HarfŞu anda N harfi ile başlayan içerikler görüntüleniyor.
Bu harfle başlayan toplam 23 içerik bulunuyor.
N Sözlüğü (Deyim)
Nabzı durmak: Ölmek.

Nabzına göre şerbet vermek : Birinin hoşuna gidecek, gururunu ok­şayacak davranışlarda bulunmak.

Nabzını yoklamak : Bir kimsenin eğilimini ve ereğini anlamaya çalış­mak.

Nafile yere: Boş yere, boşu boşuna; yok yere.

Nağme yapmak : -1, Bildiği bir şeyi bilmez gibi görünmek. -2. Birini güzel sözlerle aldatmaya çalışmak.

Nah kafa : "Akılsız, kafa kafa değil ki." anlamında birinin aklını hafifse­me yollu kullanılır.

Nal deyip mıh dememek: Düşüncesinde direnmek.

Nalıncı keseri gibi kendine yontmak: Yalnız kendi çıkarını gözet­mek; kendine yontmak.

Nalları dikmek : (Hayvan ya da değer verilmeyen kişiler için) ölmek.

Namazında niyazında (namazı niyazı yerinde) : Dini görevlerini tam olarak yerine getiren kimse.

Namus belası: Namusunu ya da toplum İçindeki değerini korumak için kişinin kabullendiği zarar, katlandığı sıkıntı.

Namus sözü : Bir şeyi yapacağına dai... (Devam)
Diğer Konular 26 Mart 2013 Yorum yok
Nabi
NABİ ( 17.YÜZYIL)

Urfa'da doğan Nabi, iyi bir medrese eğitimi gör­müş. 4. Murat zamanında İstanbul'a gelmiş, çeşitli devlet hizmetlerinde bulunmuştur. Didaktik tarzda yazdığı şiirleriyle tanınır. Döne­minin toplumsal çöküntülerini, siyasal karışıklıkları­nı, ekonomik bozukluklarını şiirine taşımıştır. Nabi, şiirle­rinde ahlakçı, eğitici, yol gösterici kimliği sezilir. Şiirlerinde düşünceyi söz sanatlarıyla süslemiş. Dir felsefe olarak belirgin bir biçimde ortaya koyma­ya çalışmıştır. Ona göre şiir açık. anlamlı ve aydın­latıcı olmalıdır.

Onda dinsel ve tasavvufi yan ağır basar. Divanının yanında Hayrıyye ve Hayrabat adlı iki mesnevisi ile Tuhfetü'l Haremeyn ( Kutsal Şehirle­rinden Hediyeler) adlı gezi yazısı vardır. (Devam)
Diğer Konular 13 Mayıs 2013 Yorum yok
Nabizade Nazım
(1862-1893)

Annesini çocuk yaşta kaybetmesi nedeniyle çocukluğunu ve gençliğini çok  mutlu yaşayamamıştır. Büyük Annesinin yanındayken Tophane Mahalle Mektebi'ni bitirdikten sonra Salıpazarı'ndaki Fevziye Rüştiyesi'ne başladı daha sonra Beşiktaş Askeri Rüştiyesi'ne girdi. İdadi(lise) öğrenimini bu okulda bitirdikten sonra yüksek öğrenimini Mühendishane-i Berri-i Hümayun'da (kara askeri mühendis okulu) okudu ve 1884 te topçu mülazım-ı sanisi (topçu üsteğmen) olarak bitirdi; Mekteb-i Harbiye-i Şahane'ye (genel kurmay okuluna) başladı. Bu okuldan da, 1886 da Erkan-ı Harbiye yüzbaşısı olarak mezun oldu. Nabizade Nazım, başarılı bir öğrenci olmasından dolayı bitirdiği okulda öğretim üyesi oldu;"yüksek cebir","istihkam"ve"topoğrafya" gibi dersleri okuttu."Keşif ve araştırma" yapmak için Suriye'ye gitti. 1890 da İstanbul'a geri geldi. Bir arkadaşının yardımıyla daha önce görüp sevdiği kızla evlendi. Ancak mutl... (Devam)
Diğer Konular 28 Haziran 2013 Yorum yok
Naima
Osmanlı Devletinin en önemli tarih yazarlarından biridir Naima. Kendi adıyla anılan " Naima Tarihi" adlı eseriyle tanınır. Altı ciltlik bu eserde yazar 1591-1651 ara­sındaki olayları, oluş sırasına göre anlatmıştır. Dili çağdaşlarına göre daha sade olan sanatçı­nın eserinde zaman zaman süslü anlatıma da rast­lanır. Osmanlının en karışık dönemlerini tarafsız ve gerçekçi bir anlatımla yazmıştır. (Devam)
Diğer Konular 06 Mayıs 2013 Yorum yok
Naki Tezel
1915 yılında İstanbul'da dünyaya gelen Naki Tezel bir folklor araştırmacısıdır. Tezel 1940 yılında İstanbul Üniversi­tesi Hukuk Fakültesi'ni bitirmiş, ardından bazı nahiye ve ilçe­lerde kaymakamlık yapmıştır. Bir süre sonra Basın-Yayın Ge­nel Müdürlüğü ve Ticaret Bakanlığına bağlı dairelerde ça­lışmış, sonra da İş ve İşçi Bulma Kurumu' nda müdürlük yap­mıştır. 1960-1966 yılları arasında ise Sosyal Sigortalar Kuru­mu Müşaviri olarak görev yapmıştır. 1971 yılında emekli ola­rak memuriyet hayatına son noktayı koyan Tezel, 1980 yılın­da İstanbul'da vefat etmiştir. En çok ilgi gören eseri Türk Masalları adlı eseridir.

Naki Tezel Eserleri

Yazıları Yeni Türk, Halk Bilgisi Haberleri, Varlık, Türk Di­li, Hisar, Ulus gibi dergi ve gazetelerde yayınlanmıştır. Ayrıca Keloğlan Masalları, Köroğlu Masalı, Bilmeceler ve Mâniler, Çocuk Masalları, Türk Halk Bilmeceleri ve Türk Masalları gi­bi de... (Devam)
Diğer Konular 02 Mayıs 2013 Yorum yok
Namık Kemal
"Vatan Şairi"olarak anılır. Sanat yaşamına Divan edebiyatı tarzında yazdı­ğı şiirlerle başlayan sanatçı; Şinasi'yle tanıştıktan, Avrupa kültür ve uygarlığını tanıdıktan sonra yeni edebiyat ve kültür için savaşım vermiştir. Sanatçı yanından çok, "Siyasal eylem adamı" kimliğiyle dikkati çeker. Namık Kemal, edebiyatın her alanında; şiir, roman, tiyatro, eleştiri, mektup..eserler vermiş; sanatını, düşüncele­rin halka yaymada bir araç olarak kullanmıştır. Divan edebiyatına karşı olmakla birlikte, biçim ve dilce eskiye bağlı kalmış, kaside ve gazellerinde gür sesiyle "vatan, millet hürriyet" konularını işle­miştir.

Tiyatroları daha sade olan Namık Kemal, konuşma di­linden yanadır. Tiyatroyu "yararlı bir eğlence" olarak görmüştür. Aruzu kullanmış ancak, heceyi de denemiştir. "Vatan Yahut Silistre" adlı oyunu seyirciyi çok etkilemesi üzerine. Kıbrıs' a sürüldü, Magosa zin­danlarında 38 ay kaldı. ... (Devam)
Diğer Konular 12 Mayıs 2013 1 yorum
Nasreddin Hoca Fıkraları
Sağlam bir İslam inancına, köklü bir di­ni bilgiye, ciddi bir ahlaki yapıya sahip bir kişiliktir. Tasavvuf kültürüne de vâkıf olan Hoca, birçok tarihî yazma eserde evliyalar arasında zikredilir. Nasreddin Hoca, Evliya Çelebi Seyahatnamesi'nde "hakîm ulu bir can" olarak tanıtılır.

Nasrettin Hoca Fıkraları ile İlgili en eski kaynak olan Ebu'l-Hayr Rûmî'nin Saltuknamesi'nde (M. 1495) Sarı Saltuk, Nasreddin Hoca'ya bir hediye göndererek dua talebinde bulunur. Hoca evde olmadığı için Hoca'nın hanımı, onun yerine dua eder. Bu duanın bazı cümleleri şu şekildedir:

"..dünyada fasık facir ile alaka eyleme ve dahi kötü kişi­ye karşı kendini ve hem malını güvenip emanet etme ve di­linden tövbe ve istiğfarı koma, kendin için isteyeceğini baş­kası için de iste, Allah'tan korkup Resul'den utanasın ve ahi-ret için burada güzel amel işleyesin yaramaz işlerden kaçınasın, günahlarını çoğaltmayasın ki gönlün kararm... (Devam)
Diğer Konular 24 Mart 2013 Yorum yok
Nasrettin Hoca Hikayeleri
NASRETTİN HOCA HİKAYELERİ ORHAN VELİ KANIK

Bu kitapta, Nasreddin Hoca'nın hikâyeleri, şiir şeklinde (manzum hikâye) yazılmıştır.

KAVUK:

Adamın biri, bir gün elinde eğri büğrü yazılı bir kâğıt geti­rip, okumasını söyler. Hoca evirir, çevirir fakat okuyamaz. Adam, Hoca'ya, "Bir yazıyı okunamadın, başındaki kavuğundan utan" deyince,

"Hoca kavuğu çıkartıp uzatır. Sonra: Mademki, der, İş kavuktadır; Haydi benim düdüğüm, giy de şunu Kendin oku bakalım mektubunu" der.

YOĞURT GÖLÜ:

Hoca, bir gün gölün kenarında oturur iken adamın biri ne

yaptığını sormuş. Hoca da, "Göle yoğurt mayası çalıyorum" demiş. Bunun üzerine adam:

"Eh Hoca, ömür adamsın hanı! Göl maya tutar mı? Olur iş mi bu? Gözüm çıksın sende akıl varsa.' Hoca kızmış: 'Ben bilmez miyim onu? Elbet tutmaz..Ama ya bir tutarsa?."

HEPSİ HAKLI:

Bir gün Hoca'mn yanına, birbirinden davacı olan iki adam gelir. Hoca önce biri... (Devam)
Diğer Konular 23 Mart 2013 2 yorum
Nazım (Manzume)
Nazım, duygu ve olayların belirli kurallarla dile getirildiği yazılardır. Genellikle ölçü ve uyak gözetilerek1, "dizeler halinde yazılır. Bu türdeki yazılara manzume denir. Manzumelerin insanda coşku uyandıracak şeklide yazılanlarına da "şiir" denir. bkz. şiirler

Şiirde, ozanı şiir yazmaya yönelten olay ve durumlara "konu", şiirin tümünde egemen olan duyguya da ana duygu (tema) denir. Ozan, söylemek istediklerini bu duygu etrafında toplar, sanatlı bir dille aktarır. (Devam)
Diğer Konular 28 Mayıs 2013 Yorum yok
Necati Cumalı
1921'de Yunanistan'da doğan yazar, ailesiyle birlikte da­ha sonra İzmir'e yerleşmiş, ilk ve orta öğrenimini burada ta­mamlamıştır. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirmiş­tir. Bir süre avukatlık yaptıktan sonra tarnamiyle yazarlığa dönmüştür. Yazı hayatına şiirle başlayan Necati Cumalı, önce Garip akımından etkilenmiş, bu doğrultuda şiirler yazmıştır. Eserle­rinde bireyin sıkıntıları, aşkları, özlemleri ile toplum durumu­nu işlemiştir.

Şiirleri, romanları ve tiyatrolarıyla tanınır. ilk şiirlerini duygusal konularda yazan sanatçı doğayı, sevgiyi, yaşamı bir türkü yalınlığında işle­miştir. 1960'iı yıllarda ise içtenliğini yitirmeden, toplumsal konulara yöneldi. Sanatçının yalın, süssüz, mecazsız bir anlatımı vardır. öykü, roman ve tiyatrolarında kırsal kesim ger­çeğin yansıttı.

Necati Cumalı'nın eserleri:

İmbatla Gelen (Şiir), Tufandan Önce (Şiir), Kısmeti Kapalı Gençli... (Devam)
Diğer Konular 19 Nisan 2013 Yorum yok
Necip Fazıl Kısakürek
1905-1983 yılları arasında yaşamış en önemli edebi­yatçılarımızdan birisidir. Şiir, monografi, piyes türlerinde eser­ler vermiştir. Necip Fazıl'ın edebi kişliğii, Paris'te eğitim gördüğü senelerde şekillenmiştir. Necip Fazıl'ın şiirlerinde yakından tanıdığı Fran­sız şiirlerinden izler görülür. Necip Fazıl'ın yaşamının ikinci kısmında değişen düşüncelerine paralel olarak eserlerinde tasavvufi unsurlar yoğunlaşır. Metafiziğin önemli olduğu eserlerinde insanın va­roluş nedenleri, evrendeki yeri, yalnızlığı, iç âleme ait duygu ve düşünceleri önemli bir yer tutar. Necip Fazıl Kısakürek, 1980'de Kültür Bakanlığı Büyük Ödülünü; 1981'de Türk Edebiyatı Sultanü'ş-Şuara (Şairlerin Sultanı) unvanını almıştır.

Necip Fazıl'ın eserleri;

Bir Adam Yaratmak, Çile, Reis Bey, Ben ve Ötesi, Sabırtaşı, Künye, Abdülhamit Han ve Babıâli'dir. (Devam)
Diğer Konular 25 Haziran 2013 Yorum yok
Neden Sonuç İlişkisi
NEDEN-SONUÇ İLİŞKİSİ

Yüklemin gerçekleşme nedeni belirtilir, "niçin" sorusu yanıtlanır. Yapılacak iş bitmiştir.

Korktuğundan ses çıkaramadı. Korkudan sesi çıkmadı. Korktu ki ses çıkarmadı. Korktuğu için sesi çıkmadı. Korktu da sesi çıkmadı. Korktu, ses çıkaramadı. (Devam)
Diğer Konular 11 Nisan 2013 Yorum yok
Nedim
NEDİM ( 18. YÜZYIL)

Gazelleri, kasideleri ve şarkılarıyla tanınan Nedim. İstanbul'da yaşamış, medrese eğitimi gör­müş. Arap ve Fars dili ve edebiyatını öğrenmiş, yıllar­ca müderreslik yapmıştır. Patrona Halil ayaklanması sırasında sarayın damından düşerek ölmüştür. Lale devri sanatçısı olan Nedim, şiirlerinde bu dönemin zevk ve eğlence yaşamını. İstanbul'un güzelliklerini anlatmıştır, Şiirlerinde din dışı konuları işlemiş, mesnevi türüne de ilgisiz kalmıştır. Halk şiirindeki türkü ve güzellemeleri andıran şarkı türünü Divan edebiyatına o kazandırmıştır. Hece ölçüsüyle yazılmış bir türküsü de bulunmakta­dır.

Nedim dili sadeieştirmiş. yerlileştırılmış; halk de­yimlerini kullanmıştır. Anlatıma senli benli bir hava vermiştir. Gazelde daha da başarılı olan Nedim, şiirlerine günlük yaşamını sokmuştur. Divan'ı vardır. (Devam)
Diğer Konular 21 Haziran 2013 Yorum yok
Nedim-i Kadim
Nedim-i Kadim (?-1670) Dîvan şâiri, İstanbul'da doğdu. Medrese eğitimi gördü ve müderrislik yaptı. İstanbul'da öldü.

Lâle Devri şâiri Nedim'in takdirini kazanmış bir şâirdir. Bazı gazellerinde şuhça söyleyişi ile meşhur adaşı kadar ba­şarılı olmuştur. Dîvân'ı Halil Nihat Boztepe tarafından Nedim Divânı'na ek olarak bastırıldı (1922). (Devam)
Diğer Konular 11 Nisan 2013 Yorum yok
Nef'i
Medrese eğitimi görmüştür. 4. Murat döneminde yaşamış, bir süre korunmuş ancak Sadrazam Bay­ram Paşa'yı eleştiren bir hicvi yüzünden boğdurularak cesetı Sarayburnu'ndan denize atılmış.

Divan şiirinde kaside (övgü) ve hiciv (yergi) şairi olarak tanınmakla birlikte, gazelleri de vardır, öv­gülerinde de yergilerinde de aşırı abartmalara yer vermiştir.

Dili ağır olmasına karşın, akıcıdır. Arapça ve Farsça sözcük ve deyimlerle dizelerini kurmuştur; ancak cümle yapısı sağlam, dili sese uygundur. Tamlamalar ve süslü, sanatlı bir üsiup kullanmıştır. Nefi, şiirlerinde ses öğesine önem vermiş, betimlediği ortamların sesini şiirlerinde yansıtmıştır.

Türkçe ve Farsça birer Divan'ı vardır. En ünlü eseri Siham-ı Kaza da (Kaza Okları), hicivleri yer alır. (Devam)
Diğer Konular 15 Haziran 2013 Yorum yok
Nesne
NESNE (DÜZ TÜMLEÇ)

Cümlede öznenin yaptığı eylemden etkilenen varlıkları belirten sözcüklere nesne denir.

Aşağıdaki cümlelerde nesne olan sözcükleri bulalım.

- Marketten ekmek aldım.

- Nasrettin Hoca'yı herkes tanır.

- Yaşlı adam önce pencereyi açtı.

- Ablam örtüyü kaldırdı, masaya tabak koydu.

Cümledeki nesnelerin yalın halde ya da "-i" halinde olduğunu gördük. Buna göre nesneler ikiye ayrılır:

a. Belirtili Nesne: "-i" halinde otan "neyi, kimi" sorularına yanıt veren nesnedir.

- Televizyonlar, bu olayı günlerce gündeme getirdi.

- İzleyiciler, sanatçıyı uzun uzun alkışladılar.

b. Belirtisiz Nesne: Yalın halde olan, "ne" sorusuna yanıt veren nesnedir.

- Yazar, bu eserinden ödü! bekliyor.

- Kendime güzel bir kahvaltı hazırladım. (Devam)
Diğer Konular 05 Mayıs 2013 Yorum yok
Nesne (Düz Tümleç)
Nesnelerine göre geçişli çatılı eylemlerde öznenin yaptığı eylemden etkilenen sözcük ya da sözcük öbeğine nesne denir.
Azrail ala canımı / Unuttura her sanını
Nesne Türleri
1. Belirtisiz Nesne
Durum eki "-i" yi almamış, yalın durumdaki nesnedir.
2. Belirtili Nesne
Durum eki "-i" yi almış, belirtme durumundaki nesneye denir. (Devam)
Cümlede Öğe 30 Kasım 2012 Yorum yok
Neveser
Neveser (Zİya Osman Saba)

Aklımda öyle kaldığı için, şimdi ona Neveser diyorum. Ara­dan yıllar geçti. Ona ilk bindiğimde, ayaklarımın yere değmediğini hatırlıyorum.

O şimdiki vapurlar gibi, iskelelere ateş alırcasına yanaşıp kalkmıyor, kimseyi koşturmuyor, kimseye vapur kaçırtmıyordu. O şimdiki gibi zil sesiyle değil, iskele memurunun düdüğünü öttürmesi, çımacının halatını çıkarıp yol vermesi ile yavaş yavaş Moda'ya doğru sessizce süzülüyordu.. Neveser'İe İstanbul'a her inip dönüşümde onun her yerinin, her köşesinin zevkine ayrı ayrı varıyordum..

Caha sonraları, kâh sevinçli bir imtihan dönüşümün, kâh Babıâii'ye keyifli, keyifsiz gidişlerimin vapuru olmuştur..

Aradan yıllar geçiyor, Neveser ile beraber denize çıkan gemi­ler birer birer ıskartaya ayrılırken, Neveser hepsinden dayanıklı çıkarak, çalışmasına devam ediyordu. Vapur iskelesinde yolcuları karşılamaya gelenler sürekli d... (Devam)
Diğer Konular 26 Nisan 2013 Yorum yok
Nicelik Özelliklerine Göre İsimler
1. Tekil Ad:
Aynı türden tek varlığı karşılayan adlardır.
Araba, öğrenci, sıra, sandalye, Ankara...
2. Çoğul Ad:
"-ler" çoğul eki alarak aynı türden birden çok varlığı kapsayan adlardır.
Bu ağaçlara iyi bakın, hüzün göreceksiniz.
3. Topluluk Adı:
"-ler" çoğul ekini almadığı halde çoğul anlamı taşıyan adlardır.
Ordumuzu güçlendirelim.
Sınıf çok kalabalık. (Devam)
Sözcük Türleri 03 Kasım 2012 Yorum yok
Ninniler
Çocuğun uyutulması, hoplatılıp sevilmesi sırasında söylenen birtakım duygu ve düşünce, inanç, umut ve hayalleri, sevinç ve acıları içeren çoğunlukla dört mısralı, mısra sonlarında kalıp sözler eklenerek ezgi eşliğinde söylenen manzum sözlerdir. Ninniler, doğal olarak oluşan en eski anonim edebiyat türüdür. Divanı Lügati't Türk'te ninni kelimesine karşılık olarak "balu balu" ifadesi geçmektedir. Ninni sözcüğü taklidi olarak türetilen bir sözcüktür. Bebeğin bir şekilde çıkardığı seslere uygun algılamalara göre oluşturulan taklidi nakarat sesler, bebeğe söylenen diğer sözlerin de adını oluşturur. (Devam)
Diğer Konular 07 Nisan 2013 Yorum yok
Toplam 2 sayfa, 1. sayfadasın: 1, 2, Sonraki
Coğrafya Sitesi Tarih Sitesi Matematik Sorusu