kalenderîlere de rastlanır.
e. Satranç: Aruzun (4x müfteilün) kalıbıyla yazılan şiirlerdir. Gazel şeklinde yazılırlar. Satranç, musammat beyitlerden oluşur. Hece ölçüsünün 8+8 kalıbına uyar.
f. Vezn-i Aher: Aruzun 4x müstefilâtün kalıbıyla yazılan şiirlerdir. Vezn-i âherde her dize ilk üçü birbiriyle kafiyeli dört eşit parçaya bölünmüştür. Her parça ardından gelen dizenin başında tekrarlandığı gibi öteki parçalarda aynı dizede birbirini izler.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.