Y Harfi - Türkçe Sitesi
HarfŞu anda Y harfi ile başlayan içerikler görüntüleniyor.
Bu harfle başlayan toplam 32 içerik bulunuyor.
Y Sözlüğü (Deyim)
Yabana atmak (bir şeyi) : Onu önemsememek, önemsiz görmek.

Ya bu deveyi gütmeli, ya bu diyardan gitmeli: "Ya buranın koşulları­na uyup çalışırsın ya da buradan gidersin." anlamında, tehdit yollu söylenir.

Ya dayak (sopa) yememiş, ya sayı bilmiyor: Özellikle parayla ilgili bir konuda aşın bir görüş belirten kimsenin bu durumu için söylenir.

Ya devlet başa, ya kuzgun leşe : "Öyle bir işe girişiyorum ki ya başa­rırım ya da yok olur giderim." anlamında.

Yağ bağlamak : -1. Semirmek, şişmanlamak. -2. İçi rahatlamak, sevin­mek.

Yağcılık etmek (birine) : Ona dalkavukluk etmek, onun hoşuna gide­cek sözler söylemek:

Yağ çekmek (birine): Çıkan İçin karşısındakine hep güzel şeyler söy­lemek, onu pohpohlamak.

Yağ döksen yalanır : Çok temiz, tertemiz bir (yer).

Yağ gibi kaymak (gitmek) : (Taşıt, araba) Aksamadan, sarsılmadan hızla gitmek.

Yağlayıp ballamak : Abartılı biçimde-anlatarak övmek.

Y... (Devam)
DiÄŸer Konular 13 Haziran 2013 Yorum yok
Yaban
Roman Hakkında Bilgi:

Yapıt, "tezli roman" niteliği taşımaktadır.

Roman, Kurtuluş Savaşı yıllarında, bir Orta Anadolu köyünde geçer. Ahmet Celâl'in hatıra defteri olarak anlatılır.

Cumhuriyet Halk Parti'sinin 1942 yılında açtığı roman yarışmasında Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun "Yaban" romanı ikinci olmuştur. Anı türünde yazılan romanda köylü ile aydın arasındaki tezat, realist bir şekilde anlatılmak­tadır. Roman, etkileyici bir dille yazılmıştır; fakat romanda köy­lüye olumsuz yaklaşılmıştır.

Roman Kişileri (Kahramanları)

Ahmet Celal (Yaban): Celal, I. Dünya Savaşında ko­lunun birini kaybetmiş bir yüzbaşıdır. Vatanını çok seven bir aydın tipidir. Köylü ile arasında büyük bir uçurumu gören, pek çok bakımdan onları küçümseyen bir kişidir.

Emine: Sıradan bir köylü kızıdır. Celal, özellikle ona kar­şı maddi bir aşk duyar. Çünkü sevdiği bu kızla ortak hiç bir yanı yoktur.... (Devam)
DiÄŸer Konular 27 Nisan 2013 Yorum yok
Yabancı Sözcüklerin Yazılışı
YABANCI SÖZCÜKLERİN YAZIMI

a. Baş tarafında veya sonunda İki sessiz harf (ünsüz) bulunan yabancı kelimeler yazılırken ünsüzler arasına ünlü giremez:

tren => doÄŸru

tiren => yanlış

plan => doÄŸru

pılan => yanlış

film => doÄŸru

filim => yanlış

b. Yabancı sözcüklerdeki "g" ler "ğ" ye çevrilemez:

DoÄŸru program paragraf monolog

Yanhs program paragraf monolog

c. " 'Yabancı sözcüklerdeki iki ünlünün arasına "v,y" ünsüzleri girmez:

repertuar => DoÄŸru

kuaför => Doğru

repertuvar => Yanlış

kuvaför = Yanlış (Devam)
Diğer Konular 21 Mayıs 2013 Yorum yok
Yağmur Yağdıran Kedi
YAÄžMUR YAÄžDIRAN KEDÄ°

 

Yağmur Yağdıran Kedinin Ayağı:

 

Alfonso isimli büyük kediyi, akşamüzeri, ayağını kulağının üzerinden geçirirken görünce, "Yağmur yağacak." dediler. Gerçek­ten de, bir gün sonra gün boyu yağmur yağdı. Büyükler tarlaya çalışmaya gidemedikleri için Öfkeliydiler. Oynayan çocuklara bakıp bakıp söyleniyorlardı. Kediye de kızıyorlardı: "Ambarlarda fareler cirit atıyor, bu burada yan gelmiş yatıyor." diyorlardı.

Çocuklar oyun oynarken, yüzyıllık çini tabağı kırdılar. Aile­leri onlara oyun oynamayı, yemek yemeyi yasakladıkları gibi, yarın yağmur yağmazsa, yaşlı Melina teyzeye bir kavanoz reçel götüreceklerini de eklediler.

Alfonso bulunduğu yerden: "Bir tabak için bu kadar ceza çok." dedi. Büyükler, "Hep aynısınız, birbirinizi tutuyorsunuz." deyince, Alfonso'da "Şayet böyle konuşursanız, ben de giderim." deyip, pence­reden dışarı çıktı. Çocuklar, yağmur... (Devam)
DiÄŸer Konular 05 Haziran 2013 Yorum yok
Yahya Kemal Beyatlı
1884-1958 yılları arasında yaşamıştır. İlk öğrenimini Üsküp'te tamamladı, Orta öğrenimini ise 1902′de geldiği Vefa Lisesi'nde gördü. Bir süre sonra da 1903 yılında Paris'e giden Yahya Kemal Beyatlı, Fransızca öğrendikten sonra Siyasal Bilgiler Fakültesi'ne girdi. Dokuz yıl kaldığı Paris'ten 1912′de İstanbul'a döndü. 1915-1923 yılları arasında İstanbul Üniversitesi'nde çeşitli dersler okuttu. 1923 yılında ise Urfa milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne girdi. Ardından 1926 yılında Varşova, 1929 yılında da Madrid Orta Elçiliklerine atandı. Yurda döndükten sonra ise önce 1935-1942 yıllarında Tekirdağ, 1943-1946 yılları arasında ise İstanbul milletvekilliği yaptı. 1948 yılında yeniden büyük elçi olarak Pakistan'a gitti, bir yıl sonra emekliye ayrılarak yurda döndü. Memleketi Üsküp'ün ve Paris'in etkisi Yahya Kemal'in şiirlerinde görülmektedir. Yahya Kemal Beyatlı, olgunluk devrinde şi... (Devam)
Diğer Konular 15 Mayıs 2013 Yorum yok
Yakup Kadri KaraosmanoÄŸlu
1889 yılında doğmuştur. Öğrenimini, Mısır ve Anado­lu'da yapmıştır. Yakup Kadri Karaosmanoğlu önce Fecr-i Ati Edebiyatı içinde yer almıştır. Gazetecilik, öğretmenlik, milletvekilliği, elçilik gibi çok çeşitli görevlerde bulunmuştur. Yakup Kadri, 1974'te vefat etmiştir. Roman, gezi notları, siyasal makale ve fıkralar, mensur şiirler yazmıştır. Ro­manlarında kronolojik olarak Türk toplumunun yaşadığı de­ğişiklikleri görmek mümkündür. Roman tekniğini mükemme­le ulaştırmıştır. Başlıca eserleri, Yaban, Ankara, Kiralık Konak, Sodom ve Gomore' Okun Ucundan, Erenlerin Bağından'dır. (Devam)
DiÄŸer Konular 02 Haziran 2013 Yorum yok
Yalnız Efe
YALNIZ EFE

KONUSU: Babasının haksız bir şekilde Öldürülmesine daya­namayarak, intikam almak için dağlara çıkan ve hep yalnız gezen genç kız Kezban'ın hikâyesi anlatılmaktadır.

Sabahtan beri yürüyorduk. İnce ince yağmur yağıyordu. Omzumdaki silah gittikçe ağırlaşıyordu. "Biraz dinlensek" dedim. Kılavuzum gülerek, "Biraz daha gayret et" dedi. Yarım saat daha yürüdük. Kılavuzum "yarın başına geldik, oturabiliriz" deyince yakındaki bir çamın dibine çöküverdim. Tam sigara yakacaktım ki, "Burada tütün içilmez, çünkü burası Yalnız Efe'nin kaybolduğu yerdir" dedi. Ben ki, menkıbeleri çok severim, bunu da dinleme­liydim. "Anlat Baba" dedim.

"Bu olaylar benim küçüklüğüme denk gelir. Babası gençliğinde, adı Kezban olan kızı ile bizim köye yerleşmiş. Bir gün, Eseoğlu'nun çiftli­ğinden geçerken, alacağı olan birisini görüp istemiş. Vermemişler. Çıkan kavga neticesinde adamı öldürmüşler."

Kız do... (Devam)
Diğer Konular 18 Mayıs 2013 Yorum yok
Yan Anlam
Yan Anlam: Temel (gerçek) anlama bağlı olarak kelimenin kazandığı ikinci derecedeki anlama verilen addır.

Kadının başı açıktı. O gün hava açıktı. (Devam)
DiÄŸer Konular 05 Haziran 2013 Yorum yok
Yankılı Kayalar
YANKILI KAYALAR (Çocuk Romanı)

KONUSU: Bir koy çocuğunun, her türlü zorluklara rağmen, okuma mücadelesinden vazgeçmeyerek başarıya ulaşması anla­tılmaktadır.

 

Ben, Doğu Anadolu'nun bir dağ köyünde doğdum. Köyü­müz, başı karlı ve dumanlı bir dağın eteklerindedir. Kışlarımız hep karlı geçer; kısa süren yazımıza da doyum olmaz. Yazı dört gözle bekleriz.. Korkunç kayalar bizim oyun yerlerimizdir, bazen keçiler gibi dağa tırmanır, yankı yapan kayalara sesleni­riz.. Seslerimiz, değişmiş, korkunçlaşmış bir halde uğuldayarak geri döner.. Dağımızda mağara vardır, korka korka gireriz, ha­yaller kurarız. Defineler bulur, fakir fukaraya dağıtırız..

Babam inşaat işçisidir. Yazın ilçede çalışır, kışın evde oturur. Bize hep şekerler, elbiseler, daha neler alır getirir. Babamı herkes sever. Anam da çok iyidir. Bütün komşuların derdine koşar. Elin­den her iş gelir.

Babamın kerpiçten yapt... (Devam)
DiÄŸer Konular 18 Haziran 2013 Yorum yok
Yanlış Anlamda Sözcük Kullanma
YANLIŞ ANLAMDA SÖZCÜK KULLANMA

Bir sözcük yanlış anlamda kullanılırsa cümlede bir anlatım bozukluğu meyadana getirir.

- Başarımı azımsamasına bozuldum. (Küçüm­seme)

- Kendine özgün bir odası yokmuş. (Özgür)

- Cana yakınlığı, herkesçe sevilmesine neden oldu, (Sağladı) (Devam)
DiÄŸer Konular 26 Nisan 2013 Yorum yok
Yanlış Yerde Sözcük Kullanma
SÖZCÜĞÜ YANLIŞ YERDE KULLANMA

Cümlede sözcüğün yanlış yerde kullanımı söz dizimi hatalarına yol açar. Bu da anlatım bozukluğu olarak kabul edilir.

- Soyguna katılan iki maskeli kişi aranıyor. (İki kişi)

- Okuldan ilk mezun olduğu yıl iş bulamadı. (İlk yıl)

- Eşyalar ücretsiz eve hemen teslim edilir. (Ücretsiz teslim) (Devam)
Diğer Konular 26 Mayıs 2013 Yorum yok
Yapı Bakımından Diller
Yapı Bakımından Diller:

Dünyada var olan diller yapısal olarak üç ana grupta ele alınır:

1. Tek Heceli Diller: Çin - Tibet Dil ailesine mensup diller

2. Eklemeli Diller: Ural- Altay dil ailesine mensup diller

3. Çekimli Diller: Hint - Avrupa dil ailesine mensup diller (Devam)
DiÄŸer Konular 03 Haziran 2013 Yorum yok
Yapılarına Göre Cümleler
1. Basit Cümle
Ä°çinde tek bağımsız yargı anlatan cümlelerdir.
Örnek: Biz, sizi baÅŸkanlığa seçtik.
2. BileÅŸik Cümle
Birbiriyle ilgili birden çok yargıyı içinde barındıran cümlelerdir.
Örnek: Okulda çalışmak istiyordu.
Cümlede çalışmak ve istemek eylemleri vardır.
Yan cümle: okulda çalışmak, temel cümle: istiyordu.
a) GiriÅŸik Cümle
Yan cümleciÄŸi esas cümlenin herhangi bir öÄŸesi olan cümlelerdir.
Örnek: Bu konuyla kimin ilgilendiÄŸini merak ediyormuÅŸ.
b) Kaynaşık Cümle
Bir cümlenin, baÅŸka bir cümlenin öÄŸesi olması halinde kaynaşık cümle meydana gelir.
Örnek: Aynur: "Ben iyiyim" dedi.
c) Åžartlı Cümle
Örnek: Islandıysan üstünü deÄŸiÅŸtir.
d) Soru Edatıyla Kurulan Cümle
Örnek: Gökyüzü bulutlandı mı içim kararır.
3. Sıralı C&uum... (Devam)
Cümle Çeşitleri 03 Kasım 2012 Yorum yok
Yapılarına Göre İsimler
1. Basit Ä°sim
Yapım eki almamış, baÅŸka sözcükle birleÅŸmemiÅŸ sözcüklerdir.
Örnek: mutfak, banyo, tuvalet, hesap...
NOT: Adlar çekim ekleri aldıklarında yapılarında bir deÄŸiÅŸiklik olmaz.
2. TüremiÅŸ Ä°sim
Yapım ekleriyle kurulmuş adlara denir.
Örnek: Doktor, göz-lük takmamı önerdi.
Örnek: Ben de göz-lük-çüye gittim.
3. BileÅŸik Ä°sim
Birden fazla sözcüÄŸün oluÅŸturduÄŸu adlardır.
Örnek: Ä°mambayıldı güzel olmuÅŸtu.
Örnek: Dedikodularınızdan bıktım artık.
Örnek: Arkadaşım uyurgezerdir. (Devam)
Sözcük Türleri 03 Kasım 2012 Yorum yok
Yapım Eki Nedir
Kök ve gövdelerden yeni anlamda sözcükler yapan eklerdir. Yapım ekleri; sözcüğün anlamını değiştirdiği gibi türünü de değiştirebilir. Dilimizde çok sayıda yapım eki vardır. Ancak biz bu yapım eklerini dört ana başlıkta toplayabiliriz:

1. Ä°simden Ä°sim Yapan Ekler

2. Ä°simden Fiil Yapan Ekler

3. Fiilden Ä°sim Yapan Ekler

4. Fiilden Fiil Yapan Ekler

Yukarıdaki eklerin dışında az kullanılan başka yapım ekleri de vardır. Bu ekleri de kök ve gövde arasındaki anlam ilgisini gözeterek ayırabiliriz.

süpür-ge, saklam-baç, oyuncak. (n) (Devam)
DiÄŸer Konular 05 Haziran 2013 Yorum yok
Yapısına Göre Cümleler

YAPI BAKIMINDAN CÜMLELER
1. Basit Cümle2. BirleÅŸik Cümlea. GiriÅŸik BirleÅŸik Cümleb. Ä°ç Ä°çe BirleÅŸik Cümlec. Ä°lgi Cümlesid. Åžartlı BirleÅŸik Cümle3. Sıralı Cümleler4. BaÄŸlı Cümle1. "ki"li BaÄŸlı Cümleler 2. DiÄŸer BaÄŸlaçlarla KurulanlarSonuç

Cümleler, bildirdikleri yargı sayısına ve öÄŸelerin yüklemle olan iliÅŸkisine göre çeÅŸitlere ayrılırlar.
Cümlede bir ya da birden fazla yargı vardır. BaÅŸka bir deyiÅŸle birden fazla cümle bir araya gelip bir cümleymiÅŸ gibi görünebilir.
Bir ceylan gibi ürktü. Tek yargıSevincinden ne yapacağını ÅŸaşırmıştı. Ä°ki yargıBu tür cümlelerde bazı öÄŸeler ortak olduÄŸu gibi öÄŸelerin tamamı farklı da olabilir. Bu cümleler birbirlerine bazı baÄŸlaçlar yardımıyla baÄŸlanabildiÄŸi gibi anlam bakımından da baÄŸlanabilirler.
Saatine baktı ve... (Devam)
Cümle Bilgisi 15 Aralık 2012 Yorum yok
Yaprak Dökümü
Ali Rıza Bey namuslu bir memurdur. İşinden çıkarılmıştır. Fikret, Necla, Leyla adında üç kızı; Şevket adında bir oğlu vardır. Şevket bir bankada memurdur. Evin bütün yükü onun üstündedir. Üstelik bir de Ferhunde adlı daktilocu bir kız ile evlenmiştir. Leyla, Necla ve Ferhunde modern hayat ve eğlence düşkünüdürler. Haftada iki gece evde toplantı yapılmaktadır. Şevket bütün bu masrafları karşılamak zorundadır. Evin gidisini beğenmeyen Fikret, Adapazarı'nda yaşlı ve birkaç çocuklu dul bir adamla evlenir; böylece, ağacın yapraklarından biri düşer. Şevket, bankadan aldığı paraları ödeyemeyerek bir buçuk yıl hapse mahkûm olur; böylece, ağacın ikinci yaprağı da düşer.

Şevket hapiste iken karısı kaçar, ağacın bir yaprağı daha düşmüş olur. Necla, kendini zengin gösteren bir Suriyeli ile evlenir, Suriye'ye gidince eşinin birkaç hanımının olduğunu görür, böylelikle, ağacın dördüncü yaprağı d... (Devam)
DiÄŸer Konular 30 Mart 2013 Yorum yok
YaÅŸar Ne YaÅŸar Ne YaÅŸamaz
Aziz Nesin'in bu eseri, toplumun ve bürokrasinin çarpık taraflarını iğneleyici bir üslupla ortaya koymaktadır. Bu roman 1977'de yayınlanmıştır. Kimliği olmadığı için devlet onun yaşadığına  inanmaz.  Böyle bir kahramanın başından geçen olaylar komik bir dille işlenir. Eser teknik özellikler bakımından yetersizdir.

Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz Özeti:

Cezaevi imamı artık suçlularla uÄŸraÅŸmaktan bıkmıştır. Onların ıslah olabileceÄŸine olan inancını tamamen yitirmiÅŸtir. Yalnız cezaevinden çok yakında çıkacak olan YaÅŸar ile yakın dost olmuÅŸtur. YaÅŸar kendini dine vermiÅŸ, sürekli camiyi te­mizleyen biridir. KoÄŸuÅŸtaki herkes YaÅŸar YaÅŸamaz'ın aniden dine sarılışına, imamın yanından ayrılmayışına ÅŸaşırmaktadır. Bu arada YaÅŸar'ın iyi para kazanması kuÅŸkulan artırır. Netice­de bir gün her ÅŸey ortaya çıkar. MeÄŸer, YaÅŸar yeni hapisten çıkmış ortağı ile imamı eroin iÅŸinde kullanmaktadır. YaÅ... (Devam)
DiÄŸer Konular 28 Haziran 2013 Yorum yok
Yaşlı Adam Ve Deniz
YAÅžLI ADAM VE DENÄ°Z

 

İHTİYAR BALIKÇI

Sandalıyla balıkçılık yapan, Santiago isimli yaşlı balıkçı, tam seksen dört gündür bir tane dahi balık avlayamamıştı. Bu yüzden, yıllardan beri kendisine yardımcılık yapan küçük Manolin bile, başka bir balıkçının yanında çalışmaya başlamıştı. Ama, yine de fırsat buldukça gelip, yaşlı balıkçıya yardım ediyordu.

Diğer balıkçılar, artık onunla dalga geçiyorlardı. O ise, hava­nın açılmasını bekliyordu. Niyeti alabildiğine açılmak ve avlana-madığı günlerin acısını çıkarmaktı. Böylece, ne kadar İyi bir balık­çı olduğunu dost, düşman yeniden görecekti.

O gece rüyasında, yüksek dağlarda, altın sarısı kumsallarda gezindi, mavi denizlerde dolandı, durdu. Sabah olmadan uyandı ve gidip Manolin'i uyandırdı. Kahvelerini içtikten sonra, Manolin 'in yardımı ile kayığını denize indirdi ve açıldı.

Güneş doğmak üzereydi. Yaşlı adam ... (Devam)
DiÄŸer Konular 26 Nisan 2013 Yorum yok
Yazı Dili
Yazı Dili: Düşünce ve duyguların bir kişi ya da insan topluluğuna yazılı bir şekilde aktarılmasına denir. Yazı dili bir dile ait olan bir ağzın ya da şivenin zaman içerisinde ortak hale gelmesiyle oluşur. Bizim dilimizde İstanbul ağzı ortak (yazı dili) dil haline gelmiştir.

- Yazı dili ortak bir dildir.

- Yazı dilinde yazım ve noktalama önemli bir yer tutar.

- Planlı bir iletişim olduğu için dil yanlışı (anlatım bozuklukları) yapılmaması gerekmektedir.

- Yazı dilinde sanatsal imgeler daha fazla olduğu için dile hâkim olmak şarttır. (Devam)
DiÄŸer Konular 11 Nisan 2013 Yorum yok
Toplam 2 sayfa, 1. sayfadasın: 1, 2, Sonraki
Son Ziyaretler:
CoÄŸrafya Sitesi Tarih Sitesi Matematik Sorusu