KONUSU: Osmanlı İmparatorluğu'nun dört kıtada at koşturduğu dönemlerde, denizlerin de, Türk Donanmalarının egemenliği altına girmesi anlatılmaktadır.
Fatih Sultan Mehmet, Midilli adasını fethettiği zaman, adanın güvenliği için gazilerden 200 kadar yeniçeri ve bir miktar sipahi bırakır. Aynı zamanda da belirli bîr sayıda Türk ailesini de buraya yerleştirir. Yenice Vardarlı Yakup isimli sipahi de bunlardan birisidir. Yakup'un bir müddet sonra İshak, Oruç, Hızır ve îlyas isminde dört oğlu olur. Yakup onları, iyi birer asker olarak yetiştirmek için her türlü gayreti gösterir, fedakârlığı yapar.
Hedefleri birer kahraman olmak olan kardeşler, önceleri kendileri için denizde korsanlığa başlarlar. Kısa sürede gelişir, güçlenir ve denizlerde nam salarlar. Tabu, bu iş o kadar kolay olmaz. Yaptıkları savaşlarda İlyas ve Oruç Bey'ler şehit düşerler.
Hızır Reis, liderliği üstlenir ve denizlerde Türk bayrağını hakim kılar. Tunus ve Cezayir'i ele geçirerek, Akdeniz'i bir Türk denizi haline getirir. Yavuz Sultan Selim, kendisine yaptığı bu hizmetlerden dolayı hem "Hayrettin" ismini, hem de Tunus ve Cezayir Beylerbeyliğini verir. Bundan sonra "Barbaros Hayrettin Paşa" olarak anılır.
Barbaros Kardeşler, yaptıkları deniz seferleri ile Akdeniz'de kıyısı olan devletlere ve Haçlı donanmalarına büyük kayıplar verdirdiler. 1538 yılında, kendilerinden kat be kat üstün olan Andrea Dorya komutasındaki hemen hemen bütün Avrupa'nın ortak gücü olan donanmalarına karşı, Preveze'de büyük bir zafer kazandılar.
Barbaros Hayrettin, tüm bu zaferlerden sonra İstanbul'a davet edildi ve bizzat Kanuni Sultan Süleyman tarafından büyük bir törenle karşılandı. Kendisine Kaptan-ı Derya'hk unvanı verildi (Deniz Kuvvetleri Komutanı). O günden sonra artık İstanbul'da yaşadı ve 1546 yılında vefat etti.
Mezarı ve heykeli bugün İstanbul Beşiktaş iskelesi önünde bulunmaktadır.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.